1 - Soyguna 48 Saat Kala

1.6K 109 101
                                    

Buraya başladığınız tarihi yazın.
(Yazıma başlama tarihi : 01.11.20)
(Yayın tarihi : 31.01.21)
Instragram : dmlglbhranl
Bölüm şarkısı : Charlotte cardin wicked game

Keyifli okumalar...

Büyük Çeteye Büyük Darbe !
Kandemir Hastaneler zincirinin sahibi Cenk Kandemir'in oğlu Hırsızlık ve Organize Suçlar Başkomiseri Kamer Kandemir ve kızı Cumhuriyet Savcısı Hilal Kandemir Türkiye'nin en büyük hırsızlık çetesine darbeyi indirdi. Polisle olan çatışmalarında yaralı olarak tutuklanan çete üyelerinden A. A'nın özel bir hastanede polis gözetiminde tedavisi sürüyor. Suçlunun hala komada olduğu biliniyor. Diğer üyelerinin izleri hala sürülüyor.

Dudağımın kenarı alaycı bir şekilde kıvrıldı. Hayat başarılar ve başarısızlıklar üzerine kuruluydu. Başarı kimine göre bir keki güzel yapabilmek, kimine göre derslerinden en yüksel notlar almak, kimine göre sadece yürüyebilmek. Evet. Yürüyemeyen birine göre sadece yürüyebilmek bir başarıdır.

Hayatım boyunca bizde başarıları sadece ablam ve abim kazandı. Babamın istediği mesleklerle hayallerindeki meslekler aynı oldu onların. Abimin Polis Akademisi'ni kazandığı günü hatırlıyordum. Babam her tv kanalında ayrı ayrı haber yaptırmıştı. Göğsü kabarıp abimi basına sunarken ben odamda oyuncaklarımla oynayıp kutlama ve basının yağdırdığı soruları dinlemiştim. Yine de hatırlıyordum. Karanlık odamda uyuyor sanmışlardı beni. Oysa ben nasıl dışlandığımı biliyordum. Ta ki basına sunulacağım güne kadar.
Babam ablamı basınla tanıştırdığında 18. Yaş günüydü ve henüz üniversite sonuçları açıklanmamıştı. Ama hırsı ve azmiyle onun hukuk kazanacağından tüm aile emindi. Babam emin olmadığı bir yola asla girmezdi. Bir kaç hafta sonra da düşündüğü gibi oldu. Ablam hukuku kazandı. Sonrasında savcılık sınavı. Her şey babamın istediği hayal ettiği gibiydi. Abim ve ablam başarılarıyla onu hep gururlandırmışlardı.

Ben ise kendi dünyamdaki yalnızlığımı tuvallerimle paylaşıyordum. Tuvale boyayı değdirdiğim an tüm kapıları kapatıyordum ve içeride ben ve resmim oluyordu sadece. Renkler benim bu yalnız dünyamda yoldaşım oldular hep.  Çünkü içimdeki karanlığı ancak böyle örtebilirdim.

Kendime paravanın arkasında oluşturduğum küçük atölyemde günümün tüm zamanını geçirebilirdim. Şimdiki gibi. Fırçamı suya dokundurdum. Kendi odam da bile ayrı bir alan yapmak zorunda kalmıştım. Kendi odamda bile kendimle kalamıyordum çünkü.

Diğer elimdeki gazeteyi yatağımın üzerine attım. Ben ailenin o en küçük ama aykırı, dışlanan kızıydım. Asla babamın istediği mesleği hayallerime koymadım. Asla onun için çalışmadım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi. Benim hayalim buydu.

Ama babamın hayali değildi. Asla da olmayacaktı. Dedim ya. Ben ailenin aykırı kızıydım.

Uzun kahverengi saçlarımı elimin tersiyle geriye attırdım. Odamda yağlı boya yapamıyordum. Tiner kokarsa bir şeyler yaptığımı anlarlardı. Sadece guaj ve akrilik çalışıyordum.

Gece mavisi renginden biraz fırçama dokundurduktan sonra tuvale sürttüm. Son dokunuşu yaptıktan sonra ince fırçamı elime alıp siyahtan bir parça aldım ve tuvalin alt sağ köşesine mahlasımı yazdım.

Ay Parçası.

Zaten adımın da anlamı da buydu. Mehir : Ay parçası.

Merdivenden gelen adım sesleriyle gerilerek elimi kenardaki küçük beze sildim ve paravanın arkasından çıkıp paravanı kapatarak alanımı gizledim.

Yatağımın üzerine oturup gazeteyi elime alırken oldukça rahat bir hava takınmıştım. Bunlara alışmıştım. Ani gelişlere genellikle hazırlıklıydım. Yardımcımız Şaika teyze paravanı biliyordu ama aileme söylemiyordu. Onu güveniyordum. Güvendiğim bir kaç insandan biriydi.

AY TUTULMASI (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin