I can't/hyunmin

36✌︎

kitabın aslında texting olduğunu tamamen unutmuşum var ya texting normalde

...

Seungmin arkadaşıyla uzun zaman sonra güzel bir kahvaltı yapmak için eve çağırmıştı.

"Güzel oldu böyle ama ya. Byeol yatıyor mu hala."

"Evet Hyunjin de evde bu arada. Keşke Minho hyung da gelseydi."

"Aşkım işe gitmesi gerekiyor ama biliyorsun biraz katı bir şirketi var."

Seungmin göz devirmiş ve yaptığı pancakeleri masaya bırakmıştı.

O da oturduğunda bağıran Byeol ile tekrardan ayaklanmış ve kapıda onlara bakan kızının yanına gitmişti.

"Bebeğim ne oldu."

"Baba gitsin o bana bağırdı!" diye bağırmıştı tekrardan.

Hyunjin yarı çıplak bedeni ile koşarak odasından çıkıp kızının yanına çökmüştü.

"Babacım, ne oldu. Bir yerin mi acıdı." demiş ve vücudunu kontrol etmişti."

Hala gözlerini açamıyordu bile ama kaldırmaya çalışmıştı Seungmin birkaç kez.

Uyanmamıştı ama Byeol onu tek seferde kaldırabilmişti.

"O bana bağırdı. Ben ondan korkuyorum." demiş ve babasının boynuna sarılmıştı.

"Ama o seni seviyor bebeğim. Onu kızdırdın ondan sana bağırdı. Yoksa Felix abi seni çok seviyor."

Byeol Hyunjin'i bırakıp ona bakan Felix'in yanına gitmişti.

Önünde durduğunda Felix onun boyuna yetişmek için eğilmişti.

"Beni seviyor musun?"

"Evet... Tabii ki de seviyorum. Hem bak sana bir sürprizim var."

Byeol'ün gözleri kocaman açılmış ve gülmeye başlamıştı.

Felix içeriye giderken Byeol de onu takip etmişti.

Seungmin ve Hyunjin gülümseyerek göz göze geldi.

Seungmin omzuna yavaşça vurarak "Git üstüne bir şey giy çabuk." demişti. Yalandan bir kızgınlıkla.

Hyunjin hafifçe gülümseyip ensesinden tutmuş ve kendine çekip dudaklarını sertçe birleştirmişti.

Seungmin başta itmeye çalışmıştı fakat sonrasında kendine engel olamamıştı.

Byeol'ün kıkırtısını duyduklarında ayrılmışlar ve Hyunjin üstünü giyinmek için odasına gitmişti.

"Baba bak pony." demişti elindeki minik figürleri göstermişti.

"Aa ne kadar da güzel bunlar. Yemekten sonra oynamak ister misin?"

Kafasını aşağı yukarı sallayıp kaçmıştı.

"Byeol gel buraya yemek yiyeceğiz." içeriden minik kafasını çıkartmıştı.

"Babam yedirsin." demiş ve bu sefer kapıdan Hyunjin'in kucağında çıkmıştı.

"Tamam hadi gelin."

"Felix."

Felix'in de gelmesi ile sofraya oturmuş ve güzel bir kahvaltı yapmışlardı.

"Benim artık kalkmam lazım size afiyet olsun.

"Baba nereye."

"İşe gidiyorum bebeğim."