Multimedia'da İris.
Halil Sezai - Dolunay
İyi Okumalar.♡
** ** **
Her şey o kadar yanlıştı ki hayatımda, tutunacak bir kelimem kalmamıştı artık. Tüm kelimeler, tüm çareler bir rüzgâra kapılmıştı sanki. Sadece dursun istemiştim, oysa sonsuz bir öykümüz olsun istemiştim. Fakat onsuz bir öyküm olmuştu. Elimde kalan yegâne şey ise tek kişilik bir aşktı.
Kalbimden koparmalıydım o acıdan hatıraları. Henüz koparamamıştım, ama hala acıyordu kırılan yerleri kalbimin. O böyle sürekli karşıma çıkarsa, koparamazdım kalbimden onu. Bu yüzden onunla son kez yüzleşecek ve neden sürekli karşıma çıktığını soracaktım. Karşısına çıkacak ve ipin ucunu tamamen elimden bırakacaktım. İşte o zaman ipin ucuna kim bağlıysa ölecekti. Böyle olması daha iyiydi. Acılarımı sıkıştığı küçük mahzenden çıkarıp, gömmeliydim artık. Onlar beni öldürmeden, ben onları gömmeliydim.
Sarp'ın Teoman'ı dövmesinin üzerine tam bir hafta geçmişti ve ben arkamdan iş çevirdikleri için onlarla konuşmuyordum. Teoman'la görüşmeye gideceğimi Esila'ya söylemiştim. Bana çok kızmış ve gitmemem gerektiğini söylemişti ama en doğrusu buydu.
''İris bir kere daha düşün bence. Gitme ne olur. Tekrar yıkılacaksın. Yapma.''diye yalvaran Esila'ya aynadan baktım. Sabahtan beri yatağımın üzerine oturmuş gitmemem için beni ikna etmeye çalışıyordu. Küpemin diğer eşini de taktıktan sonra Esila'ya döndüm.
''Esila uzatma artık.''
''İyi ya, git.''deyip küçük bir çocuk gibi ellerini göğsünde birleştirdi. Yanına gidip yatağa oturdum.
''Esila, artık onu hayatımdan tamamen çıkarmalıyım. Kaçmak her şeyi daha da berbat ediyor. Bu yüzden son kez yüzleşmem gerekli. Lütfen bana destek ol.''deyip elimi bana döndüğü sırtına koydum.
Hışımla yüzünü bana çevirdi, ''Üzülmeni istemiyorum.'' Elini yanağıma koydu.
''Her şey hallolursa... Sonucuna razıyım.'' deyip Esila'nın dolan gözlerinin içine baktım.
''Seni ben bırakayım...''
''Teşekkür ederim, bitanem.''deyip kollarımı bedenine doladım.
*
Teoman'la buluşacağımız kafeye geldiğimizde son kez derin bir nefes alıp arabadan indim.
''Ben burada bekliyor olacağım. Bir şey olursa Sarp'ı çağırırım.''
''Umarım olmaz.''deyip sarıldım. O sırada kafenin içinden bana bakan Teoman'la göz göze geldim. Hala ufak da olsa onu görünce, içimde bir şey kıpırdanıyordu. Ne olduğunu çözemiyordum.
Bende gözlerimi dikip onun yüzüne baktım. Yüzü hala morluklar içindeydi.
''Gitmek istemiyorsan hala dönebiliriz.''
Esila'nın söylenmesiyle kollarımı bedeninden ayırıp kafeye girdim.
Kafeye girmemle Teoman ayağa kalktı. Gözleri öyle anlamlı bakıyordu ki... Eski Teoman gibi değildi sanki. Ne yazık ki bende eski İris değildim artık. Masanın yanına gittiğimde gülümsedi, morarmış suratıyla resmen Joker'e dönmüştü. Ona acıyarak bakmış olacağım ki, elini dudağının kenarındaki yarayı gizlemek ister gibi yüzünde gezdirdi.
''Gelmezsin sanmıştım. Teşekkür ederim.''
''Etme.''deyip sandalyenin başlığına ceketimi astım. Teoman hiç bozuntuya vermeden sandalyesine oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKLAMBAÇ
Chick-LitHayatı boyunca yalanlar içinde kaybolmuş bir beden, İris Bezaz. Kaybolan yıllarının izinde eriyen bir buz dağı, Tuna Erez. Gömüldükleri boşlukta ilk ebelenen kim olacak? Kaybolmuşluğun içindeki aşklambaç oyunu. ** ** ** Tanıtım Videosu; https://you...