Seo jun:
Küçükken araba kazası olan gün, ben her şeyi 10 metre mesafeden izliyordum. İttifayeciler kardeşimi kurtardıktan sonra, 3 takım elbiseli adamlar Min ah'ı kurtardı ve araba patladı.
Ama bu adamları tek ben gördüm. Azıcık sonra adamlardan biri beni gördü ve yanına çağırdı.?: Çocuğum sen ne yapıyorsun burada, git babanın yanına!
Seo jun: Hayır, Min ah'ı bırakmam ben! Onu nereye götürüyorsunuz?
Song ki: Seo jun! Ne yapıyorsun burada! Gel gidiyoruz!
Seo jun: Hayır! Min ah'sız gitmem ben!
Song ki: oğlum terbiyesizlik yapma. Min ah'ı sonra görmeye gideriz yine.
Seo jun: söz mü?
Song ki: söz söz hadi.
Öyle beraber arabaya binip eve gittiler.
-evde-
Seo jun: az zaman sonra babamın yanına gidecektim, ama telefonla konuşuyordu. Tam gidip sonra tekrar geri gelecekken, min ah'ın ismini duydum ve duvarın arkasında saklanıp dinlemeye başladım.
Song ki: nasıl gördü sizi! 6 yaşındaki çocuktan mı saklıyamadınız kızı? Becereksizler! Dedi ve telefonu kapattı.
Hizmetçi geldi: seo jun, niye yerde oturuyorsun, kalk oradan bakalım, hasta olursun! Dedikten sonra babam yanıma geldi ve:
Song ki: oğlum, gel seninle konuşalım biraz. dedi sesi sakin ama korkunç tu.
Çok korkuyordum ama yinede kalktım ve babamın peşinden gittim. Aklımdan çok kötü şeyler geçiyordu; bana bağıracak mı? Beni öldürecek mi? Bana ceza mı vericek? Bunları düşünürken odaya girdim ve arkamdan kapının kapandığını ve kitlendiğini duydum. Sonra oturdum ve Babamda karşıma, koltuğuna oturdu, çok sinirli bir şekilde gözlerinin içine bakıyordu.
Song ki: neden beni telefonla konuşurken dinliyorsun? Sakin yakan söyleme senin için daha kötü olur!
Seo jun: a-aslında dinlemeyecektim, ama m-min ah dedi-
Song ki bağırarak: Choi Seo jun! Min ah seni ilgilendirmez öldü o!
Seo jun ayağa kalıp: O ölmedi! Her şeyi gördüm ben! Min ah Yaşıyor!
Song ki de kalktı ve masanın üstündeki tetiği çekili silahını alıp Seo jun'a doğru tuttu:
Song ki: Bunları unutmazsan sıkarım kafana!
Seo jun: SIK OZAMAN! MIN AH'I GÖRMEK IÇIN SÖZ VERDIN! diye bağırdı. Okadar sesli bağırdım ki hizmetçi kapıya tıklayıp her şey iyimi diye sordu. Song ki bile şaşırmıştı ona bukadar bağırdığım için.
Song ki: Yürü benimle geliyorsun. HEMEN!
seo jun: babam bana silahı tuttuğunu ancak şimdi fark etmiştim. Yaptığım çok saygısız, ama hiç bir şeye pişman değilim. Babam bir elinle kolumdan tuttu, diğer elinde silahı kafama tutuyordu ve arabaya doğru sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Past
RomantizmAna dilim Almanca olduğu için yanlışlar olabilir ^^ iyi okumalar~