Yıldız

10. bolüm

Selam bugün attığım ikinci bölüm. Uzun zamandır bölüm atmiyorum diye iki bölüm birden attım.

İyi okumalar.
¤¤¤

Saat 6 gibi dış kapının açılış sesiyle dalgın bakışlarımı okuduğumu anlayamadığım bilgisayarımından kaldırıp salonun kapısına çevirdim. Yardımcımız gelmişti. Salondan giriş görünüyordu bu sayede onu görebilmiştim.

"Hey sen!"

Beni görmediği için sesimden oldugu herde sıçradı. Sesleri duymak için tek kulağıma taktığım kulaklığımı çıkardım. Kızda odaya girince "Bir kabahatim mi oldu Arca hanım?" Dedi kafası yere eğik bir şekilde.

19-20 yaşlarında olmalıydı. Açık kahve, omzuna gelen kısa saçları onu hoş gösteriyordu. Boyu  benden kısaydı 157 falan olmalıydı. Altında siyah mini etek üstünde beyaz gömlek vardı. Ben kıyafete genelde dikat etmediğim için istediğini giyebilir galiba bunuda isteyerek giydi çünkü onu bayağı iyi gösteriyordu. Ayağında fazla uzun olmayan siyah topuklularıyla boyu 161 gibi duruyordu. Kafası yere eğik olduğu için yüzünü görememiştim.

"Bana sert bir kahve hazırlarmısın?"

Kafasını yerden kaldırmadan "Tabiki efendim." diyip kafası yerde çıkmıştı. Ne bu gizem?

'Evinde çalışan kişinin yüzünü bilmiyormusun?'

Kızı ben değil Vedat seçti.

Kız kahvemi getirirkende kafası yerdeydi. Kahveyi önümde duran bilgisayarımın olduğu sehpaya bırakıp hızlı hızlı kapıya yürüyordu taki ben seslenene kadar.

"Dur! Otur senle biraz konuşalım."

Bedenini yavas yavaş bana çevirdi, yüzü hâlâ yerdeydi. Elimi karşımdaki üç kişilik koltuğu göstererek oturmasını bekledim oda bir şey demeden oturdu.

"Adın ne?"

Direk sorduğum soruya biraz direk cevap verdi.

"Nur efendim."

"Okuyormusun Işık?"

"Okumuyorumda, Işık değil Nur adım."

"Ha Nur ha Işık aynı anlama geliyor. Peki neden okumuyorsun."

"Ünüversite kazanamadım bir dahaki sene yeniden şansımı deneyeceğim."

Kahvemden bir yudum alıp ona bakmaya devam ettim. Kafası hâlâ halı desenlerini inceliyordu, kenardan gelen saçları yüzünü görmemi engelliyordu.

"Hmm ee kaç yaşındasın?"

"19 yaşımdayım."

"Yüzüme baksana yaa böyle sohbet edilmez."

Kafasını yavaş bir şekilde kaldırıp yüzune gelen saçları kulağının arkasına sıkıştırdı. Yüzü çok güzeldi fazla makyaj yoktu. Adı gibi ışıl ışıl bir yüzü vardı. Bir içim su derler ya işte bu kız için söylenmiş olduğuna  yemin edebilirim ama kanıtlayamazdım.

"Ben kalksam iyi olur efendim Meriç beyler 7de uyanıyor o saate kadar kahvaltıyı hazırlamam lazım. Müsadenizle?"

"Müsade senin Işık."

O kalktığında bende arkama yaslanıp kahvemi yudumladım. Bu kızda bir tuhaflık var demedi demeyin.

'Bende katılıyorum ama ne gibi?'

Ajan?

'Kimin dedeninmi? Güldürme zaten Meriç ve Kaya'yı her gün senin hakında bilgi almak için sıkıştırıyordur.'