"yavaş beni bekle Richie!"
yağmur yavaş yavaş şiddetini arttırıyordu. Eddie ve Richie ıslansada eski günlerdeki gibi bisiklet sürüyorlardı. Richie'nin şansına iki tane bisiklet vardı.
yoruldukları için biraz soluklanmak istemişlerdi. Bisikletleri yere atıp kaldırıma oturmuşlardı.
"Seninle bisiklet sürmeyi çok özlemişim Tozier."
"bende öyle."
Richie başını havaya kaldırdı. Hava çok kasvetliydi. Eddie'nin saçlarından akan su damlaları doğruca dudaklarına iniyordu. Gözleri Richie'yi buldu. Yıllar sonra birbirlerinden uzaklaşmış gibilerdi. Eskiden olsa her şeyi yaparlardı. Ama şimdi yapamıyorlardı. Utanıyor gibilerdi. Ya da bilinç altlarında tekrar ayrılabilecek düşüncesi vardı.
"Richie farkında mısın bilmiyorum ama biz eskisi gibi değiliz."
Eddie daha fazla içinde tutamamıştı. Richie onu çok seviyordu.. O gittikten sonra aşık olduğunun farkına vardığı için nasıl davranacağını bilmiyordu aslında.
"değişmişiz."
Eddie buna cevap vermemişti. Susmayı tercih etmişti. Ne diyebilirdi ki. Richie eddie ile karşılaşmasını hastanede istememişti. Ama şartlar ya da diğer tabirle Tanrı böyle uygun görmüştü.
Eğer başka şartlar altında karşılaşsalardı Richie düşünmeden onun dudaklarına yapışırdı.ama olmamıştı işte.
"eve gidelim mi?"
"olur."
-
Eve geldiklerinde Maggie hala oradaydı. Sonia ile tartışmış gibilerdi.
"çocuklar buraya gelin."
Sakince ve ürkek adımlarla annelerinin karşılarına geçtiler.
"Ne oldu?" Richie annesine bakıyordu sadece.
"Richie biz eve gidiyoruz. Sizi ayda bir kere görüştüreceğiz."
Eddie duyduklarıyla ayağa fırladı. Richie'nin yanına sokuldu. Kadın ne kadar da rahat söylüyordu.
Richie öfkeyle kadınlara daha çok yanaştı. Şu an her şeyin farkındaydı. Eskisi gibi değildi. Eskiden Eddie yoktu yanında bazı şeylere cesaret edemezdi. Ama şimdi Eddie vardı. Söyleyeceği her şeye cesaret edebilirdi.
"hadi ya. Ben geri zekalı mıyım anne? Karşında bir çocuk yok artık. bizi soktuğunuz durum ikimiz için de iyi değil. Beyniniz yeter mi bilmiyorum ama biz yıllardır ayrı kaldık. İşkence gibiydi. Sizin amacınız ne peki bizi ayrı tutmak? Anne biliyor musun? O gün Sonia teyzenin dediği şeyler doğruydu. Ben zübbenin tekiyim. Senin tek derdin şuan Din, Günah ve daha milyonlarca gereksiz şey. Asıl günah ne biliyor musun? Senin bana yaptığın.Her şey senin palavralarından ibaret!"
Richie bir kaç adım geriledi. Sinirden her yeri titriyordu. Maggie bir yandan öfkeliydi. Ama bir yandan da düşünüyordu.
"öyle mi? Utanıyorum senden Richard!"
Sonia'nın gözleri Eddie'ye bakıyordu. Ama Eddie'nin gözleri ürkekçe Richie'yi izliyordu.
"Maggie çok fevri konuşuyorsun. Biraz sakin olmaya ne dersin ha?"
Maggie sinirle Sonia'ya baktı.
"Ne? Bunu sen mi söylüyorsun? Sen değil miydin oğlunu oğlumdan ayıran?"
Sonia ne diyeceğini bilemedi. Evet oğlunu ayırmıştı. Şu an böyle olmasının sebebi oğluydu. Yine kendinde zarar verebilecek olma düşüncesiydi.
"ben gidiyorum Richie bu evde daha ne kadar yaşayabilirsin bilmem."
Kadın ağır ağır ilerlemeye başladı. Yavaşça üzerine paltosunu giydi.
"ama eve geri gelmek istediğin zaman seni geri kabul edebilir miyim bilemiyorum."
Richie tırnaklarını ellerine geçiriyordu. Annesini artık tanıyamıyordu bile..
Eddie, "Richie git. Lütfen git. Benim yüzümden bir şey olmasını istemiyorum."
Minicik elleriyle Richie'nin kollarını tutuyordu. "hayır eddie gerekirse siktiri çeksin gitmeyeceğim. Gerçi siktiri çekti de neyse."
Eddie ayakkabılarını giymeye çalışan kadına baktı. Richie onun için çok önemliydi. Maggie iflah olmaz bir insan olmuştu.
Kadın ayakkabılarını giyindi ve kapıyı çarpıp gitti.
Richie sinirden ağlamaya başladı. Bir yandan kadına lanetler okuyordu. Annesinden delice nefret ediyordu.
Sonia, asık bir yüzle Richie'yi sakinleştirmeye çalışan oğluna, bir de ağlayan çocuğa bakıyordu. Eddie kafasını kaldırınca gözleri annesini buldu.
"Peki sen anne? Ne oldu ne değişti de şu an bizim yanımızdasın?"
Richie elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Bakışları Eddie'yi buldu.
"sana zarar gelmesini istemiyorum," dedi kadın kısaca. Eddie'nin bir şey demesine izin vermeden salonu terk etti.
-