RUH KADEHİ

3. kaçış kıyıları

Merak. Birini tanıma merakı. Halk dilinde adı aşk. Geçici zehirli bir duygu. Bana uğramasını pek tercih etmeyeceğim bir şey.

Geçici olan şeyler beni hep korkutmuştur. Ben hep sonsuza kadar bana kalacak şeylerin peşinden koşmuştum ama biliyordum verdiğim nefesler bile sonsuza kadar benimle kalmayacaktı. Belki de bu yüzden bana göre değildi yaşamak; çünkü ruhumun içinde bulunduğu bedenim bile bir gün toprak olacaktı ama ruhum sonsuza karışacaktı.

Adının Buket olduğunu öğrendiğim sarışın kız sohbetiyle birden tüm masayı toplamıştı. Savaş'ın ablasıymış, anlaşılan Deniz'in de sevgilisiydi. Kayra her bana bir şey söylemek için kulağıma yaklaşsa kız hemen konuya bizi dahil edecek sorular soruyordu. İyi biri olabilirdi belki ama benim arkadaş olacağım biri değildi. Sebepsiz o kızda sinirimi bozan bir şey vardı, kardeşinde de. Kısa kışlık bir etek giymişti ve dikkatleri çekecek uzunlukta ve incelikte bacakları vardı.

Burak oldukça samimi bir çocuktu ama Buket'e karşı yapmacık bir sevgisi olduğunu anlaşılabiliyordu, daha yeni tanıştığı bana bile daha içten davranıyordu. Hatta istediğim bir şey olup olmadığını istersem getirebileceğini söylemişti ama içmiyordum, en azından fazla yakın olmadığım kişilerin yanında. Kayrayla baya iyi anlaşmıştık, okulda iyice kaynaşacağımızı düşünüyordum.

Gözüm ikide bir Deniz'e kayıyordu ama sandalyeye oturduğu andan beri hiç bana bakmamıştı, hatta gözleri ben hariç her yerde durmuştu. Bir şey mi yaptım acaba diye düşünmeme sebep olmuştu ama sonra sevgilisi yanında diye öylesine bir kızla muhatap olmak istemiyor olabilir diye düşündüm. Masadaki sohbet o kadar derinleşmişti resmen tüm ülkenin gündemini ele almışlardı, normalde olsa ilgi çekici olabilirdi ama şu an aklımda olan başka bir şey vardı. Masada sadece Kayra, Burak ve Deniz'e ısınmıştım ama onlardan biri benimle göz teması bile kurmuyordu. Ortamdaki canlı müzik ve kahkahalar şimdiden başımı ağrıtmıştı.

''Ben sigara içip geliyorum.'' diye mırıldandığını duydum Burak'a doğru, sonra diğer yanına dönüp Buket'in kulağın bir şey fısıldadı ve sandalyeden kalktı. Benim gibi sıkıldığı her halinden belli oluyordu, acaba yanına gitmeli miydim yoksa absürt mü olurdu?

''Dolunaydı di mi? Çok sessizsin, senin var mı manita falan?'' konu ne ara sevgili işlerine gelmişti onu bile kaçırmıştım, Buket'in sorduğu soruyu benden önce sınıftaki Büşra cevapladı. ''Ay Dolunay hep sessizdir ama kimseye zararı yoktur.'' Büşra bana gülümsediğinde yalandan tebessüm ettim.

''Dinlemeyi daha çok severim.'' beni kimse dinlemezdi zaten ''Sevgili işleri bana göre değil.'' dediğimde Savaş ve adının Sarp olduğunu öğrendiğim kankası bir an güler gibi oldu. Kaşlarımı çattım ''Niye ki, herkes karnında kelebekler uçuracak birini ister. Aa yoksa karşılıksız bir aşk falan mı yaşadın?'' özel sorusu beni kesinlikle rahatsız etmişti ki rahatsız olduğumu Kayra ve Burak da anlamış olmalı ki birden konuştular.

''İnsanların özeli seni bu kadar ilgilendirmemeli Beren.'' Burak'ın neşeden uzak sesiyle Berna şaşırmıştı. ''Sohbet ediyoruz şurada.'' Kayra hemen atladı ''Neyse şu konuyu kapatsak mı?''

''Ben de cidden merak ettim Dolunay, senin gibi bir kızın daha önceden sevgilisi olmuştur herhalde.'' Savaş'ın gülüşündeki alayı yakalayabilmiştim. Gözlerimi gözlerinden kaçırmadım ve duruşumu biraz dikleştirdim.

''Hayır ama çok soran oldu.''

''Daha önce sevgilin olup olmadığını mı?''

''Hayır, onunla çıkmak isteyip istemediğimi.'' verdiğim cevapla ellerini masaya koyup çenesini de oraya yaslamış olan Buket geri çekildi, Savaş verdiğim cevaptan memnun olmuş gibi içkisinden bir yudum aldı.