2.0

1.1K 113 51
                                    

gece sohbeti

İlerleyen saatlerde Jaehyun, karnını doyurup evi terk etmiş, kalan üçlü ise koltukta açtıkları çizgi film maratonuna kaldıkları yerden devam eder vaziyettelerdi.

Seo Joon sağına kedişini, soluna kurabiyesini almış iki yana attığı bacaklarını, ikilinin bacakları üzerine kondurmuştu. Keyfi yerindeydi, kucağında Jungkook'un ısıttığı küçük, yeşil kurbağalı kupasını kavramıştı. Azıcık sıcaktı fakat sorun etmiyordu.

Jungkook içerisine bal karıştırmış, rahatça içmesi için tatlandırmıştı. Evde köfte ve makarna harici pek bir şey pişmiyordu. İkisi de çocuk bakımı konusunda bilgisiz oldukları için neler pişireceklerini ve neler yemesi gerektiğini internetten araştırmışlardı. Tatlı ile çok beslemek istemeselerde Seo Joon muzlu süt hastasıydı.

Aynı küçük olan babası Jeon Jungkook gibi.

Saat ona gelirken Yoongi, miniği kendi yataklarına yatırmış, salona geri dönmüştü. Seo Joon kendi odası olsa bile hevesini bir gecede alıp babaları ile uyumaya devam etmek istiyordu.

Annesinin onu bırakıp gittiğine hâlâ inanamıyordu ve ikili bu durum için endişeliydi. Üzerinden iki ay geçmek üzereydi. Bir psikiyatrdan destek almak için çok mu geçti? Emin değillerdi.

"Jaehyun ile bir daha yalnız bırakmayalım Yoongi hyung." Jungkook bacaklarını kendisine çekmiş, salondan içeri giren büyüğüne bakmıştı.

Geniş üçlü koltuklarında yanına oturmuş Yoongi, Jungkook'a doğru dönerek. "Endişelendiğimi dışarı çıktığımız ilk an söylemiştim." dedi.

"Haklıymışsın da, baksana neler anlatmış. Jaehyun gittikten sonra bile öpüşmemiz, dahası sevişmemiz için ısrar edip durdu. Gerçek babalar bunları yaparmış."

Jungkook son cümlesini alay dolu söylemişti ve Yoongi onun ses tonuna güldü. "Eh, haklı bir yerde." dedi. "Gerçek babalar sevişir."

"Beni her gece yatağa atıyorsun zaten." dedi Jungkook flörtüz bir tavırla. Yoongi ise gözlerini devirmiş, "Utanmaz tarafın uykusundan uyandı yine." demişti.

"Sevmiyor musun utanmaz yanımı?" Jungkook hakaret yemiş gibi elini kalbine götürürken güldürdü kedişi. "Yorumsuzum bu konuda."

Jungkook, biraz önce koyduğu yeşil çayından bir yudum almış "Ol bakalım, yorumsuz." demişti. "Yorum yapacağın zaman da gelir belki, bir gün."

"Babamla konuştum, dün." dedi Yoongi konuyu değiştirerek. "Aramızda geçen her şeyi anlatmayacağım fakat bir anda iş yerinde çalışmaya başlamak istememe takmış durumda." Sustu.

Jungkook ise ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Minyoung ailesi ile anlaşamadığını söylemişti. Seo Joon ve kendisine bakmak istediği için gidip iş istemesi bile Jungkook'un gözünde onu kahraman yapıyordu.

"Ne söyledin peki?" diye sordu çayını tekrar yudumlarken. Yoongi ise nefesini dışarı üflemiş, "Sizden bahsedemedim." demişti. "Para lazım, çalışmak istiyorum, dedim sadece."

"Tekrar işe başlarsan evli olduğun kayıtlara zaten yansımayacak mı?"

"Evli olmamdan çok kiminle evli olduğuma takılacaklar Jungkook." dedi Yoongi parmakları arasında tuttuğu kupaya uzanırken. Jungkook'un onu sakinleştiren yeşil çayından bir yudum almıştı ve Jungkook onunla kupasını paylaşacak kadar yakın olduklarını yeni fark ediyordu.

Onlar evlenmişti. Tabii ki yakın olacaklardı. Fakat Yoongi yüksek duvarlara sahip olan, paylaşmayı sevmeyen ve sınır çizmeye bayılan biriydi. Onu kendisi adım atmadan sınırları içerisine almasına sevinmişti.

moonchild Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin