yaklaşan sorunlar•
Hoseok karşısında oturan çocuğun kaşlarını çatmış haline bakarken gülümsemeye devam ediyordu.
Cana yakın davranmalı ve güven kazanmalıydı fakat Seo Joon zor bir çocuktu. Özellikle tanımadığı insanlar çevresindeyken sevgi dolu birisi asla değildi. Yakın zamanda anaokuluna başlayacaktı. Günler oldukça çabuk geçiyordu.
Haftada bir evlerine ziyarete gelip, Jungkook ile sohbet ederken Seo Joon'u da yokluyor, zar zor aldığı cevaplarla ebeveynlerini yönlendirmeye çalışıyordu. Jungkook'un ikinci dönemi bitmişti. Yoongi, babasından sakladığı evliliği ile çalışmaya devam ediyordu.
İlk başlarda Jungkook'u gruba almakta tereddüt etsede sesini duyduktan sonra kapıldığını hissetmişti. Her gece yatağa girdiklerinde, Jungkook'dan bir şeyler mırıldanmasını istiyordu. Fiziksel temaslardan kaçıp dursada, Jungkook onu sesiyle büyülüyor ve aniden yaklaşıp öpüyordu. İçindeki arsız kişiliği gün geçtikçe daha çok ortaya çıkmaya başlamıştı.
Jungkook kendisi gibi davranmaya alışmıştı ve Yoongi'nin gözünü korkutmadan ona yaklaşmaya devam ediyordu. Bu konuda en büyük destekçisi Miyeon ve Jaehyun'du. Ona yardımcı oluyorlardı.
"Bu şekilde devam ettikçe yol alamayacağız gibi görünüyor." dedi Hoseok. Elinde yeşil bir kupa vardı. Jungkook bir bardak bitki çayı yaparken mutfağa geçmişler, Seo Joon belgeseli ile başbaşa kalmıştı.
"Tatile mi çıkmalıyız?"
"Yaz geldi. Tatil iyi bir fikir. Çevresinde yaşıtları olmalı ve farklı insanlara da alışmalı. Bundan sonra kliniğime gelmenizi istiyorum Jungkook. Evde daha kolay olacağı konusunda hemfikirdik fakat dört hafta geçti."
"Yoongi üzerine çok titriyor. Parka çıkaracağımı duyduğunda beni görüntülü aradı ve izledi."
"Annen parkta iyi vakit geçirdiğini söylemişti."
"Annemle mi konuşuyorsunuz?"
"Anneni severim." dedi Hoseok. "Her ne kadar Iris'le iyi geçinememiş olsak da beni hala oğlu olarak seviyor."
"Ablamın Minyoung haricinde birini sevdiğini sanmıyorum. Sorun sende değildi."
"Seo Joon'u da seviyor. Bilgi almak için birkaç kere aradı."
Jungkook gülmüş, "Hastalarının bilgilerini bu şekilde paylaşmamalısın." demişti. "Seni dava ederim."
"Paran olunca sana inanırım fakat şimdilik zor." dedi Hoseok. Gülmüş, biten bardağını lavabo içerisine bırakmıştı. "Ben artık gitsem iyi olacak."
"Tatil konusunu Yoongi ile görüşeceğim."
"Çocuğu olan arkadaşınız varsa, tatile birlikte çıkın. Seo Joon'un bu yaşlarda arkadaşlık ilişkisi kurması çok önemli. Annesini kaybedeli çok olmadığını biliyoruz fakat psikolojik olarak size odaklanmış noktada. Seni ve Yoongi'yi babası olarak kabullenmiş."
"Çocuğu olan arkadaşım yoksa ne yapacağım? Arkadaşlarım fazla genç."
"Kuzen bulabilirsin. Etrafında illaki yaş grubu aynı olan birileri vardır. İyi düşün."
"Pekala, dediğim gibi konuşacağım."
"Haftaya kliniğime gelin."
"Görüşürüz Hoseok hyung." Jungkook dış kapıyı kapatıp penguen belgeseli izleyen çocuğun yanına oturduğunda az önce mutfakta soyduğu yeşil elma kasesini Seo Joon'un kucağına bıraktı.
"O adam ne zamana kadar gelecek?"
Seo Joon memnun değildi ve her fırsatta bunu dile getiriyordu. Kendisine sorulan sorular hoşuna gitmiyordu. Sıkıştırılmış hissediyordu. Babalarıyla mutluydu. Daha fazla kişiye ihtiyacı yoktu. Etrafındaki insanlar arttıkça onları da kaybetme olasılığı artıyordu.
