Karanın ağzından
Güneş'in banyoya girmesiyle Hakan bana döndü
"Sen ne hızlı çıktın be"
"Ne saçmalıyorsun Hakan"
"Ben gelmeseydim sabah sabah"
Cümlesini bitirmesine izin vermeden kafasına bir tane geçirdim. Vurduğum yeri ovmaya başladı.
"Acıdı lan"
"Boş yapma"
"Biz sizin kardeş kardeş uyuduğunuzu düşünelim ama siz işi pişirmişsiniz bile"
Konuştuktan sonra direk merdivenlerden hızlıca inmeye başladı
"Kaçma lan şerefsiz"
Hızla peşimden koşmaya başladım ama o kadar hızlıydı ki gözden kaybolmuştu bile. Merdivenlerden aşağıya indiğimde mutfaktan Hakan be Yiğit'in sesleri geliyordu şerefsiz yememiş içmemiş Yiğit'e anlatmaya gitmiş.
Mutfağa adım atığım an Yiğitle göz göze geldim sonra ise Hakan'la Yiğit bana doğru geldi yüzünde ise kocaman bir sırıtma vardı elini baka doğru şaklayacak konuşmaya başladı
"Seni hınzır seni sen hızlı çıktın yaa. Birkaç gün bekleseydin her şeyi geçtim akşamı bekleseydin oğlum. Bu ne acele"
Hakan'da onun arkasından gelmeye başladı
"Eee Yiğitcim artık ateş bacayı nasıl sarmışsa"
Hakan elini bir omzuma Yiğit ise elini diğer omzuma koydu. Bu hareket neydi biliyor musunuz ikisinin ölüm fermanıydı. Bu hareket gel beni öldür hareketiydi.
"Bana bakın iki dangalak eğer ölmek istemiyorsanız o ellerinizi hemen çekeceksiniz yoksa ben ikinizi birbirine sararım o ateşte de yakarım"
İkisi de aynı anda ellerini çekti. Bu hallerine gülüp yerime oturdum. İkisi de masaya oturunca Güneşi beklemeye başladık.
Kısa bir süre sonra gelmeyince Hakanlar utandığını düşünerek kahvaltıya başladılar. Elimdeki çatalı bırakıp masadan kalkıp yukarıya çıkmaya başladım.
Kapıyı vurduktan sonra gir komutunu bekledim. Komutu duyduğum an içeri girdim. İçerde utanan bir Güneş beklerken eşyalarını toplayan bir Güneşle karşılaştım.
Hızla yanına yürürdüm
"Neden toplanıyorsun?"
"Evime gitme vaktim geldi"
"Bak eğer sabahki olay içinse s-"
"Hayır onun için değil Asya'nın babaannesi hastalanmış ailesi gidecekmiş. Asya'da biraz kötü onun yanına gitmem gerek. Hem annesi ve babası gitmeden önce benimle bir yemek yemek istemişler"
Konuştuktan sonra son eşyalarını da toplayıp çantasını kapattı. O an ona çok şey söylemek istedim. En çokta gitme demek istedim. Ama hiçbir şey diyemedim.
Yataktaki çantasını aldım.
"Hadi aşağı in kahvaltını yap ben seni bırakırım"
"Gerek yok ben tak-"
"Ben bırakırım"
Çantayı aldım ve odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim | Gay
Teen Fiction[TAMAMLANDI] "Belki sen beni şimdi farkettin ama ben seni bu üniversiteye ilk adım attığından beri farkettim Güneş'im" Elini yanağıma koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. O güzel dudaklarını dudaklarıma bastırdı ____ Bu eşcinsel konulu bir kita...