❃Bölüm 4 - 'Nefes'

955 60 14
                                    

Multimedia'da Esila Markal.

Birdy-Skinny Love

** ** **

Bir saat, on iki dakika... Ve

On üç...

Tam bir saat, on üç dakikadır azar yemekle meşgulüm.

''Nasıl bana söylemezsin? Kaç gündür meraktan öldüm.''

''Bir gün bu yüzden elimde kalacaksın.''

''Seni geberteceğim.''

Kısır bir döngü içinde dönüp dolaşan cümleler ve benim guruldayan karnım dışında bir ses yoktu evde. Birde evin içinde volta atan ayak sesi...

''Yeter.''dedim, dayanamayarak.

''Konuştuğuna göre, şimdi bana en başından neler olduğunu anlat.''

''Allah aşkına bir sus.''dedim, oflayarak.

''Konuşman için bunu yapmam gerekiyordu.''deyip, üzerime atladı. Sarılıp ağlarken ''Seni çok özledim, gökkuşağım benim. '' dedi.

''Hey, ağlama.''

Üzerimden kalkıp burnunu çekerken gözlerini sildi.

''Evet, şimdi anlatıyorsun.''dedi, biraz önce hiç ağlamamış gibi gülümserken.

O hep böyleydi. Ani duygu değişimlerine sahip sevimli arkadaşım benim. Bense onunla ağır bir tezatlık içindeydim. Bir şey yaşarsam onu atlatmak için büyük çabalar harcamam gerekirdi. Onunda unutmadığını biliyordum. Sadece üzerini örtüyordu acılarının. Evet, o benim bu yaşıma kadar arkadaşım olan tek insandı. Esila .Esila'nın, Teoman'nın ve benim babalarımız iş ortağı olduğu için birlikte büyümüştük. Esila bu dünyada en çok değer verdiğim insanlardan birisiydi.

''Tamam, ben bir kahve getireyim.''dedim, yanağından makas alırken.

''Sana şunu yapmamanı kaç defa söylemem gerekiyor.''dedi, homurdanarak. Bundan nefret ederdi.

Gülerek kahveleri hazırlayıp tekrar salona döndüm.

''Evinde nasıl televizyon olmaz.''dedi, hayretler içinde. ''Ve internet bile yok.''kafasını onaylamazcasına sallayıp kahvesini tepsiden aldı.

''İnternetin, sanırım yarın falan bağlanması gerekiyor. Ve televizyon, izlemediğimi biliyorsun.''dedim.

''Bundan sonra burada yaşayacaksın. Bu sürekli benim buraya gelecek olmam demek. Sende bu yüzden buraya televizyon almak zorundasın.''dedi, sanki bilimsel bir deney çözüyormuş edasıyla. Gülümseyip başımı salladım. Bu onun ikna yöntemlerinden biriydi. İnsanların önüne tezler sürmek.

''Evet, konumuza dönelim. Dökül.''dedi, kahvesini kanepenin kenarına koyarken.

Bu konuyu anlatacak olmamdan dolayı yüz hatlarım sinirle gerilmişti adeta. ''Biliyorsun ki biz Teo'yla çıkıyorduk...'' başını evet anlamında salladı. ''ama beni aldattı.''

''Ne! Nasıl!  İnanamıyorum! My got!''gibi şaşırma nidaları atması kahve fincanının yere düşüp parçalara ayrılmasıyla sona erdi.

Yere düşen fincana aldırmadan ''Hem de Erna ile...'' deyip, ağlamaya başladım. Onları yatakta sarmaş dolaş olarak gördüğüm tüm görüntüler gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu. Esila yanıma gelip kollarını bana doladı.

''Üzgünüm, seni anlatmaya zorladığım için.''dedi, kollarını bana daha sıkı sararken.

''Bana ne dedi biliyor musun? 'Bu ilk kez değildi' dedi Esila. Uyandır beni bu kâbustan.''dedim, içimi çekerek.''Neden bana bunu yaptı? Çirkin miyim ben? Neden sadece erkekliğini düşündü? Ben onunla böyle şeyler yapmadığım için yaptı, değil mi? Neden, Esila neden? '' elime yine fırlatacak bir şey aldığımda, hemen elimden aldı.

AŞKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin