"Buranın yemeklerini seviyorum."Ona dıştan samimi gözüken sahte bir gülüş bahşetmiştim. "Buraya sık sık geliyorsun o zaman?"
"Evet, genelde öğle yemeklerimi burada yerim aslında. Bu yüzden seni buraya getirmek istedim Jisoo."
Jinyoung'un uzun ısrarlarıyla aldığım limon soslu ıstakozdan bir parça almıştım. "Gerçekten güzelmiş." Gülmüştü. "Benim önerilerime güvenebilirsin."
"Sen yalnız yaşıyordun değil mi Jisoo?"
"Evet fakat bu uzun zamandır olan bir şey olduğu için alışkınım."
"Ailen başka bir şehirde mi?"
"Ailemi kaybedeli çok oldu, senin?"
"Özür dilerim, çok aptalım cidden-"
"Önemli değil Jinyoung. Babam ben doğmadan önce vefat etti, hiç tanımadığım birinin acısını pek çektiğimi söyleyemem. Annemi lisedeyken kaybettim, meme kanserinden fakat ona da alıştım. Neden bunları anlatıyorum ki sana asıl aptal olan benim."
"Hayır, bana istediğin gibi içine dökebilirsin. Herkesin konuşmaya ihtiyacı vardır."
"Sen de mi yalnız yaşıyorsun?"
"Evet, ailem annemin tedavisi için yurt dışında. Aslında sana söylemek istediğim bir şey var.. " çatalını tabağının kenarına bırakmıştı. "İkimizde yalnızız şuan, yani sen ve ben belki-"
Telefonumun sesiyle irkilmiştim, mesaj gelmişti, sahte plakayı sipariş verdiğim firmadan. "Özür dilerim Jinyoung ama buna bakmalıyım." Mesajda ürün bilgileri ve teslim tarihi yazıyordu. Onayladıktan sonra telefonu çantama koymuştum. "Saat baya geç olmuş Jinyoung artık kalkmalıyız."
"Ah, peki.."
_______________
Arabamı otoparka park ettikten sonra kliniğin girişine ulaşmıştık. Bir sivil polis aracını bahçede duruyordu. "Bugün yeni bir mâhkum mu gelecekti?" Diye sormuştum Jinyoung'a.
"Bilmiyorum, hiç böyle bir şey duymadım. Bence başka bir olay var."
İçeri girmemizle Miyeon'la karşılaşmamız bir olmuştu. "Ne oluyor?" Sormuştum. "Başhekim herkesi toplantı odasına çağırıyor orada açıklama yapacak." Diye yanıtlamıştı beni.
Toplantı odasına ulaştıktan sonra daire şekilli toplantı masasınım sandalyelerinden birine atmıştım kendimi. Kısabir süre sonra başhekim yanında iki sivil polisle içeri girdi. Tanrım ya benle alakalıysa? Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı.
"Arkadaşlar, iyi öğlenler. Sizi buraya önemli bir açıklama yapmak için çağırdım. Konu yeni hastamız Taehyung'la alakalı yine."
Jinyoung'ın 'onun sorunları hiç bitmiyor zaten' dediğini duymuştum.
"Polis en başından beri Taehyung'un tek başına çalışmadığını, ortakları olduğunu düşünüyordu. En sonunda insanları topluca zehirlemek için kullandığı 'joker gazı' adını verdiği zehrin hammaddelerini tedarik ettiği adama ulaştı. "
Başhekim susmuş ve sivil polislerden biri lafa girmişti. "Peşinde olduğumuz kişi Jeon Jungkook adında birisi. Uzun zamandır Afganistan'da uyuşturucu ürettiğini ve zehir tacirliği yaptığını biliyorduk. İşin kötü tarafı, geçtiğimiz günlerde kendisi Seul'de kameralara yakalandı."
Toplantı odasında tüm meslektaşlarım endişeyle kendi aralarında konuşmaya başladılar. Bu çok kötüydü, çok kötü.
"Arkadaşlar, sakin olun. Hepinizin aklından geçen şeyi bizde düşündük. Bu yüzden bu kliniğin güvenlik güçlerini arttıracağız. Rahat olun. Sizden istediğimiz bir diğer şey, Taehyung'un yanında şüpheli davranmamanız ve Taehyung'u odasından dışarı çıkarmamanız."
Başhekim sakinleştirici bir konuşma yapmaya çalışmasına rağmen toplantı odasında ki uğuldaşmalar yükseliyordu.
Aklından neler geçiyor Taehyung?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
joker ⚛ vsoo ✓
Fanfictionsenin biraz mutlu olmaya ihtiyacın var güzelim. bıçağımla yüzüne hiç silinmeyecek bir gülümseme çizeceğim. [30.11.20-27.09.21]