Onu avcumda tutmak için birşeylere ihtiyacım var. Güçlü bir şeye. Bana bağımlı olmalı ki benden ayrı kalamasın.
Ama ben onun komada kalmasına sebep oldum. Çok büyük bir mucize olmalı ki bana bağımlı olmalı.
Belki de bana değil uyuşturucuya bağımlı olmalı. Tabii ya! İşte bu! Soobin uyanınca ona düşük dozda uyuşturucu vereceğim ve o da bağımlı olup uyuşturucuyu alabilmek için yanımda kalacak.
Soobin kız kardeşime benziyor. Onun gibi gülüyor yada onun gibi sinirleniyordu. Belki de onda onu gördüğüm için ona değer veriyorum. Ya da sadece bir takıntıdan ibaret.
Ne olursa olsun onun gitmesine izin veremem. Kardeşimin aksine onu koruyacağım ve gitmesine izin vermeyeceğim.
Üstümü değiştirip Soobinin gömleğini giydim. Onun kokusu üstüme sinsin istiyorum. Nereye gidersem gideyim yanımdaymış gibi hissedecektim bu sayede.
Hızlı hızlı yürüyordum. Hala yaptığımın doğru olup olmadığını bilmiyorum ama ne olursa olsun risk almalıyım.
Yolda yürürken insanlara dikkatle baktım. Herkes mutluydu ve bir sisteme göre hayatları düzenliydi.
Benim hayatım ise doğumumdan itibaren büyük bir bilinmezlik ve karamsarlık içindeydi.
Düşüncelerime aldırış etmeden yürümeye devam ettim. 15 dakikalık yolun sonunda koca depoya varmıştım.
Kapıyı bana öğretilen ritimde tıklatıp beklemeye başladım. Biraz bekledikten sonra içeriden iri yarı bir adam çıktı. Bu koruma yeni olmalı.
-Ben Choi Yeonjun. Minatozaki Sana'yı görmeye geldim. Ondan alacaklarım var. -İyi geç bakalım Choi Yeonjun. Tek bir yanlış hareketinde buradan çıkamayacağını biliyor olmalısın.
Aptal adamı görmezden gelip demir kapıdan içeri girdim. Sana hep ikinci katta ki odasında oturur bu yüzden merdivenlerden çıkmaya başladım.
Kapıyı çalıp içeri girdim. Sana tam da ona yakışan bir sahtelikle "Ayyy Yeonjun'um gelmiş"dedi.
O gerçek bir kraliçe gibi görünüyor. Bir uyuşturucu kraliçesi. Her zaman ki gibi kısa giyinmişti. Ruhu gibi siyahtı giydikleri.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Otursana Junnie. Seni yiyecek olan yok ya.
Gösterdiği koltuğa geçip oturdum. Minatozaki Sana'nın bana karşı anlamlandıramadığım bir zaafı vardı. Ama benim ona var mı orası tartışılır.
