Sabah kalktığımda çok mutluydum. Mutlu bir şekilde elimi Yüzümü yıkadım,dişlerimi fırçaladım ve kıyafetlerimi giyinerek dışarı çıktım. Ve Mete arabasına dayanmış sıkkın gözlerle bana bakıyordu. "Günaydın prenses" dedi ve bana yaklaşmaya başladı. Gözlerim kocaman olmuştu. Dahada yaklaştı ve tam dudağımın kenarından öptü. O öperken Gözlerimi kapatmıştım. Üzerimde ağırlık hissettim ve Gözlerimi açtım. Hayır yaa olamaz. Rüyaymış. O ağırlığın sebebiyse köpeğim prensmiş (Multimedyadaki). Ona sarılarak yataktan Kalktım. Kıyafetlerimi giydim ve gömleğimin üstüne elime ilk geçen kazağı giydim. Saçımı düzelttim ve hafif bir makyajla aşarı doğru indim. Arkamdan prensin geldiğini hissettim ve onu kucaklayarak aşşarı indirdim. Hizmetlilerin hazırladığı kahvaltı sofrasına geçtim. Tam çayımı içecekken mesaj geldi. Tanımadığım numaradandı.
"Günaydın" yazıyordu.
"Tanıyamadım" diyerek cevap verdim.
"Ben metee" dedi bikaç saniye sonra.
"Telefon numaramı nerden buldun?"
"Bulurum ben ;)"
Ukala seni bide göz kırpıyo. Oyşş yerim ki. Kendine gel masal. Tamam tamam iyiyim.
"Söyle yoksa seni parçalara ayırır her bir parçanı ayrı ayrı çöp kutusuna atarım"
"Bunu cidden yapar mısın? "
"Yaparım hemen söyle"
"Peki peki. Şarkılarına bakarken aldım numaranı"
"Ne zaman verdim telefonumu sana?"
"Sen uyuyodun"
"Peki şifremi nasıl buldun pis egoist?"
"Hangi saf şifresini L şeklinde yapar kii? Dur ben cevap vereyim. Masal seven."
"Of ses qes. Ben kahvaltı yapcam senin gibi pis SAFLAR Yüzünden aç kalamam."
"Alındın mı?"
"BB mete."
Cümlenin sonunda nokta var. Nokta atar belirtilerindendir.
"Ev adresini ver almaya gelcem seni"
"Gerek yok. Yürüyebiliyorum ben."
"Hadi ama masal buna üşendiğini çok iyi biliyorum."
Yazmaya üşendim ve Aradım.
"Neyi biliyorsun ki? Beni mi? Nerden bu kadar iyi tanıyosun beni? Altüstü bir günlük arkadaşımsın. Üstelik arabamda var saol."
Dedim ve suratına kapattım. Oha!! Az önceki ben miydim? Nasıl bir cesaretse artık. Kapatır kapatmaz aradı.
"Ne var kahvaltı yapmam Lazım. Kısa kes."
"Adresini ver"
"Hayır"
"Ver dedim sana"
"Hayırr"
"Veriyon mu?
"Hayır"
"Peki kendin kaşındın"
Suratıma kapattı. Aman çokta olmayan şeyimde. Mete'yi bi kenara attım ve kahvaltıma döndüm. 5 dakika sonra kapı çaldı. Kapıyı açmaya Kalktım ve "geldim" diyerek bağırdım. Kimdi ki bu? Kapıyı açtığımda Mete karşımdaydı.
"Ne işin var senin burda ve nerden buldum evimi?" Diye bağırdım. Beni umursamayarak içeriye girdi.
"Hey gerizekalı saf! NPıyosun?"
"Benim gibiler Yüzünden aç kalmana izin veremem. Seni ellerimle besliycem ve karnın benim gibiler Yüzünden aç kalmıcak" dedi ve Üzerindeki deri siyah ceketi sandalyeye Attı. Ben bu Olanları hala Kapıdan izliyodum. Şok geçiriyordum ve hareket etmiyordum.