"Haftaya biz ona gideceğiz." dedi Jungkook.
"Gitmek istemiyorum."
"Beni tek mi bırakacaksın?"
"Sen de gitme." Seo Joon aldığı elmalardan birisini babasına uzattı. "Hayvanları izleriz."
"Her gün izliyoruz."
"Özür dilerim."
"Seo Joon neden özür diliyorsun?" Jungkook ağzı dolu konuştuğunda, Seo Joon omuz silkti. "Sana ve Yoongi babama çok sorun çıkartıyorum."
"Bize sorun falan çıkartmıyorsun. Böyle şeyler düşünürsen üzülürüm."
"Hayır üzülme!" Seo Joon kaseyi yanına koyup babasının kucağına çıkmış, kollarını boynuna dolamıştı. "Üzülme, özür dilerim."
"Hoseok hyung sana özür dileme konusunda ne söylemişti hatırlıyor musun?"
"Ondan hoşlanmıyorum."
"Hatırlıyor musun?" Jungkook üsteledi. Hoseok onun psikolojik olarak daha kendine olan güvenini kazanmadığını söylemişti. Hala korkuyordu.
"Eğer sürekli özür dilersem, özrümün bir önemi olmadığını söylemişti."
"Evet. Bu yüzden özür dilemeyi bırakmalısın."
"Yani bundan sonra özür dilemeyeceğim."
"Evet." dedi Jungkook. Daha sonra ise kaşlarını çatıp "Hayır." dedi. "Onu söylemek istemedim."
"O zaman ne yapacağım?"
Çalan kapıyla Jungkook, çocuğunu kucaklamış "Yoongi baban sana açıklayacak." demişti. Bu sıra bunu çok fazla yapıyordu. İşin içinden çıkamadığında tüm toplar Yoongi'ye aitti. Yoongi ona açıklıyor, Seo Joon'un anlayacağı şekilde ifadeler kullanıyordu.
Jungkook hala çok toydu. Yoongi olmasa ne yapacağını bilmiyordu.
Kapıyı açtığında, yüzü atmış kocasını görmesiyle kaşlarını çattı. Geçmesi için kenara çekildiğinde Yoongi çantasını yere bırakmış, minik adamına sarılıp onu öpmüştü. Üstünü değiştirmek için odasına yöneldiğinde Jungkook onu takip etti. Seo Joon ne olduğunu anlamamış, gülerek salona, penguenlerine dönmüştü.
"Neler oluyor?"
Gömleğini yatağın üzerine bırakan eşi, giyinme odasına geçerken "Bir şey yok." dedi. Jungkook gördüğü suratı biliyordu. Bir şeyler olduğu belliydi. Yoongi ona hala güvenmiyor muydu? Neden anlatmıyordu?
"Benimle paylaşmayacaksın yani, bunu mu anlamalıyım?"
"Jungkook üzerime gelme."
"Üzerine gelmiyorum." dedi Jungkook. "Sadece neden hala aramızda bir güven oluşmadığını anlamıyorum."
"Sana güvenmiyor değilim."
Yoongi, kot pantolon ve tişörtüyle çıktığında Jungkook kaşlarını çattı. "Nereye gidiyorsun?"
"Ailemin evine. Benimle konuşacakları varmış."
"Baban sonunda öğrendi. Öyle değil mi?"
"Bilmiyorum!" Yoongi aniden bağırdığında Jungkook irkildi. "Özür dilerim." dedi Yoongi. "Bağırmak istemedim. Zor bir gün geçiriyorum."
"Sorun değil sadece yanında olmak istiyorum."
"Biliyorum. Yanımda olduğunu, beni desteklediğini fakat modumda değilim. Seninle alakalı bir konu değil."
"Ailene birlikte gitmeliyiz." dedi Jungkook. "Seo Joon olmasa bile, beni görmeleri gerek."
"Babamın hoş karşılamayacağını biliyorsun."
"Biliyorum fakat umrumda değil. Tek başına gitmeyeceksin. Ben buradayım. Seni yalnız bırakmayacağım."
Yoongi hata olacağını bilsede kafasını salladı. Jungkook'la birlikte gidecekti.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moonchild
FanfictionJungkook ve Yoongi kendi dünyalarında eşsiz hayatlara sahipti. Ta ki kader onları birleştirip bir hediye sunana kadar. s | 19'