Bölüm şarkısı : Sertab Erener : Aşk
Salondaki koltuğa beni yavaşça yerleştirene kadar hiç konuşmamıştık. Ve sessizlik konuşmaktan daha gericiydi.
"Bu işi halletmeliyiz" dedi ayağıma bakarak. Daha sonra cebinden telefonunu çıkarıp yatak odasına doğru ilerledi. Ben daha kendime gelme fırsatı bulamadan odadan çıkmıştı bile.
"Nasıl halledeceksin ?" Dedim merak ederek. Fazla da meraklı görünmek istemiyordum ama ister istemez tanımadığım ama evinde kaldığım bu adamı merak ediyordum. Mesela şu kilitli odayı. Ya da sesini. Kutay şarkı söylediğini ve gitar çaldığını söylemişti.
"Görürsün" dedi tezgaha doğru ilerlerken. Sorgulanmaktan hoşlanmıyordu. "Bir an önce ayaklansan iyi olur" dedi bir bardağa su doldururken. Tek dikişte suyu bitirirken kaşlarım istemsizce çatıldı. Bu halimden memnun olduğumu mu düşünüyordu ?
Yüzüme bakmadan banyoya ilerledi. Geri döndüğünde elinde küçük bir ilk yardım çantası vardı. Dizimin yanına yere çökerken kaşlarını çatarak dizimdeki yaraları izlemeye başladı. "Gerçekten o camdan tek başına atladığına inanamıyorum."
"İlk atladığımda yanımdaydın. Neden şimdi inanmıyorsun?" Dedim alayla. Bakışlarını mekanik bir şekilde yüzüme çevirdi.
"Onu kurtulmak istemenin verdiği cesarete bağlamıştım. Bu farklı bir olay."
Yüzüm durulurken "Aynı" dedim. "Bu da aynı olay."
Yüzüme baktı. Sadece bir kaç saniyeydi ama o bakışlardaki derinliği görmeme yetmişti. Çantayı açtı. İçinde gazlı bez ve baticon çıkarıp baticondan gazlı beze döktü. Yara olan dizlerimi silmeye başladığında acıyla inledim. Yüzünü dizime yaklaştırdı. Serim nefesini yavaşça dizlerime verdiğinde acım üzerine soğuk su dökülmüş etkisiyle hafifledi. Silmeye devam ederken inlememek için alt dudağımı dişledim. Çantadam krem alıp dizlerime bir miktar döktü ve parmağıyla nazikçe yaydırmaya başladı. Bu hali ister istemez şaşırmama sebep oldu. Cidden bir hali diğer halini tutmuyordu. Dudağının kenarı yavaşça yukarı kıvrılırken gözleri de elleri de dizimdeydi.
"Salyalarını sil, çilli."
"Ne ?" Dehşetle yüzüne baktım. O az önce bana çilli mi demişti ? Bu sıfattan nefret ederdim !
"Bakışların yüzümü delmeye başladı" dedi alayla. Ardından kremin kapağını kapattı.
"Emin ol hayran kalacağım son erkek bile değilsin. Kendini fazla önemsiyorsun ama bu hallerinle ancak ablamı kandırırsın" dedim sinirle. "Ayrıca bana çilli denmesinden hiç hoşlanmam."
Dişlerini göstererek gülümserken yüzüme hala bakmıyordu.
"O eşyayı da bu yüzden devirdin değil mi ? Hayran hayran bakarken."Ağzım şaşkınlıkla açık kaldı. "Cidden..." duraksadım. "Kendini çok fazla önemsiyorsun ama kafamı çevirip baktığım kadar varsın."
"Öyleyse hep varım" dedi bakışlarını yüzüme çevirirken. Yüzünde alayın kıvılcımları dolaşıyordu.
Çantayı kapatıp ayaklandı. Daha fazla çenemi yormak istemediğimden arkasından öfkeli bakışlarımı bıraktım. Çantayı banyoya bırakıp yüzüme bakmadan yatak odasına gitti. Oradan çıkmayacağını fark ettiğimde kenarda duran para çantamım yanına gidip eskiz defterimi ve kalemlerimi aldım. Tekrar geri koltuğa uzanırken bir şeyler çizme ihtiyacıyla defterin temiz sayfasını açtım. Kalemi defterde gezdirirken ne çizeceğimden bihaberdim. Araştırma çizgileri belirginleşip şekil oluşturmaya başladığında babamın çalışma odasındaydım. Ama dışarıdan görünüyordu. İçi değildi. Ayaklarımı sarkıtmış pencerenin pervazında otururken üzerimde doğum günü elbisem vardı. Hemen yanımda ama odanın içerisinde Koray dikiliyordu. Dikkatli bir şekilde yapacağım hamleyi bekliyordu. Benim ise gözlerim kapalıydı. Atlamadan önceki son saniyelerimdi. Kalem defterin üzerinde piyano çalan bir müzisyenin parmakları gibi kayıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TUTULMASI (ara verildi)
Novela JuvenilMehir hayalinin peşinden gidebilmek için ailesine kafa tutabilecek cesarete sahipken babasının 18. Yaş gününde yapacağı hamle Mehir'in delice bir şey yapmasına sebep olur. 18. Yaş gününde büyük bir karar verir. Bu kararı onu ya ölümüne götürecektir...