Düzenlenmiştir🌸
...
"Aaaaaanneeeeee"
"Efendim Namjoonie?"
"Karşı evin camındaki çocuk yine camdaa"
"Kim?"
"Anne sana hep anlattıyorum ya! Karşı evde çok sevimli bir çocuk var hergün cama çıkıyor ve bazen çok güzel gülümsüyor ya hani!"
"Kalbini pırpır yapan çocuk mu?"
"Evet,bak camda! Anne o çocuğun adı ne?"
"Bilmiyorum bebeğim, neden gidip tanışmıyosunuz?"
"Karşıya geçebilir miyiz?"
Kafasını olumlu anlamda salladı genç bayan. Minik Namjoonie koşara arkadaşlarının yanına gitti. Minik çocuğun uzaklaştığını gören Seokjin'in annesi hemen konuştu.
"Bay Jung'ın oğlu mu var? Niye hiç dışarı çıkmıyorki?"
"Jiwoo doğumdan bir sene sonra ülke değiştirdi. Bay Jung da çocuğu görmek dahi istemiyor ve herşeyine kızıyor. Adi pislik."
"Şimdiki eşide kaçar büyük ihtimalle. Bu kadar cani bir insanın yanında durmak zor olmuştur o kadınada."
"Beterin beteri var bizden daha kötü hali, bizimkiler yine adam yerine koyuyoda vurmuyo,hergün kavga sesleri,yapma diye bağırışları geliyo kadının..."
"Çocuğu öz yavrusu gibi sevmesi ne güzel birşey,eğer gidicekse onuda kurtarsa bari..."
Kadınlar dedikodu yaparlarken Namjoon arkadaşlarıyla karşıya geçmişti ve kapıyı çalmak için hazırlanıyordu. Ama bir türlü zile basamamıştı. İçi kıpır kıpırdı ve heyecandan biraz korkmuş olabilirdi.
"Hyung ne diyicem açtığında?.."
"Ne abarttın Namjoonie! Bizimle oynamak ister misin de gitsin!"
"Peki..."
"Somurtma Joonie hyung bence bizle oynamaya gelicektir."
Derin nefes alıp kapıyı çaldı minik Namjoon. Biraz beklediler ve ardından kapı açıldı. Karşısında kalbini pırpır yapan çocuk ve annesi duruyordu. Annesini görünce rahatlamıştı,büyüklerle daha kolay anlaşırdı. Genç bayandan izin aldı. Kalbinin pırpır yapan çocuk ayakkabılarını alıp bahçeye,yanlarına, geldi.
"Selam ben Seokjin! Bu gamzeli ve utangaç davranan çocuk Namjoon ve diğer minik şapşalda Taehyung. Senin adın ne?"
"B-ben Hoseok tanıştığıma memnun oldum..."
"Tanıştığıma çok memnun oldum! Ne oynamak istersin?"
"Bilmem siz ne oynuyordunuz?.."
"Hoseok... Eğer izin alırken söylediğim seni kırdıysa özür dilerim,nasıl izin almam gerektiğini bilemedim... Eğer söylediklerim yüzünden çekiniyorsa çekinme biz senin arkadaşın olmak istiyoruz."
"Dediklerin beni kırmadı Namjoon. Beni çağırdığınız ve benimle arkadaş olmak istediğiniz için teşekkür ederim! Sadece biraz utangacım... şey... Benim daha önce hiç arkadaşım olmamıştı,bu yüzden nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum..."
"O zaman biz özel miyiz?"
"Galiba evet."
"Kaç yaşındasın? Sana hyung diyebilir miyim?"
"Dokuz yaşındayım. Eğer istersen diyebilirsin Tae benim için sorun yok." Cümlesini bitirip kocaman gülümsedi Hoseok. Namjoon'un içi eridi bir anda öyle güzel bi gülümseme görünce. Sessizce fısıldadı hyunguna.
"Hyung..."
"Efendim NamNam?"
"Kalbim pırpır oldu..."
Minik kardeşine çarpık bir gülüş attı büyük olan. Namjoonie ise yere bakıyordu yanakları pembe pembe olmuştu.
"Joon hyungumla aynı yaştasın hyungie!" İsmi zikredilince başını kaldırıp şaşkın suratıyla önce kardeşine sonra camdaki meleğine çevirmişti bakışlarını.
Hoseok'un gözleri tatlı çocuğuna kaydı ve gülümsedi. Namjoon da sevdiği çocuğa gülümsedi. İkiside habersizdi karşısındakinin kalbini pırpır yaptığından.
"Yakan top oynayalım mıı?"
