eight

194 14 23
                                        

Kapı kırılacak derece vuruluyordu...

Kan ter içinde yatakta dikildim. Az önce gördüğüm şey tesirini kaybetmemişken yan koltukta uyuyan Taehyung'a baktım.. Gerçek gibi görünen bir kabus gördüğümden bir haber mışıl mışıl uyuyordu. Etrafımı incelemeye koyuldum bu korkunç kabusun etkisinden çıkmak için.. Bu şey beni gerçekten korkutmuştu. Neyse ki sadece bir kabus.. Daha gecenin yarısında olduğumuzu yanımda duran camdan dışarıya baktığımda fark etmiştim. Ayaklandım su içmek için. Tahmin ettiğim gibi Tae o çantanın içine 4 adet su koymuştu. İçinden bir şişe alıp içtim. Tekrar yatağa geçtim. Oturur pozisyonda Taehyung'u seyrediyordum. Yanına gitmek istemiştim. Koltuğun ucuna yatıp seyretmeye başladım güzel yüzünü. Onun yüzüne her baktığımda eski günler ister istemez beliriyordu karşımda..

FLASHBACK

İçeriye  girip 4 seanstan sonra her şeye alışmış bir şekilde yeşil koltuğa oturan Taehyung'u selamlayarak dudaklarımı araladım;

+Bugün nasılsın Taehyung-sshi?  Geçen hafta biraz üzüntülü ayrılmıştın.. Umarım güzel uyuyabilmişsindir.

>Geçen hafta çocukluğunu konuşmuştuk. Babası, daha 8 yaşında iken onu terk etmiş annesini ise babasının bu gidişine dayanamayarak evlerinin salonunda kendisini asmıştı.  Tae'nin bunları anlatırken ağladım ağlayacak noktaya geldiği için titreyen dudaklarından çatallı çıkan sesi beni ağlatmayı başarmıştı. Benim ağladığımı görünce kendisinin de uzun süredir tuttuğu göz yaşları gözlerinden adeta sel gibi akmaya başlamıştı. Yanına gitmiştim ve sımsıkı sarılmıştım ona. Oda karşılık verdi bedenlerimizin değil de ruhlarımızın sarılışına. 10 dakika boyunca sevgiyle, ben buradayım hepsi geçti dedim başkalarının duyamayacağı ama onun kesinlikle duyduğunu hissettiğim şekilde. Bunları yaparken psikolog kişiliğim değil küçük bir kızken babası tarafından benzer muameleyi gören tarafım adım adım yaklaşıyordu paramparça olan küçük kalbe. Bu davranışım mesleki açıdan doğru değildi, farkındaydım. Ama içimden bir ses ona gidip sarılmam gerektiğini söylüyordu. Ve bende dediğini yapmıştım. Bu sarılışın ikimiz içinde iyi geldiğinin kanıtıydı; nazikçe teşekkür etmesi. Zaten seansın bitimine 3 dakika varken kendini toparlayarak ayağa kalmıştı ve bir şey demeden gitmişti. İşte o günü böyle noktalamıştık.

Ben o günü düşünürken hiç bir şey söylememişti. Aklıma ikinci gelişinde annesiyle lunaparka gitmeyi sevdiğini söylediği geldi. Sonrasında bir daha hiç bir lunaparka adım atmadığını söylediği.. Onunla birlikte lunaparka gitmek istiyordum. Kaçtığı yere geri götürmek. İnsanlar her zaman bir şeyler çağrıştıran yerlerden uzak durulması gerektiğini söylerler. Bir taraftan bakılacak olursa doğru fakat kaçmak yenilmek demektir. Ben bunu çok yaptım ama sonuç kendimi üzmemle bitti. Şimdi ise deneyimlerime dayanarak böyle bir şeyi yaşamasını istemediğimden onu gerçeklere götüreceğim.. Yine mesleğime aykırı şeyler yapıyorum ama..

+Cevap vermediğine göre pekte iyi sayılmazsın. Bak ne diyeceğim! Lunaparka gitmek ister misin Taetae? Bence çok güzel olur..

Aniden kafasını kaldırdı. Şaşırmış yüz ifadesiyle;

-Ama bu doğru olur mu ki? Ben de gitmek isterim tabi..

dedi sona doğru yumuşayan sesiyle. Bence de etik değil ama sadece onu eğlendirebilecek şeyler yapmak istiyordum. Hem belki kaçtığı şey acısı ve korkusu değil, annesi olmadan da orada eğlenebileceğini düşünmesiydi.. 

+Bence güzel bir gün olacak.. Hızlıca montunu giy Taetae. Bir an önce gidelim ve keyfini çıkaralım değil mi?

-Doğru olup olmadığını sordum ama cevap vermediniz??

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 09, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

tears line up | vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin