Bölüm 37 (Yıllar Sonra)

2.1K 68 11
                                    

-3 YIL SONRA-

Sultan Murad vefat etmiş yerine veliath şehzade Mehmed geçmişti. Mehmed 21 yaşındaydı. Mihrişah 50 yaşına girmişti. Bihter 30, Hürrem Şah ise 29 yaşındaydı. Bihter'in kızı torunu Dilruba ise 2, diğer torunu Asiye ise 3 yaşındaydı. Bahriye de 57 yaşındaydı. Rahmetli Billur'un dadısı Boncuk Kalfa ise Billur'un ölümünden 1 sene sonra vefat etmişti.

Hürrem Şah Mihrişah'ın dairesinde validesiyle sohbet ediyordu.

-Duyduğuma göre Rezzan yine bir tatsızlık çıkarmış validem.

-Çıkarmasa şaşardım zaten. Yeni cariyelerden biriyle kavgaya girişmiş.

-Hiç yakışıyormu ona? Karnı burnunda bir Padişah gözdesine yakışıyor mu bunlar?

-Zaten ilk günden gözüm tutmamıştı onu. Ama ne yapalım Mehmed sarhoş halde onu almıştı koynuna. Buna da şükür. Bir devlet şehzadesiz olur mu hiç? İnşallah erkek doğururda rahat bir nefes alırız.

-Hakkınız var validem. Malum Billur'un ölümünden sonra hünkarımız cariyelere bakmaz oldu. İlk kez sarhoşluğu bir işe yaradı.

-Aman aman öyle konuşma Hürrem. Allah'dan her gün içmiyor. Ayda yılda bir içiyor. Çok kötü bir şey.

Birden aşağıdan, cariyeler taşlığından bir ses işittiler.

-Оставь меня в покое! Я иду домой! Мама! Папа! Иисус, помоги мне! (Bırakın beni! Evime gidicem! Anne! Baba! Yüce İsa yardım et bana!)

Mihrişah kapının yanında bekleyen cariyeye seslendi.

-Gülhan git Bahriye Kalfayı çağır bana.

-Hemen validem.

Hemen sonra Bahriye gelmişti.

-Bahriye, nedir bu gürültü? Kimdi bağıran o densiz?

-Sultanım yeni gelen cariyelerden biri. Geçen gün Rezzan Hatun ile kavgaya tutuşan kız.

-Getir bakalım şu edepsizi. Derdi neymiş öğrenelim.

-Peki.

Kapı açıldı. İçeriye harem ağalarının kollarında çırpınan bir kız geldi. Mihrişah kızı şöyle bir süzdü. Tupturuncu kızıl saçları vardı. Okyanuz kadar mavi gözleri.. Düz, küçük bir burnu vardı.

-Успокойся. Не бойтесь. (Sakin ol. Korkmana gerek yok.)

Kız gözlerini Mihrişah'a dikti. Şaşırmıştı. Bu kadın nerden Rusça biliyordu? Tabi haremde cariyelere en az 5 dil öğretildiğini nerden bilecekti? Dahası Mihrişah'ın da bir zamanlar ondan farksız olduğunu da bilemezdi.

-Разве они говорят вам, кто я? (Benim kim olduğumu söylediler mi sana?)

-Да. Говорили, что она была матерью султана.(Evet. Padişahın annesi olduğunuzu söylediler.)

-Да. Как вы знаете, я Валиде Султан Mihrişah. Гарем, что от меня. Вы не делали штраф до гарема.(Evet.Bildiğin üzere Valide Mihrişah Sultan'ım ben. Harem benden sorulur. Sen gelene kadar haremi gayet iyi idare ediyorduk.)

Mihrişah güldü.

-Но когда вы выходите из гарема собрались.(Lakin sen gelince harem birbirine girdi.)

Mihrişah durdu. Sonra devam etti:

-Скажи мне, как тебя зовут?(Söyle bakalım adın ne senin?)

Alman KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin