uzun bir öpücük ardından ilk çekilen Richie oldu. Ve şuan Eddie'ye yalvarma sırasıydı. Özür dileme sırasıydı.
"B-ben gerçekten özür dilerim. E- b- gerçekten..."
Eddie, parıldayan gözleriyle Richie'ye baktı. Onun yalvaran bakışlarını görebiliyordu.
Eddie'nin kelebeği artık karnından çıkmak istiyordu. Kafesi heyecandan zedelenmişti. Ve artık çıkmak istiyordu.
Eddie bir dakika bile düşünmeden aklına gelen ilk şeyi yaptı. Onu geri öptü. Kollarını Richie'nin boynuna doladı önce. Daha sonra hafiften ayağı kalktı. Richie'nin eğilmesini istemiyordu.
uzun bir öpüşmenin ardından ayrıldılar.
"şimdi de ben özür dilerim Rich." dedi eddie gülerek. Onun gülmesi Richie'yi rahatlatmıştı.
"söylentiler benim hakkımdaydı değil mi? Başından beri bana aşıktın." "
Richie bakışlarını yere eğdi. Feci derece utanıyordu şu an. Bir sapık gibiydi. Kendini öyle zannediyordu.
"Rich yüzünü yere eğme. Utanma ya!"
Eddie gülerek kısa ince parmaklarıyla çocuğun başını yukarı kaldırdı.
"Bende seni seviyorum Richie."
Baş parmağıyla çocuğun yanağını okşadı.
"seneler sonra seni karşımda gördüğüm zaman kıpırdayamamıştım. Sırtının kenarlarında parmaklarımı gezintiye çıkarmak isterdim. Sapıkça geliyor olabilir ama bilmiyorum. Seni hak etmiyor oladabilirim. Çünkü sen cennet kadar güzelsin. Başından beri hep buna inanıyordum. Benim cennetim de cehennemim de sensin. Ama biliyor musun? "
durdu. Richie onu hayranlıkla izliyordu.
"sen cehennem olmayı hak etmiyorsun. Cehennem seni hak etmiyor Richie. Asla da etmeyecek. Sana layık olan bir yanı yok. Cehennemde ateş var. Ve sen ateş olsaydın ben şuan yanardım.."
Richie çarpık bir şekilde gülümsedi. Bu sözlerden sonra onun diyeceği her söz kifayetsiz kalırdı.
Bir şeyler söylemek yerine sadece ona sarıldı. Kalbinin kalbine denk gelmesini sağladı
-
yazardan not gençler. Zaman atlaması yapıp kitabı bitireceğim.