Yirmi Sekizinci Bölüm

113 15 23
                                    


(Ecem Seven...)

Bu gün tüm anılarımı ziyaret edecektim. Burdaki son günümdü. Artık yeni bir hayatım,yeni bir evim ,yeni arkadaşlarım , belki yeni bir grubum bile olur.

Taksiden inip etrafıma bakındım. "Burası diğerleri ile ilk tanıştığımız yer." Bora parka incelerken parmağım ile bir ağacı gösterdim. "Bu ağaca Mete yaslanmış bizi izliyordu." Gülümsedim. "Sonra kafasına taş attım. Birkaç gün öyle alnında pandajla gezdi."

"Niye taş attın ki?"

"Biz kavgaya gelmiştik. Baktım ki ağaca yaslanmış bizi izliyor. Taşı alıp 'kavgaya geldiyse dövüşüceksin' dedim. Sonra kafasına attım." Anı aklımda canlanınca garip bir hüzün düştü içime. "Diğerleri bizimkiler ile şurda birbirlerine girmişlerdi."

"Kavag neden oldu?"

"Tam hatırlamıyorum ama sanırım Mert'in kız arkadaşını bizim Efe çalmış. Bilmiyorum Emre'nin kız arkadaşıda olabilir, tam hatırlamıyorum. Sonra bizim Efe'ye sen Çıkışta bekle demişler. Bu Efe'de bizden yardım istedi." Hatırladıkça kötü olmaya başladım.

Parkta Bora ile yürümeye başladım. "Çok sık gelirdik bu parka. En çok gece buraya gelirdik. Şirketten çıktıktan sonra gelir burda dinlenirdik. Özellikle Tam bu havalarda gelirdik. Ne sıcak bir hava vardı ne de soğuk bir hava."

"Bunları birden aklından atmak kolay olmayacak."

Evet, öyle olacak. Onları unutmak çok zamanımı alıcak. Sömestrda ne kadar zorlanmıştım. Ama o zaman geri dönücem diye kendimi teselli etmiştim. Ya şimdi? Geri dönüş yok.

(Derya Arslan...)

Ders zilini çalmasına birkaç dakika kala kantine indim. Kantinde Derin, Pelin ve Mert bir masada oturuyorlardı. Hemen yanlarına gidip bir masada ben çekip oturdum. "Selam! Diğerleri nerde?" Mert sorumu cevapladı. "Biricik ve Burak doktora gittiler, Efe'yi bilmiyorum nerde. Mete zaten ortada yok. Su en son odasına çıkıyordu ,yani ben öyle biliyorum. Emre lavaboya gitmişti."

"Mete'ye çok üzüldüm ya. Yazık çocuğa ne hale geldi. Ama zaten Ecem pek sevgili ister gibi değildi. Biz ona kaç kişiyi ayarlamaya çalıştık ama yok dedi."

"Ama Mete Ecem'in kendisini sevdiğinden adı gibi emin. Mete başka bir şey var diyor."

"Bence... Emre mı şu?" Pelin sözümü kesince gözlerim birden... Evet, Emre! Yanındaki kim? Hepimiz ona bakarken o yanındaki kız ile başka bir masaya oturdu. "Yanındaki kim?" Pelin'e baktım. "Bilmiyorum" dedim.

"Bende bilmiyorum." Mert'de benim ardımdan bilmediğini dile getirdi. En çok senin bilmen gerekiyor çünkü en çok sen Emre'nin yanında duruyorsun. "Kız arkadaşı mı?" diye sordum. "Öyle bir şey olsa benim haberim olur?" Bu grupta birnin bildiğini diğeri bilmiyor Mert. What are you talking about?

"Bak geliyorlar."

Emre yanındaki kız ile bize doğru gelmeye başladı. Kızda kıza benzese. Muşmula suratlı.

İkiside Mert'in yanındaki sandalyeye oturdu. "Selam millet!" Gülümseyip "Selam" dedim. "Bu kız kim?" Yanındaki kıza bakıp "Defne,kız arkadaşım" dedi. Tam sana yakışan birini bulmuşsun Emre. "Memnun oldum Defne" dedim yapmacık gülümsememle. "Siz ne ara çıkmaya başladınız?"

"Bu gün." Bu gün mü? "Ne ara tanıştınız? Sen hiç yanımızdan ayrılmasından ondan sordum. Bi sevgili yapacak kadar zamanı nerden buldun?"

Defne ayağa kalkıp "Benim biraz işim var. Sen olanları anlatırsın değil mi hayatım? "Eğilip Emre'yi yanağından öptü. Baya baya...

"Tamam canım sen işlerini hallet. " Canım? Daha bu gün çıkmaya başlamışsınız. Defne yanımızdan gidince "vayyy Emre bey bu ne hız?" dedim. O sırada Derin ve Mert ayağa kalkıp "Biz kütüphaneye gidiyoruz" dediler. "Valla Deryacım sen yavaşsan ben napayım." Pelin'de ayağa kalıp "Ben bi Efe'ye bakayım" dedi ve yanımızdan gitti.

Kolej Savaşçıları 2 İhanet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin