Doydun mu?

5.1K 316 8
                                    

Arabada sessizlik hakimdi. Ne ben ne de Yağız konuşuyorduk. Ona gideceğimi söyledikten sona aşağıya inip kahvaltı yapmıştık sonra da ne kadar gerek yok desem de beni bırakmak istemişti.

Mahalleye vardığımızı görünce ona döndüm

"Mahalleye geldik getirdiğin için teşekkürler ben burada ineyim"

Bana göz ucuyla baktı ama arabayı sürmeyi bırakmadı

"Evine kadar bırakacağım"

"Gerek yok gerçekten"

Konuşmamdan sonra bıkınca bir nefes verdi

"Gerçekten bizden bu kadar çabuk mu kurtulmak istiyorsun"

Şakayla karışık ama ciddi bir şekilde söylediği şeyle hızla ona döndüm.

"Y-yanlış anladın.......kurtulmak istediğim falan yok..... çok güzel zaman geçirdim....... sadece.... yanlış anladın"

Güldü ve bana göz ucuyla baktı

"Şaka yaptım...... bu kadar ciddiye alma civciv"

Yüzündeki gülüş solmadı arabayı sürerken de o sırıtma vardı yüzünde. O an onu inceledim. Dağınık saçlarını o aşık olunası mavi gözlerini güzel burnunu ve o baş döndüren dudaklarını. Bu adam fazla iyiydi. İnsanın baktıkça bakası geliyordu.

"Doydun mu?"

"Hıı"

Mavi gözlerini yoldan aldı ve bana döndü. Sırıtarak konuşmaya başladı

"Diyorum ki gözlerinle resmen yedin"

Önce şaşkınlıkla gözlerim ve ağzım açıldı. Bu adam hep böyle ukala ukala konuşmak zorunda mıydı. Hep böyle yapıyordu.

Elini çeneme getirdi ve ağzımı kapattı.
Adamın önünde ağzım açık duruyorum sabahtan beri. Eli hala çenemdeydi çekmemişti kafamı hafif geriye çektim ve camdan dışarıya bakmaya başladım

Göz ucuyla ona baktım bana bakıyordu

"Doydun mu bari"

Güldü ve yola bakarken konuşmaya başladı

"Hem de nasıl"

Dediği şeyle hızlıcana başımı cam tarafına çevirdim. Bu adamda hiç utanma yoktu ya. Ağzına gelen şeyi direk söylüyordu.

"Utandım mı sen"

"Civciv kızardın mı?"

Kahkaha attı

O kahkahasını görmek için ona döndüm. Sanırım biraz uzun bakmış olucam ki yüzünde bu sefer o ukala sırıtması oluştu. Tam ağzını açacaktı ki

"Sus......yola bak kaza yapacağız. Hadi hep beraber bir iki üç tıp"

Zaten eve az kalmıştı ve kalan yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. Bu yolculuğun hemen bitmesini istiyorum çünkü rezillik kotamı aştım.

Araba durunca Yağıza döndüm

"Her şey için teşekkür ederim"

Oda bana döndü

"Civciv sabahtan beri teşekkür ediyorsun"

Elini yanağıma koydu

"Emin ol benim.......yani bizim için bir zevkti"

Elini yanağıma koyduğu an benim için dünya durdu. Ne dedi duymadım bile. Öyle biraz birbirimizi izledik. Sonra yavaş yavaş yüzüme doğru yaklaşmaya başladı ve tam o anda telefonum çaldı. İkidir bizi bölüyorlar

Yağız'ın ellerinin arasından kurtuldum ve telefonu açtım

"Efendim Asya"

"Neredesin?"

"Geldim"

"Çabuk babam seni soruyor sabahtan beri"

"Tamam 1 dakikaya kapıdayım"

Telefonu kapatıp Yağıza döndüm. Oda bana bakıyordu zaten. Şimdi bir doydun mu demek vardı da neyse

"Beni bekliyorlarmış ben gidiyim en iyisi...görüşürüz"

El salladıktan sonra arabadan indim ama oda benimle indi ve direk bagaja doğru ilerledi.

"Ben alırdım"

Beni dinlemesi ve çantalarımı ve eşyalarımı çıkardı.

"Bunları ne yapılansın"

"Merdivenin altına koyacağım. Akşam alırım"

Başını salladı ve apartmana doğru yürüdü.
Bu çocuk neden beni dinlemiyordu.

"Kendim yapabilirim"

Beni hiç takmadı ve gözleriyle kapıyı işaret etti.

"Gıcık"

Kapıyı açtım ve geçmesi için yol verdim. Tam kapıdan geçiyordu ki durdu bende elimle kapıyı tutuğum için burun buruna geldik. Bana baktı güldü ve merdivene doğru yürüdü ve eşyaları oraya koydu.

"Her şey için te-"

"Tamam tamam tekrar edip duran bu saatten sonra sana bu kelime yasak"

"Peki benim gitmem lazım her şe- yani görüşürüz"

"Görüşürüz"

El salladım ve gitti. Kapıdan çıktı tam kapı kapanıyordu ki Yağız geri içeri geldi. Hızla yanıma geldi ve ellerimi tuttu

"Güneş ben aslında-"

"Güneş"

Ve Asya'nın sesi ama bu üç etti yaa.

Güneşim  | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin