14 - "Yakalanış"

496 78 55
                                    

Bölüm şarkısı :  Halsey - Him & I

Omuzumdaki ağrıyla gözlerimi açarken inleyerek yataktan doğruldum. Gözlerimi ovuştururken sağ tarafımın boş olduğumu fark ederek bakışlarımı çevirdiğimde yan tarafımın hiç bozulmamış olduğunu gördüm. Gerçekten de benimle uyumuyordu. Yine o rahatsız berjerde mi uyumuştu ? Dün akşamki olaydan sonra beni görmezden gelmeyi durumum hakkında soru sormak dışında konuşmamayı tercih etmişti. Onu evimize girdiği günkü bakışlarla görmüştüm ve bu beni oldukça rahatsız etmişti. Yine de geri adım atmadın. Eğer adım atarsam o söylediklerimden pişmanlık duyduğumu düşünürdü ama bu doğru değildi. Sadece arzuladığı için beni Arzu gibi görüp öpemezdi. Ben de ilk öpücüğümü böyle kayıp edemezdim.

Zorlanarak da olsa yataktan kalkıp omuzluğumu elime aldım. Yarın sınavda bunu takamazdım.

Lavaboya girerek elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya inip bahçeye geçtim. Kahvaltı masası hazırdı ama Koray ortalarda yoktu.

"Günaydın minik" diyen Anıl'ın sesiyle arkama baktım. Mutfaktan elinde çay tepsisiyle çıkarken ona gülümsedim. "Günaydın. Koray yok mu ?"

"O erkenden çıktı" dedi tepsiyi masaya bırakırken. "Sizin şirkete gitti."

Yine gerilmiştim ama belli etmemeye çalışarak masaya yöneldim. Diğerleri de bahçeye çıktıklarında en arkalarında Aytunç vardı ve oldukça yavaş hareket ediyordu.

"Günaydın !" Dedi Alara neşeyle. "Bugün nasıl oldun ?"

"Daha iyiyim." Büyük bir yalandı. Resmen omuzum zonkluyordu.

Herkes masaya geçerken "Koray'ın hediyesi bugün gelmeli" dedi Emre. "Hazır evde yokken. Yarın o partideyken de birimiz gelir buraya kurarız."

"Ne hediyesi ?" Diye sordum merakla. Alara elimdeki omuzluğu alıp dikkatle taktı.

"Koray için piyano aldık. Şimdilik bu eve kuracağız."

Onu piyano çalarken düşününce nefesim kesildi. Sonra bana aldığı kolye aklıma geldi. Ben de ona bir şey almalıydım.

"Alışverişe çıkmalıyım" dedim Anıl'a bakarak. Bir dilim salamı ağzına atarken sorarcasına göz kırptı. Sağlam omuzumu silktim.

"Alacaklarım var. Beni götürür müsün ?"

"Bu halde çıkman doğru değil" dedi Cüneyt yumuşak bir tonda.

"Peruk ve lens takarım. O geceki gibi."

Hepsi düşünürken Aytunç kaşlarını çatarak bakıyordu yüzüme. Yine tam karşıma oturmuştu ve beni geriyordu. Bana asla güvenmiyordu.

"Koray'a haber vermeliyiz" dedi Alara.

Yüzüne baktım. Sanırım doğruyu söyleme vakti gelmişti. "Açıkçası ona hediye almak istiyorum. Bu yüzden çıktığımızı bilmese iyi olur."

Alara anlayışla gülümserken "tamam öyleyse" dedi. Sessizce kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanmak adına odaya geri çıkarken Aytunç sağlam kolumu tutarak beni durdurdu. Önce eline sonra yüzüne baktım. Gözleri öfkeli bir o kadar da mesafeliydi. Koridor boştu ve o da bunu fırsat bilmiş gibi görünüyordu.

"Gözüm üzerinde" dedi sert bir sesle. "Ben sana güvenmiyorum. Bir şeyler karıştırmaya kalkma." Kolumu yavaşça elinden kurtardım. Kendisini kurtarmaya çalışan birine oldukça kaba davranıyordu. Bir an değmediğini düşündüm.

"Bana güvenip güvenmemen umurumda değil" dedim aynı mesafeli bir şekilde. "Benim varlığıma alışsan iyi olur."

"Üç ay" dedi kaşlarını kaldırıp. "Sadece üç ay katlanmak zorundayım ama Koray üç aydan önce senden kurtulmak isterse itiraz etmeyeceğimi bilmelisin."

AY TUTULMASI (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin