Zaaf

5.7K 339 31
                                    

Merhaba uzun zamandır yoktum ama geri döndüm. Umarım iyisinizdir. Kendinize iyi bakın hep gülün

Öpüldünüz

Ve iyi okumalar

————-

Belime sarılan kollarla uyandım. Belimdeki kolar kalbimin hızlı atmasına neden oldu. Hep böyle oluyordu. Yağızda ani temaslar beni hemen heyecanlandırıyordu ve geriyordu aslında temas olmasına gerek yok bana bakınca bile kalbim tekliyor. Bunun nedeni ondan korkmamı yoksa başka bir şey mi bilemiyorum ama umarım korkudur. Yoksa... işte yoksası yok

Belimdeki elleri yavaşça çekmeye çalıştım. Omu uyandırmamaya dikkat ederek ellerini belimden çektim ve ona döndüm. Kapanmış mavi gözleri güzel kirpikleri büzülmüş ve rüyalarıma kadar girmiş o dudaklarıyla resmen karşımda bir Yunan heykeli vardı. Ve ben bu evde geçirdiğim  4 gün boyunca bu Yunan heykeliyle bu odada aynı yatakta güne başlıyorum.

Evet 4 gündür buradayım ve görünüşe göre daha da buradayım. Çünkü bu sefer Asya'nın ailesi daha fazla kalmaya karar vermişler. Yani uzun bir süre daha bu Yunan heykeliyle güne merhaba ve iyi geceler diyeceğim. Ve bunun düşüncesi bile karnıma ağrıların girmesine neden oluyor.

Yataktan çıktım ve banyoya girdim ve işlerimi hal ettim. Yatakta uyuyan Yağıza son bir bakış atıp mutfağa doğru yürüdüm. Yiğit elindeki salatalığı  hem soyuyor hem de şarkılar söylüyordu. Yiğit'e ilk kez bu kadar neşeli görüyorum. Fazla mutluydu. Beni fark etmesi için hafif öksürdüm

"Günaydın Güneş"

"Günaydın Yiğit bugün fazla bir mutlusun salatalığa şarkı söylemeler falan"

Dediğim şeye güldü ve salatalık tabağını masaya bıraktı.

"Bugün Emel'e buluşacağım da ondan"

Şapşal bir gülümsemeyle bana baktı. Emel'e buluşacağım demesine bakmayın. Emel'e ödevleri var bu yüzden buluşuyorlar. Ama yiğit bu buluşmadan çok ümitli.

"Günaydın  gençler açılın  abiniz geldi"

Ağızını yaya yaya konuşan Hakan'a Yiğitle aynı anda cevap verdik. Hakan direkt masaya kuruldu ve tabağına bir şeyler almaya başladı. Hakan asla bizi beklemezdi. Açlığa asla gelmezdi. Açsa onu asla kimse durduramaz.

"Kocan nerde"

Ağzında salatalıkta konuşan Hakan'la. Öksürük krizine girdim. Resmen kendi tükürüğümde boğuluyordum. Eminim ki şuan yanaklarım kıpkırmızı olmuştur.

"N-ne kocası yaaa"

Kekeleme güldü ve çayından bir yudum aldı

"Tamam tamam hemen kızarma sadece şaka yaptım."

"Kim kızarmış ben kızarmadım ki"

Full inkar en iyisi bu. Hemen bu ortamdan kurtulmam lazım Hakan'ın aynen sen bunu benim külahıma anlat bakışlarından kurtulmam lazım. Yağızı çağırmaya gidiyorum deyip hızlıcana oradan kaçtım.

Odanın kapısını açmamla karşımda belinde havlusu vücudunda su damlaları saçı nemli ve dağınık bir Yağızla karşılaşmayı beklemiyordum. Fazla fazla ve fazla ateşliydi yani buralar bir alev aldı gençler. Şuan bu görüntünün tablosunu çiz  köşeyi dönersin öyle bir görüntü sen düşün. Yada çizme yani insanların böyle bir görüntüyü görmesine çokta gerek yok aslında

"Çok beğendin galiba"

"Çooook"

Girdiğim gerizekalıca transtan dolayı direk düşündüğüm şeyi söylememle yine rezil oldum değil mi. Bide o harfini uzattım falan.

Elini belime artıp beni kendine çekti. Tamam sakinim canım. Yani sadece belimden tutup beni kendine çekti o ıslak ve üstünde hiçbir şey olmayan kaslı vücuduyla bir bütünüm şuan o kadar yani telaşa gerek yok direk sığınaklara kaçmak lazım.

"İstersen bir kere dokunabilirsin"

Sırıtarak söylediği şeyle sinirlenip ondan kurtulmaya çalıştım ama maşallah o kaslı kollarıyla bir ahtapot misali beni sarmıştı ama yine de debelenmeyi kesmedim

"Yaa Yağız beni bırakır-"

Sözümü kesen şey yere düşen havlu HAVLU. Şuan çıplaktı ÇIPLAKTI. Bu düşünde beynimde şöyle bir döndü OHA ŞUAN ÇIPLAK LAN

Hızla onu itip odadan resmen fırladım. Arkamdan gelen gülme sesleri daha çok utanmama sebep olmuştu. Resmen rezillik kontenjanımı doldurmuş ve taşırmıştım resmen

Utancımdan yemekte Yağız'ın yüzüne dahi bakamadım. Çaktırmadan bakmaya çalıştım. Ama Yağız bütün kahvaltı boyunca ağzı kulaklarındaydı. Bana bakıp bakıp gülüyor ve arada göz kırpıyordu. Okula gidene kadar ondan kaçtım zaten akşama kadar olayı unuturdu yani inşallah umarım.

Hocanın çıkabilirsin demesiyle resmen derslikten uçtum. 1,30 saattir ders anlatıyordu ve beynim beyinlik görevinden ilk otuz dakikadan sonra istifa etti. Kampüsün daha ağaçlık tarafına gittim ve derin derin nefesler aldım.

"Alihan ve Yağız yine kavga ediyorlarmış"

Yanımdan geçen iki kızın konuşmasıyla onlara döndüm. Onlara bakmamla onlar da bana baktı.

"Nerde kavga ediyorlar"

"Kafeteryanın orda"

Aldığım cevapla hızla oraya doğru yürüdüm. Yağız Alihan'ın yakasına yapılmış bir şeyler söylüyordu. Aslında kavga değil de daha çok tartışma gibiydi. Seslerini duyamadığım için kalabalığa karıştım. Yağızda Alihan'ın yakasını bıraktı arkasını dönmüş tam gidiyordu ki Alihan'ın konuşmasıyla durdu.

"Karan insanların zaaflarının olması kötü bir şey değil hem..."

Durdu kalabalığa göz gezdirdi ve bana bakıp güldü

"Hem haksızda değilsin. Zaaf olacak kadar güzel"

İşte Alihan'ın bu sözlerinden sonra ortalık birbirine girdi sandalyeler yumruklar tekmeler ve daha fazlası

Yağız'ın zaafı da neydi

Güneşim  | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin