30| Kim

4 3 0
                                    

Sonunda bütün tılsım sahipleri Pax'a gidebilmişti. Çoğunun doğduklarından beri sadece fantastik rüyalarında gördükleri o güzel gezegen şuan solmuş durumdaydı. Sanki nükleer bomba atılmışda üzerinden yanlızca aylar geçmiş gibiydi.

Çocukluğunu geçirdiği gezegeni harap halde gören Jaebeom bu felaket görüntüyü her gördüğünde ağlayası geliyordu. Çok sevdiği o cennet gezegen bir harabe kent gibiydi. Dünyadaki nükleer füze atılan o ülkelerin birkaç gün sonraki hallerini görmüştü. Meraklı bir çocuk olduğu için araştırmıştı. Gördüğü görüntülerle kıyaslayınca o ülkelerin çok daha iyi halde olduğunu düşünmeye başlıyordu.

Koskoca gezegen çatırdıyordu. Toprak neredeyse yok olma evresine gelmişti,insanlar güçlerinin el verdiği kadar durumun önüne geçmeye çalışmıştı fakat gün geçtikçe güçleri azalmıştı. Tekbir su damlası yoktu. Gezegenin ışık ve enerji kaynağı çok zayıftı. Hava oldukça kirliydi. Ateş olmadığı için ne yemek pişirebiliyor ne de ısınabiliyorlardı.

Gördüğü ufak bir toprak parçasını eline alıp birşeyler fısıldadı Yeri. Belki canlandırabilirim umudu vardı. Umudu boşa değildi. Min Yoongi ile ortaklaşarak yer kürenin çatlaklarını kapatıp toprakları tekrar kullanılabilir hale getirmeyi başardılar. Jimin ve Jungkook birlikte havayı temizleyip temizlenen havanın gezegende kalması için gök kubbeyi onarmışlardı. Yer küre iyileştikten sonra kuruyan su kaynaklarını özenle,tek tek canlandırmıştı Seokjin. Kaybolan ateşi canlandırmak için yer altındaki lavlardan beslenerek gezegenin ihtiyaç duyduğu ısıyı saģlamıştı Ni-ki. Besinlerin yetişmesi için var olan tüm gücüyle ışık ve enerji kaynakları olan yıldızlarını güçlendirmişti Jaebeom. Yin-Yang ve Amare nin son dokunuşları yapması gerekiyordu artık. İlk başta So-min'e ait olan Tempusun gücüyle karmakarışık olan zamanı düzeltmiş sonrasında kendi tılsımıyla nefret dolan halkın kalplerine kaybettikleri sevgi tohumlarını ekmişti. Gezegendeki herşey tamamlandığında Yin ve Yang,gece-gündüz döngüsünden başlıyarak tüm zıtlıkları birbirine bağlamış ve gezegenlerini kilitlemişlerdi. Dünya ile olan bütün bağlarını kesmişlerdi. Birkaç saat önceki o korkunç tablodan eser kalmamış rüyalarını süsleyen o güzel gezegen geri gelmişti. Hayal ettiklerinden çok daha güzeldi.

"Hiçbir insanla karşılaşmaya gücüm yok desem inanır mısın?"

Az önce birlikte geceyi ve gündüzü bağladığı eşine ithafen konuştu esmer olan.

"Benimde cesaretim..."

Karşılığını alınca eli otomatik olarak sevgilisinin beline gitmiş ve ona sarılmıştı. Mahvolmuş yerleşmeler güçleri yerine gelen insanların çalışmasıyla güzelleşmişti. Tıpkı annelerinin gençliğindeki kadar güzeldi gezegenleri.

Hemen yanlarında başını Jaebeom'un omzuna yaslamış olan Seokjin konuştu.

"Oraya ait olmasakda,bütün anılarımızın geçtiği o gezegene birdaha dönemiyecek olmamaız üzücü."

"Birdaha geri dönmiyecek miyiz? Ama bütün arkadaşlarım ne olacak? Hem okulum?"

Yeri'nin masum sorusu herkesi güldürmüştü. Hepsi gülmüştü fakat onlarda düşünmüştü ne olacağını. Ordaki bütün düzenlerini yok etmişlerdi fakat şimdi ne yapacaklardı?

"Dünyada yaptığımız hiçbirşeye burada ihtiyacımız yok. Burası o kaos gezegeninden çok daha farklı. Orada meşgul olduğumuz hiçbirşeyin burada önemi yok. Zor geliyor biliyorum ama aslında burada yaşamak daha kolay. Burda sadece tılsımlarımızın temsil ettiği şeylerle ilgilenmemiz yeterli. Üstelik burada kuracağın arkadaşlıkların dünyadakinden daha gerçek olduğuna emin olabilirsin."

Bir süre sessizce bulundukları tepeden etrafı izlemişlerdi. Taehyung So-min in istediği şekilde zamanı gün doğumuna ayarlamıştı. Çılgınca etraflarında dönen uyduları vita'yı dizginlemiş ve zamanı istediği şekilde düzene sokmuştu. Tempusun gösterdiği şeyden sonra eğer Tempus kırılmasaydı bir sonraki sahibinin So-min olacağını ve tılsımın kahverengi olduğunu öğrendiler.

𝑌𝑎𝑟𝑑𝚤𝑚 𝐸𝑡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin