Kafamı Yağız'ın omzuna biraz daha yasaldım. Okuldan çıkmış onların evine gelmiştik. Şimdi ise oturuyor konuşuyorduk. Daha doğrusu ben soru soruyorum oda cevaplıyordu. Hiç sıkılmadan sabahtan beri sorduğum soruları cevaplıyordu. Onun hakkında çok şey öğrenmiştim.
En sevdiği renk sarıydı en sevdiği kitap fareler ve insanlardı en sevdiği yemek mantıydı en sevmediği yemek ise patlıcanlı her şeydi bunu da onu hasta ederek zaten öğrenmiştim.
"Peki beni ilk ne zaman gördün"
Sorduğum şeyle güldü.
"Üniversiteye ilk adım atığın zaman"
3 yıl önce Güneşin doğuşu
"Abi Meltem'le ayrıldık yaa"
"Ne ara lan daha sevgili olalı 3 saat olmadı"
Yiğit'in dediği şeyle Hakan güldü
"Yapamadım be Yiğidim ciddi ilişkiler bana göre değil"
"Oğlum sen pezevenk olma yolunda emin adımlarla yürüyorsun"
"Bunun adı pezevenklik değil ben tek eş-"
Üniversite'nin giriş kapısında gördüğüm sarışınla yerimde çakılıp kaldım. Etraftaki bütün sesler yok olmuştu. Sadece etrafına yabancı bakışlar attan korkak adımlarla yürüyen o çocuk vardı. Koca üniversiteye bir Güneş doğmuştu parıl parıl parlıyordu.
Elim kalbime gitti fazla hızlı atıyordu sanki bir maratonda gibiydi. Sarışının her adımıyla daha hızlı atıyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Benim durmamla bizimkiler de durdu. Hakan bana anlamaz gözlerle baktı
"Niye durdun abi?"
Elimi kalbimden çektim ve hafifçe öksürdüm.
"Şey hatırladım benim acil bir işim vardı siz kafeteryaya gidin ben geliyorum."
"İyi misin sorun tok değil mi?"
Yiğit'in sorusuyla ona baktım.
"Bir şey yok siz gidin ben geleceğim"
Tamam anlamında başını salladı ve ikisi kafeteryaya gittiler. Onların gitmesiyle gözüm tekrar sarışına takıldı. Etrafa yabancı bakışlar atarak yürüyordu. Sanırım fakültesini arıyordu.
Sarışının gittiği yöne gittim ve onu takip ettim. O önde ben arkadan gidiyorduk. Biraz ilerledikten sonra pes etmiş olacak ki bir ağacın yanına çömeldi. Dizlerini kendine çekti ve başını da dizlerinin üstüne koydu.
Orda öylece biraz onu izledim. Sonra tüm cesaretimi topladım ve yanına gittim.
"İyi misin?"
Sorduğum soruyla önce yerinden sıçradı sonra da bana baktı ürkek bakışlarla. Yakından gördüğüm yüzle afalladım. Uzaktan çok güzeldi ama yakından daha da güzeldi. Sarı dalgaları saçları ve bal rengi gözleriyle fazla güzeldi. Yüzünü incelediğimde dudağının kenarında kabuk bağlamış bir yara olduğunu gördüm.
Vücudumdaki sinir dalgasına engel olamadım. O yaraya sebep olan kişiyi bulup yüzüne bin katını yapmak istedim. Bakmaya kıyamadığım bu yüze nasıl vurmuşlardı.
"Şey ben fakültemi bulamıyorum da"
Naif sesiyle resmen eridim. İlk kez birinden bu kadar etkileniyordum. İlk görüşte aşka inanmazdım ama bu sarışın bunu bana bu gün kanıtladı.
"İstersen sana yardım edebilirim"
Güldü
"Gerçekten mi?"
Gamzesi vardı. İşte beni şimdi şu gamzeye gömseniz gıkım çıkmaz. Bir insan bu kadar mükemmel olamaz.
"Gerçekten....... Fakülten hangisi"
Oturduğu yerden kalktı ve üstünü sirkeleri.
"Güzel sanatlar"
Söylediği şeyle başımı salladım ve fakülteye yürümeye başladık. O günden sonra kendimi hep fakültesinde buldum. Onu izlerken buldun o günden sonra bir daha peşini bırakmadım"
Günümüz
"İşte böyle sarışınım"
Konuşmamla bir tepki beklediğim için ona döndüm. Ama o mırıldandı ve boynuma daha çok sokuldu. Ona baktığımda uyuduğunu gördüm. Bu görüntüsü yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmasına neden oldu. Onu biraz daha kendime çektim. Uyandırmamaya dikkat ederek koltukta uzandım ve bende gözlerimi kapattım. Yanımdaki sevgilimin o güzel kokusuyla uykuya daldım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim | Gay
Novela Juvenil[TAMAMLANDI] "Belki sen beni şimdi farkettin ama ben seni bu üniversiteye ilk adım attığından beri farkettim Güneş'im" Elini yanağıma koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. O güzel dudaklarını dudaklarıma bastırdı ____ Bu eşcinsel konulu bir kita...