(Mirza Mert Coşkun)
Hani bazı anlar olur ya,aynı anda birden fazla şey düşünmeniz gerekir.Hem şüphelenirsiniz hem de şüphelenmek istemezsiniz.Kafanız rahat olsun.İşte Mirza da öyle bir andaydı. Planları hazırdı ama fazla kolay oluyordu.
Utku ve Mirza konuştukları gibi beraber yürüyerek gidiyorlardı. Kulaklarında kulaklıklar var.Mirza abisinin ona yakın durmak için elinden geleni yaptığını hissedebiliyordu.İlk defa bu yüzden sinirliydi.Ama bu sinir abisine miydi? Yoksa abisi ona güvendiği halde ailesinin ölümündekileri gerçekleri bilip abisine anlatmayan,daha doğrusu anlatamayan,kendisine miydi?
Ölümlerine artık çok şüpheli geliyordu ona.Kaza gibi gelmiyordu.Geçenlerde okuduğu makaleden sonra emin olmuştu.Annesinde kaygı bozukluğu vardı ve bu plastiklere karşıydı. O plastik parçaları en büyük delildi. Ama kim neden bunu yapsın işte ona anlam veremiyordu.
Bu gün de onları takip eden adamlar için çok gizli bir operasyona kalkışmışlardı. Sabah birden çok eski dostlarıyla telefonla plan yapıp bilindik ve yürüme mesafesinde olan bir kafeye gitmeye karar vermişlerdi. Hatta oradan basketbol oynamaya gitmeyi falan düşünmüşlerdi. Mirza tüm bu durumların oyun değil de gerçek olmasını isterdi.
"Yaklaşık elli metre arkanızda adam.Sizin fotoğrafınızı çekti. Devam edin," diye uyarı verdi genç polis memuru.
"Anlaşıldı,"dedi Utku da.
Mirza da abisine bakıp kafasıyla onayladı.Sonra yürümeye devam ettiler.Abisinin durmadan kendisine baktığını hissetti.Eskiden olsa önemsemezdi ama artık değişik hissediyordu.
Yoksa bu hissettiğim suçluluk mu?
Ama onun ne suçu vardı ki? Bu kadar hassas olmamalıydı belki de. Abisine sadece bir ihtimalden bahsetmemişti. Bu da onun iyiliği için.Ama sadece bu kadarı bile kendini kötü hissettiriyordu.Bunu düşünmemeye çalışıp o ana odaklandı.Adamı görüyordu.
Bu o adam.Fazla yakın.Nasıl yani?
Onları böyle bariz bir şekilde izleyen birileri vardı ve fark etmemişler miydi?Ama abisi zaten çok dikkatliydi.Kendisi de çok dikkat ederdi.Adama daha dikkatli bakma ihtiyacı hissetti.Ama yapamıyordu.
"Burdan sağ tarafa sapın.Tenhada kıstıracağız adamı," dedi amcaları otoriter bir sesle.
"Tamam." Mirza olabildiğince kısık sesle konuşmuştu.
Az sonra sağa döndüler.Hiç kimsenin olmadığı dar ve kasvetli bir sokaktalardı şimdi.Eski tuğla duvarların üzerinde örtüler vardı.Abisi bileğinden sıkıca kendisini kavradı.Bu alışkanlığından aslında uzun süre önce kurtulmuştu ama anlaşılan gidişat iyi değildi. Mirza içinden beni böyle korumasına ihtiyacım yok diye geçirdi. Ama yine bir şey demedi.Sustu.Sadece sustu ve olayları başkalarına bıraktı.Ne söylenirse onu yaptı. O kadar. Kendini sadece gözleme verdi.
"Çocuklar," dedi amcası sadece onların duyabileceği bir sesle. "Buradayız." Planın son noktasına gelmişlerdi, bu o anlama geliyordu. Mirza içindeki adrenaline mukayyet olamadı.
"Peki," dedi sessizce ve hızla ilerlediler. Çıkmaz sokaktaydılar. Her şey tam da planladıkları gibiydi. Polis ekibi hazırdı.
"Siz arkada durun," dedi biraz daha deneyimli bir polis.
Mirza o polisi tanımıştı.Kumsal'ın babası Süleyman Mertoğlu'ydu.Daha önce karakolluk olduğunda çok yardımcı olmuştu.En çok da abisinden azar işitirken. Ama Mirza'nın bir suçu yoktu ki.O kavgayı ayırırken arada kaynamıştı. Böyle şeylere asla kayıtsız kalamıyordu. O gün dayak yemediği için çok sevinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaza
Actionİhtimaller uğruna hayatlarını değiştirmeye bile razılardı. Yeter ki artık ne olacaksa olsundu. Beklemekten çok sıkılmışlardı. Utku ve Mirza ailelerini daha çok küçükken kaybetmiş,amcalarının desteğiyle büyümüş ve akademik anlamda çok başarılı olmu...