Multimedia'da İris.
Sertab Erener - Ben Öyle Birini Sevdim Ki
İyi okumalar.♡
** ** **
Bir anlık refleksle gözlerimi kapatan elleri tutup yüzümden hızla çektim. Bileğinden kıvırarak iki kürek kemiğinin arasında sabitledim. Acıyla haykırdı. Bir judocu olduğum için reflekslerimi diğer insanlardan farklı olarak kullanırdım. Uğradığım ters bir harekette, karşımdakinin son duasını etmesi gerekebilirdi. Çünkü judoda fazla iyiydim. Tam tuttuğum kolundan çevirip yere indireceğim sırada gördüğüm acı çeken suratla kendime geldim. Yaptığı şeye pişman olmuş bana inanamazcasına bakıyordu. Hemen kolundan ellerimi çekip geriye doğru bir adım attım. İkimizde şok olmuş bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Sonunda şoku atlatıp konuşabilen o oldu.
'' Sanırım sana nasıl yaklaşmam gerektiğini hala öğrenemedim.''dedi, gülerek. Gerçekten komik bir durumdaydık.
O kadar paranoyak bir hale gelmiştim ki yapılan ufak bir şakaya bile verdiğim tepkiler haddinden fazla büyük olabiliyordu.
''Ben özür dilerim... Siz öyle birden şey yapınca bende bir şey olunca şey yaptım.''diye saçmalamaya başladım. Bana bu kadar yardım eden kadına böyle bir şey yaptığım için kendimi fazla suçlu hissediyordum.
''Önemli değil. Bileğimi ters döndürdün, sadece.''deyip yeniden güldü. Ben şaşkınlıktan açılmış olan bir karış ağzımla ona bakarken birden kahkahalarla gülmeye başladı. Sonunda dayanamayıp bende gülmeye başladım. Gülerken bir yandan da sağlam olan eliyle diğer bileğini ovuşturuyordu.
''Güzün Hanım gerçekten çok üzgünüm.''dedim, birden gülmeyi kesip. Kaşlarını çattı.
''Şu hanım mevzusunu aştığımızı sanıyordum.''dedi yüzünü buruşturup. Bu haldeyken bile bunu mu düşünüyordu gerçekten. Banka oturup eşofmanının cebine elini koydu. Hala şaşkın şaşkın ayakta dikiliyordum. Sıkıntıyla nefesini dışarı bırakıp kolumdan çekip beni de yanına oturttu.
''Nasılsın bakalım.''
''Pek iyi sayılmaz. Aslında berbat.''dedim yüzümü buruşturup. Yanaklarını şişirip başını olumsuzca salladı.
''Aldatılmışlık sendromu, diyorsun.''
Onaylarcasına mırıltılar çıkardım. Tam da buydu derdim sanırım.
''Ama sanki son gördüğümde daha iyi gibiydin.''dedi sorarcasına.
''Evet,''olumsuzca başımı salladım ''Daha iyi olmaya çalışıyordum ama o yeniden geldi. Biliyor musun, ondan son kez bir şey istedim. Gelme dedim, ama beni yine dinlemedi.''
''Onu gördüğünde nasıl hissettin?''diye sordu kaşlarını kaldırarak.
''Ona âşık değilim.''dedim bende hızlıca.
''Nasıl hissettin?''diye ısrarla sordu.
''Hissetmedim, his yoktu. Ondan nefret bile edemiyorum. Bu canımı en çok yakan şey sanırım. Oysa ben önceden onu her gördüğümde kalbim yerinden çıkardı. Ama şimdi öyle değil. Ona dokunan ellerimi kesip atmak istedim. Ona bakan gözlerim görmesin istedim. Onu istemedim.''
Gözümden bir damla yaş süzülüp dizlerime damladı. İşte yine ağlıyordum. Onca zaman yıkılmamış, ağlamamış ben yine ve yeniden ağlıyordum. Hemen gözlerimi silip başımı diktim. Yıkılamazdım. İris Bezaz, annesi öldüğünde bile ağlamamışken şimdi ağlayamazdı. Uzun bir sessizlikten sonra Güzün Hanım konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKLAMBAÇ
ChickLitHayatı boyunca yalanlar içinde kaybolmuş bir beden, İris Bezaz. Kaybolan yıllarının izinde eriyen bir buz dağı, Tuna Erez. Gömüldükleri boşlukta ilk ebelenen kim olacak? Kaybolmuşluğun içindeki aşklambaç oyunu. ** ** ** Tanıtım Videosu; https://you...