Marinette'den;
Kagami bunları söyledikten sonra odadan çıktı.
"Tam olarak ne öğrenmek istiyorsun Marinette?"
Söyledikleriyle Alya'ya döndüm.
"Şey, aslında bunu bende bilmiyorum."
"Peki. O zaman sana her şeyi en başından anlatayım. Bu olayı araştırmaya lisedeki ilk gün başladım. O gün bazı söylentiler duydum."
"Ne söylentisi?"
"İnsanlar Adrien ve Luka'nın pis işler çevirdiklerini düşünüyorlardı."
Açıkçası bunlar bana çok saçma geliyordu, ama sorgulamadım. Belki işime yarar bir bilgi çıkar.
"İşte bu olaydan sonra onları araştırmaya başladım ve birkaç şey buldum. İşine yarar mı bilmiyorum, ama paylaşmak isterim."
Alya odasındaki çekmecelerin birinden iki kağıt çıkardı.
"Nedir bunlar?"
"Bulduklarım."
Bir kağıt parçasını bana uzattı, hızlıca üstünde yazanları okumaya başladım.
"Bu yazıları bilinmeyen bir internet sitesinden buldum. Doğruluğundan emin değilim tabi."
Sonra da ikinci kağıdı uzattı.
"Bilirsin Agreste ailesi imajını koruyan bir ailedir. Dışardan samimi görünürler. O yüzden bu biraz ilginç."
"Agreste?"
"Adrien'ın soyadı. Yoksa bilmiyor muydun?"
"Ah, bilmiyordum. Neyse bilgiler için sağ ol Alya."
"Ne demek umarım yardımcı olabilmişimdir."
"Oldun hem de çok fazla."
Bana gülümsedi. Yanlış anlamaması için yüzüme sahte bir tebessüm koydum.
Kagami elinde bir sürü yiyecekle içeri girdiğinde yerdeki çantamı alıp ayağa kalktım.
"Nereye Marinette? Bari bir şeyler yeseydin."
"Sağ ol Kagami, ama ben tokum. Hem geç olacak."
"Peki görüşürüz."
"Görüşürüz."
...
En sonunda eve vardığımda yatağın üstüne oturdum. Ayaklarım tutmuyordu. Hep üzülecektim sanırım. Babama verdiğim sözde yalan olmuştu.
Ben sözünü tutamayacak kadar zavallı biriydim. Hayatta yüzüme gülmeyecek kadar kibirliydi. Ve güçlü...
Neden tüm gerçekler canımı yakıyordu? Ve neden üzüleceğimi bile bile pes etmiyordum?
Sonunun iyi bitmeyeceğine emindim ve yine de araştırdım. Her şeyi mahvettim.
Hayatımı belki de kendi ellerimle parçaladım, ama hiçbir zaman fark etmedim.
Hayatımı bu hale ben getirdim...
Dolan gözlerimi tavana diktim. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Eskisi gibi olamaz mıydım?
Her gün kendimi Dünya'dan biraz daha soyutlamak ve düşünmemek istiyordum.
Yerimden kıpırdamasam, sadece ruh gibi otursam ve bir işe yaramasam olmaz mıydı?
Sadece nefes alabildiğim için yaşasam, ama yaşamıyor gibi davramsam...
Bu çok saçma bir istek mi?
Ama kimse geçmişe geri dönemez. Aynı olamam, değiştim. Farklı şeyler yaşayarak az da olsa değiştim.
Yine de iki hayatımda da mutlu değildim. Neden herkes gibi bir yaşamım olamıyordu ki?
Normal bir hayat bile bana fazla görülürken birde mutlu olmayı bekliyordum.
Gerçekten zavallıyım.
Alya'dan öğrendiklerim... Biliyorum emin değilim dedi, ama tüm bunları başka şekilde açıklayamıyorum. Olmuyor!
Başka herhangi bir şekilde beni tanımaları imkansız.
Kafamdakilerden kurtulup ilerdeki pencereye baktım. Eğer iyi olmak istiyorsam bunun tek bir yolu vardı.
Düşünmeyecektim...O gece uyumadım, uyuyamadım. Sadece gökyüzüne baktım ve başka hiçbir şey yapmadım...
Adrien'dan;
Sabah kalkıp işlerimi halletmiştim. Şimdi de arabada camdan dışarı bakıyordum.
Okula geldiğimizde indim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde sırama oturdum ve çantamı yerleştirdim.
Bir süre sonra birkaç kızın ve Lila'nın buraya geldiğini gördüm, ama aldırmadım. Yani yapabileceğim bir şey yoktu sonuçta.
Lila yanıma oturup bir şeyler söyledi, ama hiçbirini dinlemedim.
"Adrien?.."
Yüzümü ona çevirdiğim an zil çaldı. O zaman ilk defa okulda olmama şükrettim.
"Zil çaldı Lila, sonra."
Arkadaşlarıyla birlikte uzaklaştığında içeri öğretmen girdi.
Bir şey fark etmemle panikledim. Marinette okula gelmemişti. Bir şey mi oldu acaba? Yoksa öğrendi mi? Umarım iyidir, lütfen iyi olsun.
...
Dersler bitti, ama Marinette ortada yok. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Bu sefer Adrien Agreste'in asla yapmayacağı bir şey yapacağım. Sonunu düşünmeden davranacağım. Düşünmek yok, yasak!
Gideceğim yere vardığımda korkarak kapıyı çaldım. Şu an başıma gelecekler önemli değil. Önemli olan Marinette.
Kapı yavaşça açıldı.
"Marinette, iyi misin?"
"Senin burada ne işin var?"
"Ben...senin için endişelendim de. Okula da gelmedin."
"Benim durumum seni neden ilgilendiriyor? Hani bir daha beni görmek istemiyordun. Ne güzel oldu işte okula gitmiyorum. İstediğin bu değil miydi?"
"Özür dilerim Marinette. Çok üzgünüm. Beni affet demiyorum yanlış anlama. Sadece...bari kendine bunu yapma. Bu senden tek isteğim."
"Benden bir şey istemeye hakkın olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Hayır, sadece...neyse boş ver."
Burukça gülümseyebilmiştim bir tek. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Keşke olsa, onun için kendimden bile vazgeçerim. Tabi bundan haberi yok.
Arkamı dönüp uzaklaşırken dedikleriyle durdum.
"Konuşalım."
"Efendim?"
"Artık gerçekleri istiyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşama Arzum [TAMAMLANDI]
FanfictionGenç kız yine aynı banka oturdu. Her geçen gün Dünya daha da anlamsız geliyordu ona. Ama o akşam oturduğu bankta olacaklardan ve hayatının biranda değişeceğinden habersizdi... (MUCİZELER YOKTUR!)