Ağlamaktan bir hal olmuştu felix'in gözleri. Gece uyuyamamıştı üstelik. Alışıktı çünkü sevgilisinin kolları arasında uyumaya. Gece uyamadan önce saçlarının okşanmasına ve sevgilisinin ona şarkı söylemesine. Ama bu gece koca yatakta tek başına yatmıştı. Sabah kalktığı zaman yanı başında uyuyan sevgilisi yoktu bu sabah.
Gece geldiği için fark edememişti tam olarak nerede uyuduğunu fakat gündüz olup güneş ışığı odanın içine dolınca anlamıştı. Burası çocukluğunun geçtiği o odaydı. Yanı başındaki ikinci bir yatak ayak uçlarında kalan çalışma masaları, duvara monteli kitaplık ve yatakların sağında kalan dolap.
Anıları canlandı bir anda. Sevgilisi ile geçirdiği tüm zamanlar bir anda bir film seti gibi geçti gözünün önünden. Yatağın altındaki tahta kırıktı hatta. Beraber aynı yatakta zıplamalatının bedeliydi o kırık yatak. Sevgilisi sırf felix rahatsız olmasın diye yatakları değiştirmiş ve kırık yatakta yatmayı kabul etmişti. Elbette teyzeleri temizlik yaparken yatağın kırık olduğunu görmüş ve ikisinede söylemedikleri için kızmıştı.
Beraber çalıştıkları sınavlar. Felix sevgilisini zorla ikna ederdi hep. O hep tembel ve evde yatmayı seven bir çocuktu. Aksine yıldızı ona sürekli geleceğini düşünmesini söyler ve cesaret verirdi.
10 yaşlarına kadar bedenleri aynı gitmiş fakat sonradan hyunjin boy atmış ve yıldızı yanında küçücük kalmıştı. O zamana kadar kıyafetleri paylaşan ikili ondan sonra birbirinden farklı iki kişiye dönüşmüşlerdi ama yinede aralarındaki bağ hiç değişmemişti.
Felix yatağın üstünde öylece oturup geçmişi düşünürken aşağıdan bir bağırma sesi yükseldi. Teyzesinin sesiydi. Birine durmasını söylüyordu. Sesler yaklaştı ve yaklaştı ardından odanın kapısı açıldı. Karşısında sevgilisi duruyordu. Aynı onun gibi ağlamaktan hallice gözleri kızaran burnu ve uykusuzluktan oluşmuş göz torbaları ile.
Yıldızını gördüğü gibi dizlerinin bağı çözülmüştü resmen. Buraya nasıl geldiğini bile unutmuştu. Kapıdan içeri adım attığı andan itibaren odanın içini saran sevgilisinin kokusu burnuna dolmuş ve bir gece olsa bile ne kadar özlediğini daha net anlamıştı.
Önceden söylediği gibi. Onu kaybederse ne yapacağını bilmiyordu. Bir hayatı olmayacaktı artık. Nefes almak için bir sebep. Kalbinin atması için bir amaç. Ve mutlu olması için bir kaynağı olmayacaktı.
Yıldızını seviyordu... Ve başka hiç bir şey umrumda değildi...
Yaklaştı. Adımları yıldızının yanında bitene kadar ilerledi. Kokusunu içine çekti bir kez daha. Elleri usulca çene hizasına gidip dudaklarına eğildi ve ufak bir buse kondurdu. Arkasında duran teyzesi umrumda değildi. Şuan özlem ile yanıyordu.
Ardından kolları ile yıldızının küçük bedenini sardı. Sessiz bir şekilde fısıldadı. "özledim... Hemde çok..." o an ikiside huzur buldu. Ruhen birbirlerine bağlandıklarını fark etmişlerdi.
Artık ayrılamazlardı. Birisi ölmediği sürece...
...
Tamam ben yine geldim. Tekrar söylüyorum yorum yapmaz iseniz doğru düzgün bölüm yazmam. Bu arada aklımdaki gibi gidecek. Düşündüm bu bölümğ yazarken daha finale var zaten yapcaklarım var onları halledeyim seveceksiniz biliyorum.
Sizinle paylaşmak istediğim ÖNEMLİ bir şey var.
Bir kaç gün önce bu kitap yavaş yavaş yükselirken kendi kendime dedimki acaba birinci sıraya çıkar mıyım? Ve bugün baktığım zaman birincilikle olunca yaşadığım duygusu size tarif edemem. Destekleriniz için hepinize ayrı teşekkür ederim. Kitabımı okuduğunuz için minnettarım.
Çarşambaya iki bölüm yazmaya çalışırım. Ama fets ferits bakacağım belki bundan sonra oraya alırım sizi.
Epny~°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not EASY~°
FanfictionHyunjin: gözyaşlarını silmeye uğraşma ben silerim Texting//Angst @eupharity kitabım ve kalbim tamamen sana ait.