Bölüm 2 (Alışveriş)

10.5K 409 17
                                    

Selam =)) 2. bölümcük geldi :) Sizi seviyorum.

Greta ile Sırma o gün sohbete devam ettiler.

Gece herkes odasına çekildiğinde yatakta Sırma, Durmuş'un göğsüne yaslandı.

-Bugün Greta ile konuştuk. Almanya'dan gelmiş. Bir kontun kızıymış. İç savaş nedeniyle zarar görmesin diye babası onu Topkapı Sarayına yollamış.Fakat Greta yanlış gemiye binerek buraya gelmiş.

-Sorun değil.Bu aralar karşıda pek bir işim yok.Orada işim olduğunda onu da getiririm.

-Sen bilirsin. Diyorum ki yarın Greta ile çarşıya çıkalım. Benim ve Greta için kumaş almak gerek.

-Siz gelmeyin bi daha. Ben yarın götürürüm birkaç top kumaş.

-Olur mu öyle şey? Zarar mı etdeceğiz? Biz gider başka dükkandan alırız.

-O da doğru. Amma yanınıza Boncuk Hatunu da alın.

-Tabi ki de.

ERTESİ GÜN.

Kahvaltıdan sonra Sırma Greta'ya:

-Kommen Sie bereit Greta're gehen in die Mall(Greta hadi hazırlan çarşıya çıkacağız.)

-Aber warum?(Ama neden?)

-Wir werden die Stoffe zu nehmen. Bead Babes Nähen ist gut. New Sultans uns errichten.(İkimiz için kumaşlar alacağız. Boncuk Hatun'un dikişi iyidir. Yeni esvablar dikecek bize.)

-Keine Notwendigkeit für mich. Ich habe genug Kleidung mit mir.(Benim için gerek yok. Bana yetecek kadar elbisem var yanımda.)

-Ich will nicht, um zu appellieren. Komm, beeilen. Lassen Sie uns sofort bereit. Lassen Sie Farben Stoffe.(İtiraz istemiyorum. Hadi ama çabuk. Hazırlan da hemen çıkalım. Alalım renk renk kumaşlar.)

-Sie sind wirklich sehr nett. Doch in unserer Region von den Osmanen immer barbarisch, skrupellos, arm, wie sie reden. Was ist so falsch Idee. Wenn Sie in Deutschland gehen, um die Tür zu gehen und gebogen verlassen jemanden, Ihnen zu helfen, jetzt haben sie Eimer.(Siz gerçekten çok iyisiniz. Halbuki bizim orada Osmanlılar'dan hep barbar, vicdansız, kötü olarak bahsederlerdi. Ne kadar da yanlış bir düşünce. Almanya'da gidip birinin kapısına gidip kıvrılırsanız bırakın yardım etmeyi hemen kovardılar seni.)

-Freut mich, dies zu widerlegen unbegründet mir zu denken. Komm, lass uns schnell fertig.(Bu asılsız düşünceyi çürütebildiysem ne mutlu bana. Hadi çabucak hazırlanalım.

Nihayet hazırlanıp çıktılar. Kapalı çarşıya gittiler. Greta gördükleri karşısında şok olmuştu. Burası ne kadar da güzel bir yerdi.Dükkanlardan gelen baharat kokusu, duvarlarda sarkan, tezgahlara serilmiş veya yanyana dizilmiş top top kumaşlar.Ve daha birsürü şey.

Greta ortadaki büyük çeşmeye elini soktu.Su ile oynadı.Dudaklarından:

-Muhtaşam!

kelimesi döküldü.Sırma güldü:

-Ne dedin sen?

-Muhtaşam.Muhtaşam!Wasser ist herrlich. Dieser Ort ist fantastisch.(Su muhteşem.Burası muhteşem.)

baharat kokusunu içine çekti Greta ve devam etti:

-Und es riecht erstaunlich(Ve bu koku muhteşem.)

-Ich stimme Ihnen zu. Auch ganz in der türkischen fortgeschritten.(Sana katılıyorum. Ayrıca Türkçe'n bayağı ilerlemiş.)

Sonra taklit etti:

-Muhtaşam!

Sırma eliyle ağzını kapatarak güldü.

-Aber was soll ich tun? Ich lerne gerade mehr.(Ama ne yapayım? Daha yeni öğreniyorum.)

-Ich mache nur Spaß, meine Liebe.(Şaka yaptım canım.)

Birlikte birkaç top renk renk kumaş aldıktan sonra tekrar eve döndüler.

Alman KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin