12. bölüm

54 2 0
                                    

Selam.

Bölüm biraz geç geldi ama aksiyonlu bir bölüme hazır olun derim.

Oy veril yorum yapardanız mutlu olurum.

İyi okumalar.

¤¤¤
Kaç saatir uyuyordum bilmiyordum. Saçlarımı okşayan el yüzünden uyanmıştım. Saçlarıma dokunulmasından nefret etsemde gözümü bile açamıyordum. Odadaki kimdi bilmiyordum ama saçımda dolaşan parmaklar bana huzuru hatırlatıyordu.

Bedenimdeki bütün gücü gözlerimi açmak için kullanmaya çalışıyordum ama bedenimde güç yoktu. Ne ayaklarımı ve kollarımı hissediyordun sadece kafamı hissediyordum. Arasında eller dolaşan huzurlu saçlarımı, üzerinde kayalar olan gözlerimi, etraftaki kokunun ne kadar güzel olduğunu düsünen burnumu, konuşmak için kendini zorlayan dudaklarımı hissediyordum.

Son bir kez daha gözlerimin üstündeki kayaları kaldırmak için zorladım. Zifiri karanlık odada zorlada olsa gözlerimi açmıştım. Odayı aydınlatamak için ne dışardan vuran ışık vardı, ne de odanın içindeki herhangi bir ışık kaynağı açıktı. Gözlerim karanlığa sonunda alışmıştı. Yatağın yüzümün dönük olduğu kenarda siması belli olmayan bir beden vardı. Yatağın kenarına çökmüş saçlarımı okşuyordu. Yapılı bedeninden bir erkek olduunu tahmin ediyordum.

Benim uyandığımı anlamış olmalı ki saçlarımda dolaşan parmaklar duraksamıştı ama saçlarımı okşamaya devam etti. Elimi kaldıramıyordum hâlâ. Hem ben uyumdan önce perde açıktı, o mu kapatmıştı? Diğer eliyle komodinin üzerindeki fazla aydınlatmayan gece lambasını açtı. Şimdi siması az da seçiliyordu. Bu... oydu...

Oydu...

Rüyalarımın adamı...

Çocukluğum...

Değerlim...

Karanlığım...

Bu... benim... Karanlığım.

Çok değişmişi ama hâlâ aynıydı. Büyümüştü. Siyaha yakın saçları dağınıktı, biçimli kaşları kahverengi gözlerindeki özlemi göstermek ister gibi her zamankinin aksine çatılmamıştı. Pembe dudaklarının etrafını ve yanaklarını sakalı kaplamıştı. Kirli sakal ona ne çok yakışıyormuşta heberim yokmuş.

Eli hâlâ saçımı okşuyordu ama ben artık vücudumu hareket ettirmeye çalışmıyordum. O tam kahve gözlerimin içine bakarken ben onun gerçekliğini sorguluyordum. Olabilir miydi? Son 9 yılım yalan mıydı? Boşuna mı kalbim günlerce haykırmıştı? Hayır! Aklımdan geçen bütün düşüncelerimin cevabı hayır.

O bur rüyaydı. Beni özlemişti, benim onu özlediğimi anlamıştı o yüzden buradaydı. Saçlarımdaki eli yanağıma kaymış, elimin tersiyle okşuyordu. Elimi kaldırabilecek gücü kendimde bulduğumda onun elinin üstüne koydum. Dudaklarındaki tebessümle konuşmaya başladı.

"M-merhaba..."

Heyecandan kekelemesi; yüzümdeki şaşkın ifadeyi silip dudaklarıma tebessüm, gözlerime özlem yerleştirdim.
Kıkırdayıp konuşmasına devam etti.

"Çok özledim... sende özledin mi?"

Kafamı aşağı yukarı sallayım onu onayladım. Hayatım cehennemken, rüyalarım bari cennet olsun.

"B-Bende seni çok özledim."

İkimizde birbirimize sevgiyle bakıyorduk. Ne yapacağımı bilemiyordum. Ne yapabilirdim ki?

"Yıldız'ım... bu kelimeyi ağzıma olmayalı çok uzun zaman olmuştu. Konuşsana herşeyim sesini özledim."

Gözlerimi kırpıştırıp kendime gelmeye çalıştım. Ağzımı açıp konuşacakken o diğer elindeki saate baktı ardından konuştu yeniden.

YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin