Bölüm 31 (Geçmişten Bir Parça)

2.1K 92 2
                                    

-Birkaç Gün Sonra-

Mihrişah sedire uzanmış kitap okuyordu. Kapı açıldı Bahriye girdi içeri.

-Mihrişah.

-Söyle Bahriye.

-Genç bir hatun geldi. Sizinle görüşmek istiyor. Önemli bir mesele olduğunu söylüyor. 

-Öyle mi? Al o vakit içeri. Bakalım kimmiş neciymiş.

Hemen sonra içeri bir genç kız girdi. Mihrişah'ın gözleri kitlendi. Bu, bu yüzü tanıyordu! Çok uzak geliyordu ama tanıyordu! Evet bu yüz O'nun yüzünün kopyasıydı! 

Okyanus mavisi gözler, hafif kalkık bir burun ve sırma saçlar. Evet Sırma saçlar! Sırma! Tanıdığı ilk Osmanlı kadını! Kurtarıcı Meleği Sırma!

Mihrişah uzandığı yerden doğrulup ayağa kalktı.

-Senn...

Kız başı önde selamladı Mihrişah'ı.

-Billur, sultanım. İsmim Billur. Sırma'nın kızıyım.

-Biliyordum Allah'ım biliyordum!

Mihrişah gidip kıza sarıldı.

Odadaki bütün halayıklar şaşkınlık içindeydi. Koskoca Haseki Sultan nasıl olur da kul kısmından biriyle böyle sarmaş dolaş oluyordu!

Mihrişah Billur'dan ayrıldı.

-Aynı annene benziyorsun Billur. 

Mihrişah Billur'un elinden tuttu. Sedire oturttu. Kendisine hemen yanına oturdu.

-Annen söz vermişti bana tam 22 sene önce. Sen doğunca bana haber yollayacaktı. Ama hiç haber alamadım ondan.

-Sultanım siz bizim evimizden ayrıldığınızda annem bana gebe değildi. Rahmetli kardeşim Ahmed'e gebeydi. 

-Rahmetli mi?!

-Evet sultanım. Kardeşim daha 2 günlükken vefat etmiş. Ondan 6 sene sonra ben doğdum. O 6 sene içinde validem hep sizi aramış. Her yere sormuş "Alman Köle Greta" diye. Ama hiç kimseden cevap çıkmamış.

-Kardeşine çok üzüldüm Billur. Demek ki Dünyada kısa vadeli bir misafirmiş. 

-Öyle. Ben 14 yaşındayken yani 2 sene öncede annemi kaybettim. Onun hemen ardından 1 hafta sonra da babamı.

-Nee!

Mihrişah hüngür şakırt ağlamaya başladı. Billur da  kendini tutamadı, ağladı.

-Bağışlayın sultanım. Sizi üzmek isteme....

Mihrişah eliyle dur işareti yaptı.

-Hayır Billur'um hayır. Ben üzülmedim. Annen'in benim üzerimde çok emeği vardı. Ve o şimdi Allah'a kavuştu. Mutluyum. Allah onu cennetine aldı.

Bi süre ağlamalarının durmasını beklediler. Mihrişah konuştu:

-Ya Boncuk Hatun? O yaşıyor değil mi?

-Ah evet sultanım. Hatta yanımda onu da getirdim. 

-Öyle mi? Keşke daha önce söyleseydin.

-Belki beni tanımazsınız diye dememiştim sultanım.

-Seni tanımamak mümkün mü Billur? Tıpa tıp Sırma'ya benziyorsun.

Mihrişah Bahriye'ye baktı.

-Bahriye Boncuk Hatun'u içeri al.

Biraz sonra Boncuk Hatun da girdi içeri. Yerlere kadar eğilip doğruldu.

Alman KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin