Önümdeki manzaraya baktım. Uçsuz bucaksız bir ormandı. Çok güzeldi yeşillik hep bana huzur verirdi bu ormanın sesi kokusu beni hep mutlu ederdi. Buraya gelir hayvanları ağaçların hışırtısını doğayı dinler resim çizerdim.
Ama buraya bugün bunun için gelmemiştim. Sanırım yalnızlığımla baş başa kalmak istemiştim. Bugün doğum günümdü. Ailemizin 3. doğum günüm tek başıma geçirdiğim bir doğum günü daha.
Aslında eskiden Doğum günlerini kutlamayı severdim. Doğum günümden haftalar önce hazırlıklar başlardı. Babam istediğim her şeyi alır gösterişli partiler verirdim. Ama şimdi Asya'yla bir pasta alıyorduk sadece ikimizdik. Eski hayatımdan eser kalmamıştı resmen.
Babam eşcinsel olduğumu öğrendiğinde beni evlatlıktan reddetmişti. Evden atmış elimdeki her şeyi de almıştı. Üniversite için İstanbul'a geldiğinde burda kendime yeni bir hayat kurdum. Eski Güneş'den eser kalmamıştı. Yep yeni bir Güneş olmuştum.
İlk zamanlar alışmam çok uzun sürmüştü. Evin arabam param varken birden elimde bavulum ve biletimle kendimi kapıda bulmuştum. Sonra Asya'yla tanıştım ailenin sadece anne ve babadan ibaret olmadığını bana öğretti. Şimdi ise ailemize üç kişi daha katıldı. Sevgilim ve iki harika abi arkadaş
Çalan telefonumla onu elime aldım. Kayıtlı bir numaraya değildi. Ama kim olduğunu biliyordum ve bu kalbimin sıkışmasına neden oldu.
"Alo?"
Sesimi ben bile sor duymuştum.
"Oğlum"
"Anne"
Dolan gözlerime inat güldüm. Ağlamak istemiyordum. Hele yılda birkaç kez konuştuğum annemin karşısında ağlamak istemiyordum.
"Doğum günün kutlu olsun oğlum"
Güldüm buruk bir gülüştü
"Unutmamışsın"
Oda güldü ama kendini sıktığı çok belliydi. Ağzından bir hıçkırık kaçtı. Annemin o hıçkırığını duyduktan sonra sabahtan beri tutmaya çalıştığım gözyaşları akmaya başladı.
"Hiç unutur muyum oğlum sen benim biri-"
"Kimle konuşuyorsun sen."
Babamın seni ve kapanan telefon. Gözyaşlarım daha da akmaya başladı artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Akşama kadar orda ağladım. Sonra ise hiçbir şey olmamış gibi evin yolunu tuttum.
Kapıyı açtım ve içeri girdim elimdeki ayakkabıları yerine koydum üstümü astım ve içeriye doğru bağırdım
"Asya evde misin?"
"Salondayım"
Salona girdiğim an patlayan konfeti sesiyle irkildim. Karşımda elinde pastayla duran sevgilimle gülümsedim. O da bana bakıp gülüyordu.
"Üfle mumlar sönmesin"
Başımı tamam anlamında salladım. Tam üfleyecektim ki Hakan beni durdurdu
"Önce dilek tut yengeniştem"
Güldüm ve onlara baktım tek tek
"Dileğim zaten gerçek oldu."
"Olmaz yine de tut"
Konuşan Emel'e tamam anlamında başımı salladım ve gözlerimi kapatıp dilek tuttum sonra da mumları üfledim.
Sonra tek tek hepsine sarıldım en sonra Yağızda durdum. Elini belime attı ve beni kendine çekti.
"İyi ki doğdun sarışınım, iyi ki hayatımdasın nice yaşlara sevgilim"
"Seninle nice yaşlara"
Güldü ve dudağıma bir öpücük kondurdu.
"Hop hop aile var aile"
Hakan'ın abartı tepkisine güldüm.
Sonra beraber pastayı kestik bir güzel yedik. Hakan'ın hikayelerini dinledik. Oyun oynadık. Şimdi ise sevgilimin göğsüne yaslanmış Yiğit'in anlattığı şeyi dinliyorduk. Hakan'ın iç çekişiyle ona döndüm."Gençler bir yerlere mi gitsek?"
"Bu Hakan'a çok katılmam ama haklı"
Asya'nın dediği şeyle güldüm. Kim ne zaman Hakan'a katılsa hep cümleye aynı şeyle başlıyor. Önümdeki cipsi ağzıma attım ve Hakan'a döndüm.
"Nereye gidiyoruz?"
Sorduğum şeyken yerinden kalktı
"The Stark'a"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim | Gay
Novela Juvenil[TAMAMLANDI] "Belki sen beni şimdi farkettin ama ben seni bu üniversiteye ilk adım attığından beri farkettim Güneş'im" Elini yanağıma koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. O güzel dudaklarını dudaklarıma bastırdı ____ Bu eşcinsel konulu bir kita...