"Otur şuraya" dedi.
Omuz kaldırdım. Keşke kaldırmasaydım. Beni omzuna atarak sandalyeye oturttu. Sırtını yumruklamaya başladım. Mesafe kısaydı bu Yüzden wattpadde okuduğum kitaplardaki kızlar gibi poposunu izleyemedim. Oda çapımda duran sandalyeye masanın başına geçti,
"Hımm bakalım bii." Dedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. Gamzeleri çıkmıştı. Ve bu haldeyken çok tatlı oluyordu.
"Boşuna uğraşma sen gelmeden yemeğimi yedim."
"Umrumda mı?"
"Umrunda olacak" dedim ve tam kalkacakken kolumdan tuttu ve geri otutturdu.
"Yemeğini yiceksin. Çabuk ol geç kalıyoruz."
Onu taklid ederek
"Umrumda mı?" Dedim
Oda beni taklit etti ve
"Umrunda olacak."
Zar zor yemeğimi yedim sonra tam dışarı çıkcakken prensin suyunu koymayı Unuttuğum aklıma geldi.
"Sen git benim işim var"
"Ne işin var yine masal"
"Sanane. Sen kimsin ki beni sorguluyosun? 1 günlük arkadaşım olarak mı?"
"Hayır gerizekalı." Dedi ve beni duvara itledi. Aramızda santimler vardı ve kolumu öyle bi sıkıyordu ki kurtulmam imkansızdı.
"Ben seni 1 günlük arkadaşın olarak değil 5 senelik platonik aşığın olarak sorguluyorum.Anladın mı? Evet bunu Söylemek için daha erkendi ama sen bu kadar yakınımdayken olmuyordu prenses. Yapamıyodum."
Gözleri doldu ve benimde öyle. Başta bağırıyodu ama sonradan sesi kısıldı.
"Kolumu acıtıyorsun"
"Özür dilerim. Canını acıtmak istemiyodum. Istersen ekelim bugün okulu ve konuşalım."
Ne diceğimi bilmiyodum. Bu çocuk tam 5 senedir beni seviyomuş.
"Peki" dedim ve içeri geçtik.
Karşımdaki ikili koltuğa oturduu bende tekli koltuğa oturdum. Ona soran gözlerle bakıyordum.
"Anlat mete"
"Masal bak bunu ister sapıklık olarak algıla istersen beni deli olarak Gör. Hergün seninle uyuyodum ben. Saatlerce senin için ağlıyodum. Odamı senin resimlerinle doldurdum. Bu şekilde Yanında hissediyodum kendimi. Huzur buluyodum. Senin Hakkında herşeyi biliyorum. Prens adında Köpeğin OLduğunu ,cinsinin pappilion olduğunu ,bu evde tek yaşadığını, bu evde tek yaşamak için annene ne kadar yalvardığını, özel okula geçtin diye Karşılığında bu evi aldığını, araban OLDUĞUNU bi kere Sınıfta kaldığını, en iyi Arkadaşının Mert olduğunu biliyorum. Dahasıda var."
Şaşkındım bu bilgileri fazla kişi bilmiyodu. Ve sadece ona sarılmak geçiyodu içimden
"Devam et o zaman" dedim.
"Hiç sevgilinin olmadığını,kimseye prens diye hitap etmediğin için köpeğine bu ismi koyduğunu, bir kere aşık olduğunu, bu kişiye seni seviyorum dediğinde senle alay ettiğini ve sonra bu çocuğun yüzü gözü dağıldığını biliyorum masal."
"Bu kadarını nerden biliyosun"
"O çocuğu ben dövdüm çünkü."
Dedi ve ayağa kalkarak saçlarını çekti.
"Masal cevabın ne olursa olsun seni seviyorum."
Ne diceğimi bilmiyodum. Ama onu seviyodum. Evet ona şuandan itibaren aşık olmuştum. ayağa Kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ilk Aşkım
ChickLit5 senelik platonik Aşkın'a ulaşan Mete ve ilklerini sadece mete'de yaşayan masalın hikayesi