"Neredeydin? Seni çok merak ettim,birşey mi oldu,iyi misin? Gönlümün sultanı konuş artık lütfen,bak korkuyorum..."
"Nerde olduğum seni ilgilendirmez. İyiyim,birşey olmadı boşa telaşlanma."
"Taehyung,sevgilim lütfen yapma böyle. Bin pişmanım öyle dediğime ama benide anla lütfen bir şeytanın oğluna nasıl güvenebilirim? Kendisinin iyi biri olduğunu nasıl bilebilirdim?.."
"Boşu boşuna kitapları kapağına göre yargılama demiyorum sana. Bunu hep yapıyosun Jungkook,insanları dış görünüşlerine göre yargılıyorsun,ailelerine göre,arkadaşlarına göre yargılıyorsun. Tanrılar aşkına nasıl paxlısın sen? Dünyalılara benziyorsun! Joon hyungum sert görünür,evet. Babası gibi hareket eder bazen,bunada evet. Ama sadece zekası ona benzer,karakteri tamamen Jae teyzemden almış o. Senin bu salakça düşüncen yüzünden Jin hyungumla bir hafta konuşmadık. Benim yaşadığımı bildiği halde bilerek yanıma gelmedi çünkü beyinsizin teki onları istemediğimle ilgili ileri geri saçma salak bir şüphe sokmuş içine. O beyinsiz kim tahmin et? Tabiki Jeon Jungkook! O masum,mor gözlerin altında manipülasyon yapan şeytanı gayet iyi biliyorum ben. Şuan burada bulunuyorsam tek sebebi hyungumdur Jeon. Eğer o,bunun benim için en güvenlisi olduğunu söylemeseydi senin yanına gelmeye gram meraklı değildim. Şimdi lütfen benimle muhattap olma."
Bütün sinirini kustuktan sonra sinirli gözlerini Jeon'dan çekip bavulunu aldı. İkisine ait olan odayı es geçip boş olan diğer odalardan birine yöneldi. Bunu fark ettiği an Jungkook,sevdiğinin önüne geçti.
"Senin odan arkada kaldı Jeon Taehyung. Sen istemesende ben ilişkimizi düzeltmek için elimden geleni yapıcam."
Bu hitab şeklini Taehyung'un ağzından duyduğunda öylesine sevmişti ki sekiz senedir bu şekilde hitab ediyordu. Sekiz senedir Kim Taehyung,Jeon Taehyung idi. Bu şekilde hitab etmesine alıştığı için takılmamıştı bile.
Jungkook,Taehyung'un elindeki eşyaları kaptığı gibi odalarına götürdü. Hiçbir şeyin yerini değiştirmemisti odada,Taehyung'un kurduğu düzen hâlâ aynıydı. Iki gündür odayı ne kadar kullandıysada sevgilisinin düzenini bir gıram bozmadı. Yatağın üzerindeki yastıkların açısıda kabarıkliğıda aynıydı. Kıyafet askıları ve kıyafetler tamda Taehyung'un istediği gibi sağ tarafa bakıyordu. Ve işin ilginç tarafı bunları yapan kişi Jeon Jungkook idi,hiçbir kıyafetini kaldırmayan,birşeyi kullandıktan sonra eski yerine koymayan ortalığa atan Jeon Jungkook.
"İki gün boyunca hiç kullanmadın mı yatak odasını? Herşey bıraktığımla aynı."
"Düşündüğünün aksine odadan neredeyse hiç çıkmadım sevgilim. Geldiğinde odayı tertemiz bulman için herşeyi senin istediğin şekilde,açısına kadar aynı olucak şekilde toparlıyorum iki gündür. Bundan sonra senin o güzel düzenini bozmama kararı aldım. Artık senin toplamana hep yardım edicem."
Bunu duyduğunda yüzünde minik bir tebessüm oluştu Taehyung'un. Neyseki Jungkook arkasındaydı,bu minik tebessümü görseydi şımarabilirdi. Beline sarılan iki iri kol hissedince irkilmişti çünkü ev ne kadar güvenlikli olursa olsun bir paxlı elini kolunu sallayark rahatlıkla içeri girebilir ve saldırabilirdi. Her zaman tetikte olmak zorunda olduğu için eli tılsımına uzandı. Daha sonradan ensesine bastırılan sıcak dudaklardan anlamıştı arkasındakinin düşman değil ona delicesine aşık olan sevgilisi olduğunu.
(Benim için hâlâ sevgililer tamam mı? Taehyung'un ayrılması bu gerçeği değiştirmiyo jeon ve benim için.)
"Cennetim ve cehennemim,varım ve yoğum,hastalığım ve sağlığım,iyi günüm ve kötü günüm,hepsi sensin. Eğer beni kendinden mahrum edersen beni öldürmüş olursun. Eğer benden ayrılmak istiyorsan önce cenazemi kaldır sevgilim. Sonra benden ebediyen kurtulursun. Tılsımımı koruyacak biri elbet vardır ama sen yoksan beni koruyacak kimse yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑌𝑎𝑟𝑑𝚤𝑚 𝐸𝑡
FanfictionOn tılsımdan sadece üçünün sahipleri belliydi. Önemli tılsımı ele geçirmek için uğraşan mafyalar'a yardım ediyordu Namjoon. Babasına ihanet ediyor olsada babasının iyi şeyler yapmadığını biliyordu. Mafyalara yardım ederken ordaki bir ajanın çocuk...