3.

431 30 21
                                    


Marinette'den;

Sabah uyandığımda ne yapacağımı bilmiyordum. Bir insan gününü nasıl geçirirdi ki.

Yemek yemek istemiyordum, zaten istesemde yiyemezdim ya o ayrı.

İstemsiz bir şekilde ilerliyordum ve biranda kendimi camın önünde gökyüzüne bakarken buldum.

Gökyüzünü seyretmek hoşuma gidiyordu, her ne kadar geçen akşam olanlar sinirimi bozmuş olsa da, bu gökyüzünün beni büyülediği gerçeğini değiştiremezdi.

Belki de bunu yapmamın tek sebebi babamı bir daha görebilme umuduydu.

...

Bulutları ve güneşi izlemeye o kadar dalmıştım ki pencerenin önünde nasıl akşam olduğunu anlamadan geçirmiştim tüm günümü.

Zaten bundan başka yapacak hiç birşeyim yoktu. Tüm bunlardan başka ne yapabilirdim bilmiyorum.

İnsanlardan uzak kalmayı seçmiştim. Kendimi Dünya'dan soyutlamayı, yaşamı bırakmayı seçmiştim. Tüm bunlar kendi kararımdı. Bu yüzden başka hiç birşey yapmak istemiyordum belki de.

Sadece pencerenin önüne geçip gökyüzünü seyretmek ve düşünmek istiyordum. Kafamdaki düşüncelerin başka türlü beni bırakacağını sanmıyordum.

Elimde olsa şuan yaşamazdım bile. Ama ecelimle ölecektim. En azından bu kadarını babama borçluydum.

Tüm bunları düşünürken nefesim daralmaya başladı. Ne yapacağımı bilemeyerek kendimi sokağa attım.

Saat gece yarısıydı bu yüzden etrafta çok fazla insan yoktu.

Kimse ile temasa girmeden ilerliyordum. Hava iyi gelmişti, yürürken nefesimin yavaşça düzene girdiğini hissettim. Daha iyiydim.

Artık geri dönmem gerektiğini düşünüyordum, ama vücudum beni dinlemiyordu.

Bir banka oturdum ve her ne kadar şuanda evde olmak istesem de kalkmadım.

Sonra bazı insanların çığlıklar atıp dışarı çıktığını gördüm. Çok garip bir manzaraydı, ama yolunda gitmeyen birşey yoktu.

Belki de bana öyle geliyordu. Sonuçta daha "küçüktüm." Bilmediğim birşey olabileceğini varsaydım ve gökyüzüne bakmaya devam ettim.

Bana bakan biri şuanda gökyüzünü seyrettiğimi düşünebilir. Oysa aklım bambaşka şeylerle dolu.

Bedenim sadece bir bankta oturuyor olabilir, ama düşüncelerim geçmişimde seyahat ediyordu.

Geçmişimi düşünmek istemiyordum. Ama yine de bir şekilde hayatımı mahvetmek için kafamda gezinip duruyordu.

Biliyordum hayatımın asla düzelemeyeceğini, geçmişimin hep peşimden gelip geleceğimdeki mutluluğu engelliyeceğini biliyordum.

Sadece bırakabilirim sanmıştım. Tüm bu acıları arkamda bırakabilirim diye düşünmüştüm. Yanılmışım, çok yanılmışım.

Hayatım bu noktaya gelmişken herşeyin düzelebileceğini düşünmek bir saçmalıktı zaten.

Sadece buna inanmak istedim. Mucizelerin gerçekliğine güvenmek istedim, olmadı...

Şimdi boş bir beden vardı, bu bankta. Dünya da boş boş gezen bomboş bir beden.

En acısıysa hiçbirşeyi kalmamıştı bu bedenin. Ruhu onu çoktan yarı yolda bırakmıştı. Giderken de kalbini ve aklını söküp almıştı.

Yaşama Arzum [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin