Bir Ödev Meselesi

6.7K 377 23
                                    

Dersten çıkmış kendimi direk kafeteryaya atmıştım. Bugün atölye dersimiz olduğu için yorulmuştum. Belim de ağrıyordu. Kendimi direk geriye attım ve yüzüme gelen güneşi kabul ettim.

Güneşi severdim belki adımdan dolayı veya beni iyi hissettirdiği için de olabilir ama güzeldi.

Bu güzel dakikalarımı bölen şey telefonuma gelen mesajdı. Kaşlarımı çattım ve telefonu elime aldım. Tabi ki mesaj Asya'dandı başka kim olabilir ki her zamanki gibi kafeteryaya gelmiş beni bekliyormuş.

Yerimden kalktım ve oraya doğru yürümeye başladım. İçeriye girince en arka masaların birinde oturmuş kağıtlara gömülmüş Asya'ya doğru yürüdüm.

"Selam" kağıtlardan başını kaldırdı ve bana baktı gülümsedi ve bir baş selamı verdi.

"Hayırdır?" elimle gömüldüğü kağıtları gösterdim.

"Hoca ödev yapmamızı istedi konu bakıyorum"
Asya garanticiydi asla ödevini son güne bırakmaz ilk aldığı gün hemen yapmaya başlardı. Kapsamlı bir çalışma yapardı ve bu yüzden hep ödevlerden yüksek not alırdı.

"Merhaba" gelen sesle kafamı o tarafa çevirdim. Bu Hakandı Karanın en yakın arkadaşıydı.

"Merhaba" mırıltıyla çıkan sesimi duyduğunu sanmıyorum. Güldü ama bu gülüş çapkın bir gülüştü. Hakan zaten öyledir hep çapkındır. Bütün üniversite onun namını duymuştu. Gerçekten onu dize getirecek kadını merak ediyorum.

Bana elini uzattı

"Hakan ben" elini sıktım

"Güneş" gülümsedim

"Hakan" gelen sesle Hakan'ın arkasına baktım gelen Yağızdı biraz sinirli gibiydi. Elini Hakan'ın omzuna attı ama fazla sert atmıştı

"Kardeşim niye geldiğini söylemiyorsun bana" konuşurken Hakan'ın omzunu da sıkıyordu Hakan ona döndü ve konuşmadan birbirlerine baktılar sanırım bu onların anlaşma şekli falan yüzleri saçma şekiller almaya başladı Allah aşkına bu ikisi ne yaşıyor.

Hakan sandalyeyi çekip direk oturdu
"Kardeşim baktım Asya burada dedim şu ödev meselesini konuşalım. Benim için ödev çok önemli bilirsin" gülüp Asya'ya baktı.

"Siz bu kadar önem verir miydiniz derse" Asya'nın alaylı sesiyle ona döndüm. Yüzüne alaylı bir tebessüm takınmış kahvesini masaya bırakıyordu.

"Bilirsin Asyacım bu ders bizim için çok önemli"

Asya yalandan tebessüm etti

"Yaaa bilmez miyim Hakan" göz devirdi.

Hakan'ın duruşu bile ben yalan söylüyorum diyor resmen. Gözümü Hakan'dan alıp Yağıza çevirdim. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

O an o mavi gözlerle gözlerim kesişince nefesim kesildi. O güzel mavi gözleri nefesimi kesti. Yavaşça yutkundum. Bu adam bu aralar kalbimin hızlı atmasına neden oluyor. Önceden de onu görünce hızlı atardı ama korkudan ama şimdi heyecandan.

"Dimi kardeşim" Hakan'ın ona seslenmesiyle girdiğimiz transtan çıktık.

"Neyi"

"Hani grubuz ya Asya'yla gelsin bizde çalışsın daha rahat ederiz"

Önce yüzüne baktı boş boş

"Evet yani Asya içinde sorun değilse"

Hepimiz Asya'ya döndük. O ise önündeki kağıda bakıyordu.

"Bir kafede yaparız"

Hakan direk yerinde dikleşti

"Kafede rahat etmeyiz ev daha rahat"

Asya'da yerinde dikleşti ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Tabi Güneşle geliriz" içtiğim kahve önümde kaldı o az önce güneşle geliriz mi demişti. Tam itiraz ediyordum ki Hakan'ın telefonu çaldı.

"Alo"

"........."

"Tamam Yiğit geliyoruz"

Yağıza döndü ve kulağına bir şeyler söyledi ve ikisi de ayağa kalktı.

"O zaman biz günü yarın konuşuruz Asya." Demin alayla konuşan adamın sesi bir an ciddileşmişti. Yağız bana son kez bakıp ikisi de dışarı çıktı.

"Ne demek güneş de gelir"

"Ne deseydim. Tek başıma ne yapacam iki erkekle"

kahkaha attım.

"Allah aşkına Asya sen iktisat okuyan kişisin güldürme beni sizinki Fakülte değil kışla"

Güldü kahvesini yudumladı

"Ben onu bunu bilmem geleceksin. Hem okul ayrı ev ayrı bir şey"

Konuştuktan sonra eşyalarını toplayıp kalktı.

"Benim gitmem lazım kendine dikkat et öptüm"

Hızla kafeden çıkan Asya'nın arkasından baktım sadece.

Ben Yağızla aynı evde ne yapacam.

Güneşim  | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin