Arkadaşlar bölümü tekrardan yayınlıyorum çünkü bazı paragraflar eksik kalmış, onları düzenledim. Tekrar okumanızda fayda var.
Başım ağrıyordu.
Pazar sabahları erken kalktığımda her zaman başım ağrırdı. Tek tatil günümdü ve o gün her zaman öğlene doğru uyanırdım. Bu sefer sabahın sekiz buçuğunda kapı çalma sesiyle uyanmıştım. Sipariş ettiğim sahte plakalar gelmiş.
Kargo arabası yeteri kadar uzaklaştığında garaja girdim ve intetnetten yardım alarak elimde tek alel-edevat çantasıyla Junmyeon'un arabasına monte ettim. Bu arabayı bugün satmalıydım. Bitcoin takip edilmesi imkansız bir para birimi olduğundan anonim bir internet sitesinde ucuza kitleyerek kurtulabilirdim ancak. Haftanın başında plakasını blurlayarak bor sitede paylaşmıştım. Yeni ve pahalı bir araba çok ucuza satılınca talibi de çok olmuştu.
İçini deterjanlarla çok fazla temizlemiştim Junmyeon veya başka birisinden herhangi bir iz kalmaması için. Bugün arabayı yeni sahibine bırakacaktım.
Sade bir kahvaltıdan sonra yüzüme, yüzü fazlasıyla değiştiren bir makyaj ve her zaman ki sarı peruğumla büyük siyah güneş gözlümlerimi kombine etmiştim. Yasal olmayan yollarla arabayı alıp sattığım için yeni sahibine herhangi bir ruhsat verme işlemine gerek duyulmaması işimi biraz daha kolaylaştırdı.
Buluşma noktasına geldikten sonra bir müddet müşterinin gelmesini beklemiştim. O da gelince kısa bir selamlaşma faslından sonra fazla uzatmayıp arabanın anahtarını ona fırlatıp arabadan inmiştim. Olabildiğince hızlı bir şekilde evime gitmek istiyordum. Tüm kanıtlardan kurtulmuştum.
"Hey, bekle."
Arkamdan duyduğum robotik erkek sesiyle vücudumdan bir elektrik geçti. "Bir sorun mu var?"
"Hayır, sadece merak ediyorum. Bu kadar pahalı ve yeni bir arabayı neden bu kadar ucuza satıyorsun?" Diye sormuş ve gülmüştü. Siyah beresinin altından fışkırmış birkaç tel yeşil saç ilk defa gözüme çarpıyordu. Sesi sanki bir cihazla değiştirilmiş gibi robotikti, yüzünde siyah bir maske vardı. Büyük ihtimal o da benim gibi kimliğini saklamaya çalışıyordu.
"Üzümü ye bağını sorma." Tekrar arkamı döndüm ve daha hızlı adımlarla ondan uzaklaştım. Ama o susmadı.
"Bir boklar yedin değil mi? Yüzüne maske gibi makyaj yapmışsın, güneş gözlükleri suratının yarısını kapatıyor ve de gerginsin. Üzerini kapatmaya çalıştığın bir şey var değil mi? " Bir süre daha gülüp en sonunda sustuğunda arabanın kapısının sertçe kapandığını ve motorun çalıştırıldığını duymuştum. Tanrım, sonunda.
Bu insanlarım benimle ne derdi var asla anlamıyorum.
____________
Metrodan inip evimin yoluna ulaşmıştım. Şehirden uzaklaşan ve benim evime yaklaşan yegâne yol. Arabam olmadığı için yürümekten başka çarem yoktu.
Yolda yürürken yanımdam siyah bir araba ve ardından da siyah bir motosiklet geçmişti. Arabanın siyah camlarından içerisini görmemiştim motosikleti kullanan adam ise kask takıyordu. Neden her şeyi üzerime alınıp benle alakalı olduğunu düşünüyordum ki? Doğru ya, ben bir katildim.
O esnada içimde korkunç bir his doğdu, sanki takip ediliyormuşum gibi bir his. Bakışlarım etrafımı tarıyorken içimdeki ses susmuyordu. Hadi ama, korkuyor olamazsın. Sen iki kişiyi öldürdün.
Daha fazla oylanmadan eve olan adımlarımı hızlandırdım.
**
Eve gelir gelmez kendimi koltuğa atmıştım. Biraz uyumak ve sakinleşmek istiyordum. O esnada telefonum çalmaya başladı. Miyeon arıyordu.
"Alo?"
"Alo, Jisoo? Orda mısın? İyi misin?"
"İyiyim de ne bu telaş?"
"Şuan evinde misin?"
"Evet. Miyeon ne olduğunu anlatacak mısın?"
"Jisoo, Taehyung klinikten kaçmış. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
joker ⚛ vsoo ✓
Fanficsenin biraz mutlu olmaya ihtiyacın var güzelim. bıçağımla yüzüne hiç silinmeyecek bir gülümseme çizeceğim. [30.11.20-27.09.21]