Nil Karaibrahimgil - Rüzgar
Multimedia'da Şura.
''Tutsak bir şairin göz pınarlarındaki hasret...''
İyi okumalar.♡
** ** **
Flaş sesinin geldiği yöne doğru döndüğümüzde sarışın bir kızla karşılaşmayı beklemiyordum. En azından bizimkilerden birisi olduğunu düşünmüştüm. Lakin karşımızda elinde tuttuğu profesyonel kamerasının üzerinden şeker çalarken yakalanmış bir çocuk gibi bize bakan bir kız vardı.
Tuna kızı görünce paniklemiş, yanlış bir şey yapıyoruz izlenimine kapılmamasını istediğinden dolayı telaşla ellerini sardığı bedenimden çekmişti. Fakat unuttuğu şey az önce düşmenin eşiğinden dönmüş olmamdı.
Tuna elimi aniden bırakınca düşmemek için boynuna ellerimi ahtapot gibi sardım. Boynuna doladığım ellerimden irkilmesiyle ayağı tökezledi. Sonuç olarak benim yüksek volttaki çığlığım eşliğinde şelalenin buz gibi suyunu boyladık.
Aslında öyle yüksek bir yerden düşmemiştik. Fakat şelalenin kenarındaki kayalara kendimizi çarpmamak için düştüğümüz kısa süre boyunca dua etmiştim. Düştüğümüz üç saniye bana yaklaşık üç yıl gibi gelmişti. Sonunda suya düşmemizden dolayı çıkan 'cup' sesiyle kendime geldim. Kendime geldim gelmesine de ne gözlerimi açıp yüzüne baktım, ne de kollarımı bedeninden ayırdım. En sonunda Tuna bir küfür mırıldanıp ellerini üzerimden çekti. Bu vesileyle el mecbur bende vantuz balığı gibi çocuğa yapışmaktan vazgeçtim.
Fotoğrafımızı çeken kız yüksek sesle bir kahkaha atıp bize doğru gelmeye başladı. Gül sen, gül.
Çok fazla eğleniyormuş gibi görünüyordu. Fakat aynı şeyi burnundan soluyan Tuna için söylemek mümkün değildi. Sudan ıslandığı için ağırlaşan ve vücuduna yapışan kıyafetlerine tiksintiyle bakıyordu. Sanırım o da tıpkı Esila gibi ıslanmaktan nefret ediyordu. Bakışlarını kıyafetinden kaldırıp fotoğrafımızı çeken kıza çevirdi. Kız hala gülüyordu.
Açıkçası Tuna için bulunduğumuz durum ne kadar can sıkıcı olsa da benim için gayet eğlenceliydi. Islanmaya bayılırdım. Kız fotoğraf makinesini sudan ıslanmayacağına emin olduğu bir yere koyduktan sonra sudan çıkmamıza yardım etmek için elini uzattı.
"Ay, sizi o kadar korkuttum mu?"
Tuna sinirle nefesini verip kızın uzattığı eline uzandı. Yaptığı harekete şaşırsam da tepki vermedim. Daha çok kızı tersler ve sudan kendisi çıkmak ister diye düşünmüştüm.
Kızın yardım için uzattığı elini tutup,"Bir daha kimin fotoğrafını çektiğine dikkat et." dedi ve kızın dalgınlığından faydalanıp suya çekip düşmesini sağladıktan sonra arkasına bile bakmadan sudan çıkıp yürümeye başladı.
Kızın attığı acı çığlık ve benim şaşkınlıktan çığırışım yüzünden artık buraya birilerinin kontrole geleceğinden emin olmaya başlamıştım.
Kızın sinirle suya elini vurmasıyla elimi yüzüme siper ettim. Çok sinirlenmiş görünüyordu.
Sarı düz saçları sudan ıslanmış yüzüne yapışmıştı. İncecik aldığı kaşları çoğu insana karşın onda gayet doğal duruyordu. Sanırım yüzündeki en dikkat çekici yeri keskin bakışlara sahip gözleriydi. Boynunda üzerindeki tüm asi kıyafetlerine tezat olarak taktığı eski işlemeli kolyesi muhtemelen ona bir yakınından yadigârdı.
Hala sinirini atamamış bir halde elini suya vuruyordu. Sonunda dayanamayıp ellerini tuttum.
"O hep böyledir boş ver."
![](https://img.wattpad.com/cover/31922240-288-k863005.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKLAMBAÇ
ChickLitHayatı boyunca yalanlar içinde kaybolmuş bir beden, İris Bezaz. Kaybolan yıllarının izinde eriyen bir buz dağı, Tuna Erez. Gömüldükleri boşlukta ilk ebelenen kim olacak? Kaybolmuşluğun içindeki aşklambaç oyunu. ** ** ** Tanıtım Videosu; https://you...