İlk olarak herkese merhabalar. Ben bu hikayeyi yazmaya çalışan şahıs Ezgi :) Anlatmaya nereden başlasam inanın bilemiyorum. Belki de bunun sebebi bu bölümü aylar öncesinde yazmış olmam. Ama kitap bitmeden hiç yayınlamak istemiyordum. Bitti mi diye soracak olursanız son birkaç bölüm kaldı. Ve kısa bir not düşeyim. İlk bölümler biraz daha kısa ve açıkçası diğer bölümlere göre acemice. Bu yüzden tek seferde iki bölüm atmayı planlıyorum. Biri abimiz Utku'nun, biri de kardeşimiz Mirza'nın ağzından. İlerleyen zamanlarda olaylar açıldıkça bölümler uzuyor. O zaman tek bölüme düşürebilirim. Hangi aralıklarla atacaksın diye soracak olursanız lütfen sormayın çünkü bilmiyorum whdibdjsndjsj
Müzik ekleme konusuna gelince de ben kendim müzik eklemek istemiyorum. Çünkü kimse aynı değildir. Her müziğin her insanda etkisi farklıdır.
Bir dahaki bölümlerde görüşmek üzere <3
(Mirza Mert Coşkun)
Sabahın ilk ışıkları yine o küçük apartman dairesine vuruyordu.Iki kardeşin de aslında dertlendiği bir olaydı bu.Sabahları o bunaltıcı sıcak onlara ne zor geliyordu.Ama yine de memnunlardı, hem çevrelerinde onları seven insanlar vardı, hem de kirası çok uygundu.Yaklaşık yedi yıldır yaşadıkları bu ev ani kokuyordu.Başı sonu belli olmayan, duygudan duyguya uzun eşek oynar gibi atlayan anılar...
"Mirza!...Mirza hadi uyan artık!...Hadi geç kalacağız,kalk," dedi Utku.
Mirza gözlerini açtığında ilk önce karşı duvardaki eski saate baktı.Her zamanki gibi saat 7.30'da kaldırmıştı onu abisi.Sabah sabah sesinin henüz açılmamış ve uykulu haliyle o da bağırdı.
"Uyandım abi ,tamam," diye sızlandı gözlerini zarzor açabilen Mirza.
"O zaman gelip bir işin ucundan tutmayı deneyebilirsin,"diye seslendi abisi mutfaktan.
Mirza battaniyesini üstünden atıp doğruldu.Hâla kapanmamak için direnen gözlerini ovuşturdu. Çok geçmeden kalkıp elini yüzünü yıkamalıydı yoksa geç kalacaktı.Çok gecikmeden rutinini tamamlayıp giyindi ve az sonra abisiyle mutfaktaydı. Abisi omlet yapmak için tava ararken o da domates ve salatalık kesmekle meşguldü şimdi.
"Geceleri daha erken yatmalısın,"dedi abisi Utku.
Mirza onun bu ses tonunu çok iyi tanıyordu.O olgun,ebeveynimsi, kontrol sahibi kişiliğini ortaya çıkaran ses tonuydu bu.Abisinin ona nasihat verirken,azarlarken,onu kendince "korurken" takındığı ifadeyi tamamlayan dingin bir ses.
"Haklısın abi ama kitap okuyordum," dedi Mirza esnerken.Boynu çok fena ağrımıştı.
"Kitap kurtlarının bile bir sınırı var Mirza,"dedi Utku yumurtaları kırarken.
"Kitap kurtları adına üzgün mü olmalıyım bilemiyorum ama şu an bir aç kurt için üzgünüm."
Mirza bunu söyledikten sonra abisinin cevap vermeye hazırlanışından ne söyleyeceğini tahmin edebiliyordu . Anlaşılan Utku kestirip atmamış ve kafasında bir cevap tasarlanmıştı.Havaya hafif alaycılıkla kalkan tek kaşıyla,vücut dilinin hafif değişmesiyle ona bunun aslında kendisinin görevi olduğunu söyleyeceğini kestirmek Mirza için hiç güç olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaza
Actionİhtimaller uğruna hayatlarını değiştirmeye bile razılardı. Yeter ki artık ne olacaksa olsundu. Beklemekten çok sıkılmışlardı. Utku ve Mirza ailelerini daha çok küçükken kaybetmiş,amcalarının desteğiyle büyümüş ve akademik anlamda çok başarılı olmu...