Tatlı tatlı konuşan miniklerini onayladılar ve gruplarını kurdular. Seokjin bilerek Tae ile grup oluşturmuştu. Diğerlerinden daha büyüktü ve bazı şeyleri daha iyi biliyordu.
Namjoon'un bu çocuğu cidden sevdiğini biliyordu mesela. Hoseok'un da Namjoon'a karşı daha bi çekingen olduğunu görmüştü. Tae ile konuşurken farklı Namjoonie ile konuşurken farklı gülümsüyordu.
Birkaç tur oynadıktan sonra yorulmuşlardı.
"Hyungilerim~ Dondurma yiyelim miii???"
"Terledikten sonra soğuk gıdalar tüketmemeliyiz TaeTae,hasta oluruz."
"Oyun bozansın Joon hyung..."
"Terimiz soğuduktan sonra yiyebiliriz? Yani isterseniz..."
Konuştuğunda meleğine çevirmişti gözlerini Namjoon. Tatlıca gülümsiyerek ona baktı.
"Aslında haklısın Hoseokie terimiz soğuduktan sonra yeriz"
Hayran hayran çiçeğinin yüzünü izlemişti cümlesini söylerken. Çok güzeldi yüzü. Yanaklarıyla oynamak istedi ama ilk tanıştıkları andan böyle bişey yapmaya çekindi.
Ikiside tatlıca gülümsedi birbirlerine.
"Ama o zaman ne yapıcaz? Ben çooooook acıktım..."
"Dondurma dışında bişeyler almaya gidebiliriz TaeTae."
"Yaşasın Jinnie hyung!"
Üçlü Hoseok'a baktılar meraklı gözlerle. Biraz çekinmişti esmer çiçek ama arkadaşlarını kırmak istemedi ve markete gitmek için üçlünün annelerinden izin aldılar. Esmer çiçek annesinden para almak için eve gidicekti ki Kim kardeşler onu durdurdu ve istediği ne varsa ona alacaklarını söylediler.
İlk basta istememişti fakat gamzelisinin ısrarlarına dayanamayıp kabul etti en sonunda. Birlikte gidip birkaç abur cubur aldılar. Aldıklarını yiyip birkaç oyun daha oynadılar sonrasındada esmer çiçeğin annesi çağırmıştı.
O eve gitmeden önce gamzeli cesaretini toplayıp esmerin dudaklarına kelebek öpücüğü kondurup geri çekildi. Biraz utanmıştı ilk başta. Ona sonsuza dek küsüceğini ve birdaha asla konuşmayacağını düşünmüştü. Nerden bilebilirdi çiçeğinin gülümseyip onu tekrar öpeceğini?
Hızlıca öpüp kaçmıştı minik çiçek. Eve girdiğinde yanakları kıp kirmızı idi hemen banyoya girip yüzünü yıkaması gerekiyordu.
Gamzeli ise iki arkadaşının ortasında çiçeğinin arkasından bakakalmış duruyordu. Onun ne kadar tatlı olduğunu kendine tekrar tekrar söyledi birkaç dakika. En sonunda dayanamadı.
"Hyungie,TaeTae o çok harika değil mi? Tatlılığından bayılabilirim heran! Yarın yine onu çağıralım mı? Noluuuur!"
"Joonie hyung yavaş konuş hiçbişey anlamadım..."
"Namu kendine gel lütfen... Merak etme yarın onu tekrar çağırırız. Çok eğlenceli biri bence Hobi hem dört kişi oynamak daha zevkli. Hobi ilk defa oynadığını söylesede çok iyi oynuyor ve çok eğlenceli."
Bir kardeşi daha vardı artık Jin'in. Gerçi Namjoonie'nin onu fark ettiği zamandan beridir üç kardeşi vardı."Kim kardeşler yemek vakti!
Konuşmasına izin vermeden onları çağiran annesine döndü ve kafasıyla onayladı hemen.
Üç çocuk ve üç kadın birlikte yemek yiyip sofrayı toparladılar. Eşleri gelince onlara tekrar sofra kurarlardı zaten.
O gece ne Namjoon nede Hoseok uyudu. Ikiside mutluluktan tüm gece birbirlerinin camına baktı. Yorgun düşene kadar izlediler birbirlerinin güzelliğini ve ikisininde aklında tek bişey vardı:
Onun dudakları en sevdiğim şekerden daha güzel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑌𝑎𝑟𝑑𝚤𝑚 𝐸𝑡
FanfictionOn tılsımdan sadece üçünün sahipleri belliydi. Önemli tılsımı ele geçirmek için uğraşan mafyalar'a yardım ediyordu Namjoon. Babasına ihanet ediyor olsada babasının iyi şeyler yapmadığını biliyordu. Mafyalara yardım ederken ordaki bir ajanın çocuk...