25

1.6K 163 169
                                    

Hyunjin changbin'in ona verdiği dosyaları düzenleyip seungmin'in yanına götürmek için ayağa kalkmıştı.

Seungmin'in masasına yaklaştığında chan ile birlikte birbirlerine çok yakın bir şekilde bilgisayar ekranına baktıklarını gördü.

Sinirlenmesine engel olamayarak sert ama belli olmayan adımlarla yürümüştü yanlarına doğru.

Yanlarına yaklaştığında hiç beklemeden seungmin'in sandalyesini yana çekerek aralarına girmiş ve dosyayı masaya koyup gülerek konuşmuştu.

"Merhaba seungmin bey size ilk işinizi getirdim. Yardıma ihtiyacınız olursa bana da söyleyebilirsiniz tam olarak şurda sizi çok net görebilecek bir şekilde oturuyor olucağım iyi günler, iyi çalışmalar."

Hyunjin yerine geçtiğinde sinirini belli etmemeye çalışarak hâlâ şaşkınca ona bakan seungmin'e bakıp gülümseyerek bilgisayarına yönelmiş ve changbin'in yeni getirdiği dosyadaki bilgileri bilgisayara aktarmaya başlamıştı.

☘︎︎

Birkaç saat sonra yemek saati geldiğinde hyunjin'in elindeki işlerden dolayı yemeğe gidemeyecekti.

Changbin yanına geldi.

"Lan kalk yemek yiyelim."

"Hyung bunlar bitmedi daha yarım bırakmayım sen git sonra yerim ben."

Karşı masasına baktığında seungmin'in olmadığını fark etti.

Changbin başıyla onaylayıp lafa girdi.

"Onlar chan hyungla gitti yemeğe sen bitir işlerini gelirsin."

Hyunjin bir şey demeden kafasıyla onaylamıştı.

Biraz morali bozulmamış değildi sabahtan beri olan konuşmayı düşünmemeye çalışıyordu ama sürekli aklına geliyordu ve artık ne yapacağını bilmiyordu.

Sandalyede gerilerek kafasını masaya yaslamıştı. Gözleri dolup derince oflamış ve başını iki yana sallayıp kendine gelmeye çalışmıştı.

Kendine geldiğinde biraz daha işleriyle ilgilenmeye çalışmıştı ama bir türlü kafasını toparlayamamıştı.

Bir süre arkasına yaslanıp düşünmeye çalışmıştı olanları, her şey onun hatasıydı, kabul ediyordu ama seungmin ise işleri oldukça zorlaştırıyordu.

Gözlerinden birkaç damla yaş geldiğinde sırası olmadığını düşünerek gözlerini silmiş ve derin nefes alarak işine dönmüştü.

Yaklaşık 10 dakika sonra merdivenlerden gelen seslerle dikkati o yöne çevrilmişti. Elinde bir sandviç ve meyve suyu ile gelen seungmin'i görünce sevinmişti.

Seungmin'i görmemiş gibi yaparak tekrar işine döndüğünde çoktan yakalanmıştı ama seungmin çaktırmamaya çalıştı.

Yanına yaklaşıp elindeki sandviç'i ve meyve suyunu önüne ittiğinde hyunjin salakça sırıtmaya başladı.

"Changbin hyung çok yoğun olduğunu söyledi, ye bunları. Hem de bak sevdiğin meyve suyundan aladım bitir hepsini."

Seungmin'in bu dengesiz tavırları ikisini de zorlasa da hyunjin çok mutlu olmuş ve teşekkür etmişti.

Seungmin yerine geçip işleri ile ilgilenirken hyunjin bir yandan yemeklerini yiyip kendi işini halletmeye çalışıyordu.

☘︎

Mesaisi bitmişti herkesin. Şirket kapanacağı için yavaş yavaş toplanmaya başlamışlardı.

Hyunjin eşyalarını daha hızlı toplayarak çantasını sırtına almıştı ve seungmin'in masasına koşmuştu hızlıca.

Gün içinde dedikodulardan çoğu kişi evli olduklarını hatta boşanmak üzere olduklarını bile öğrenmişti.

Aniden dibinde biten hyunjin ile seungmin irkilmişti. Kafasına çok hafifçe vurup kızmıştı.

"Salak mısın? Korktum."

Hyunjin başını ovalayarak kızgın olmayan bir şekilde bakmıştı. Tekrar gülmeye başladığında seungmin de eşyalarını toplamıştı.

Seungmin'in etrafında dönerek konuşmaya başladı.

"Ben de eve gelebilir miyim?"

Çocuk gibi zıplayarak söylediğinde çok sevimli duruyordu ama seungmin bu hallerini umursamamaya çalışıp yürümeye devam etti.

"Yaa hadi ben de geleyim lütfen changbin hyung beni aç bırakıyor."

Changbin bunu duymuştu ve bağırarak konuşmaya başladı.

"Yaa, şerefsize bak üstümden prim kasma lan it her gün dışardan söyledim sana."

Hyunjin kafasını iki yana sallayıp konuştu.

"Olsun seungmin'in yemekleri daha güzel."

Seungmin hyunjin'i son sözüne kadar tatlı bulmuştu ama son cümlesi sinirlendirmişti.

"Sanki yemek yaptığımda doğru düzgün yiyordun da hyunjin, gelme eve felan git sokakta yat."

Hyunjin sözlerine pişman olup aklına gelen yeni şeyle tekrar peşinden gitmeye başlamıştı.

"Changbin hyung beni koltukta yatırıyo belim ağrıdı artık."

"Eve gelince de koltukta yatıcaksın bir şey değişmeyecek."

"Olsun bizim koltuğumuz daha rahat."

"O zaman betonda yatarsın hyunjin."

Yavaş yavaş dışarı çıktıklarında şirketteki çoğu kişinin dışarıdaydı ama hyunjin hiç susmuyordu.

Seungmin ise artık dayanamayarak patlamıştı kimseyi umursamadan.

"Hyunjin yeter artık bitti anlamıyor musun gelemezsin eve felan nereye gidersen git ama benden uzak dur anlıyorsun değil mi!?

Hyunjin tüm şirketin önünde kendini kötü hissetmişti. Kimsenin karşısında daha fazla ağlamak istemiyordu.

Hyunjin elini seungmine uzattı.

"Seungmin özür dilerim, lütfen."

Hyunjin'in söylediği hiçbir şeyi umursamadan kolunu çekip uzaklaştı.

Hyunjin ise tek eliyle gözlerini kapatıp ağlamamak için bastırıyordu. Changbin arkasından gelip omzundan dürtmüştü.

Hyunjin ona döndüğü anda changbin ona sarılıp nasihat vermeye başlamıştı ama bu sefer hyunjin'i rahatlatacak şekilde davranmaya çalıştı.

"Tamam sorun yok ağlama hadi ama onu da anla hyunjin kimse onu aldatan biriyle tekrar bir araya gelmek istemez belki onu bir süre daha yalnız bırakırsan iyi olur."

☘︎

Bu fic texting den çıktı amk hiç yazmadım bayadır sodjrlejdldjdldkslskslsıekejdosksosjdksjslsksosksosn

Binsung isteyen var mı araya biraz ekleyebilirim diye düşünüyomm

Sizce yeter mi?

Çünkü ben daha fazla kıyamıyom ne yapacağımı bilmiyom beee

I can't/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin