Yirmi İkinci Bölüm

114 14 11
                                    


Bölüm geç geldiği için özür dilerim. İyi okumalar...




Üç gün sonra...

(Ecem Seven...)

Bora birkaç gündür bizde kalıyordu ve her sabah ben uyurken evden çıkıp benim uyandığım saatte evde oluyordu. İki gün önce gece su içmeye kalktığım sıra bunu farketmiştim. Sabah altıda evden çıkıp sekizde evde oluyordu. Ben uyanmadan birkaç dakika önce yani. İki gündür aynı şeyi yapınca bende meraklandım. Belki bu sefer başka biri için plan yapıyordur. Sonuçta tek kurban ben olmayabilirim.

Camdan Bora'nın arabaya bindiğin görünce hemen montumu alıp aşağıya indim. Araba sesi uzaklaşınca gittiğini anladım. Hızla evden çıkıp evin arkasında beni bekleyen taksiye bindim. "Abi öndeki siyah aracı takip et." adam bana bakıp "film mi çekiyoruz yoksa, kamera nerde?" dedi. Tüm deliler beni mi bulur Yarabbi? "Abi hadi işine bak gözünü seveyim." adam dediğimi yapıp öndeki arabayı takip etti. Her gün bu saatte nere gidiyor acaba?

Gözden kaybetmemek için Bora'nın olduğu araçdan gözlerimi ayırmıyordum.

Çok geçmeden bir hastanenin önünde durduk. Yoksa babam hâlâ hastanede de bana tutuklandı diye yalan mı söyledi? Valla beklerim, artık her şeyi beklerim Bora'dan. Araçdan inip Bora'dan birkaç metre uzak olup onu izledim. Hastaneye girince arkasından bende girdim. Merdivenlerden çıkıp bir odaya girdi. Kim olabilir ki?

Odanın önüne gelip camdan içeri bakmaya çalıştım. Panjurlar kapalıydı! Kapının önünde duramazdım, her an çıkıp beni görebilirdi. Etrafıma bakınmaya başladığımda koridorun sonundaki lavaboya gördüm. Mükemmel bir saklanma yeri!

Hızla adımlarla koridorun sonuna gidip lavaboya dirdim. Kapıyı hafif aralık bırakıp aynadan koridorun yansımasını izledim. Çıktığı zaman rahatlıkla onu görebilecektim.

Babam olabilir mi? Bana tekrar yalan söylemiş olabilir mi? Yok ya, yapmaz herhalde. Değil mi, yapmaz?

Bir bayan lavaboya girip kapıyı arkasından kapatınca koridoru göremez oldum. Kapıyı yine aynı şekilde aralık bıraktığımda kadın yer değiştirip benim önümdeki aynaya geçti. "Pardon? Şey acaba o taraftan çekilir misiniz?" kadın hiç beni duyar gibi değildi. "Bakar mısınız?!" Bana dönüp   "buyur bebeyim?" dedi. Tövbe bismillah. Hiç uğraşamam bununla. Tipe bak!

Lavabodan çıktığım zaman Bora'nın saçlarını gördüm. Merdivenden indiği için en son saçları kalmıştı. Tamamen indikten sonra lavabodan uzaklaşıp odanın önüne geldim. Kapıya iki kez tıklatıp içeri girdim.

Oda boş!

Nasıl ya? Ne ara... Bora... Noluyo burda? Nasıl kimse olmaz? Boş bir odayı mı ziyaret etti?

Koridora çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Bora'nın aracına baktığımda çoktan hareket etmeye başlamıştı. Etrafıma bakınmaya başladığımda bir taksi gördüm. Taksinin yanına gidip "boş musun abi?" dedim. Evet diyince hemen binip "öndeki siyah aracı takip et" dedim. Bomboş bir hastane odasına neden girsin ki? Acaba bir hastalığı falan mı var? Belkide bu yüzden babamın teklifini kabul etti. Ona sormadan bunun cevabını alamam. Telefonumdan saate baktığımda yedi buçuk olduğunu gördüm. Eve mi dönüyor acaba ? Telefonumdan rehbere girip Bora'nın numarasını çevirdim . Elim bir türlü arama tuşuna gitmiyordu. "Hanfendi, gözden kayboldu." Başımı telefonumdan kaldırdığımda Bora'nın aracını göremedim. " beyfendi neden düzgün takip etmiyorsunuz?" Sağıma soluma baktım ama bir türlü göremedim. "Ara sokaklardan biryere girdi . Önüme başka adam girince gözden kaybet... Gördüm ,bakın şurada."

Sonunda adam arabayı bulunca rahatladım. Bora'nın hemen beş metre arkasında bir yerde durup taksiciye parayı uzattım. Arabadan inip etrafıma baktım. Bir parkın içindeydik. Nerde acaba? Etrafa bakınmaya başladım. Yavaş yavaş parkta gezinerek etrafımı inceliyordum. İleri gittikçe birkaç çocuk sesi gelmeye başladı. Biraz daha ilerlediğimda Bora' nın bir kız çocuğu ile parkta oynadığını gördüm. Kız ile beraber gülüp eğleniyordu. Ne yani Bora'nın bir kızı mı vardı?

Kolej Savaşçıları 2 İhanet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin