Biraz da mo ying'in resmini koyalım.
Önceki bölüm
Xiuya xin, yutkundu. Boğazı bir anda kurumuştu.. Umuyordu ki masal iyi bir şekilde bitsindi. Yoksa kesinlikle canavardan önce stresten ölecekti.
Xiuya xin, yarın çok meşgul ve yorucu geçeceğini düşündüğü için uyumaya karar verdi. Aklında hala masal duruyordu.
.
.
.
.
.
Xiuya Xin, Sabaha kadar korkunç rüyalar gördü. Tam bir kabustu. Hepsi de anlattığı masal yüzündendi. Sabaha kadar kovalanmıştı. Kırmızı gözlü bir canavar arkasından koşuyor ve onu yakalamaya çalışıyordu.Defalarca kez canavarın altında ezildi. Dövüldü ve kıymaya dönüşüp tekrar eski haline geri döndü ve kovalandı.
Hatta bir anda canavarın elinde bir testere belirip "ı wan't to play game" bile demişti.
Çok korkunç bir kabustu!
-Hay...
Xiuya xin, sabah uyandığında terler içerisindeydi. Hem üşüyordu hem de başı ağrıyordu. Hala titrediğini hissedebiliyordu. Yanında ki Mo Ying'e bakıp iç çekti. Bilinç altı cidden garip bir denizdi.
Mo Ying hala uyuduğu için, onu uyandırmadan sessizce ve dikkatlice yatağından kalkıp banyoya girdi. Sıcacık bir banyo onu rahatlatmıştı. Fakat hala başı ağrıyordu.
Odasına dönüp de Mo Ying'in boş bir ifade ve dağınık saçlarla yataktan kalktığını görüp gülümsedi.
-Ying'er, sen de banyo yap ve daha sonra mutfağa gel.
Mo Ying, başını sessizce salladı ve onayladı. Yine aynı sessizlikte yataktan kalkıp odadan çıktı. Xiuya xin de üstünü hızlıca giyindi ve mutfakta yemek hazırladı.
Bir süre sonra ikili sessizce yemeklerini yemiş ve birlikte ortalığı toplamışlardı.
-Ying'er, arka bahçeye çıkalım. Şu ana kadar öğrendiğin teknikleri göster bana.
Mo Ying, başını salladı ve onayladı. Usta ve öğrenci arka bahçeye geçtiler. Burası oldukça büyüktü. Dikdörtgen şeklindeydi. Uzun kenarı 1 km ve kısa kenarı da 800 metreydi. Kenarlara çeşitli çiçekler ekilmiş ve ortasında çalışma alanı olarak boş kalmıştı. Fakat orada da rahat çimenler vardı.
Xiuya Xin, zamanında aşırı uzamış bitkileri kesmiş, otları yolmuş, çimenleri kısaltmış ve düzgün bir hale getirmişti.
Mo Ying, derin bir nefes verdikten sonra önce rüzgar avcunu kullandı ve çimenler, bitkiler sertçe sallandı. Daha sonra yumruk ve tekmeler attı. Her hareketi uyumlu gözüküyordu.
Xiuya Xin, başını onaylama ile salladıktan sonra hafifçe gülümsedi.
-Gayet iyisin Ying'er. Sürekli tekrar yapmak teknikte ilerlemenin sağlayacak. Öğrenci deneyim görevleri başlamak üzere. Sen devam et.
Mo Ying, sessizce başını salladı ve onayladı. Xiuya Xin de işlerini halletmek için dışarıya çıktı. Ustasının arkadaşlarını bulmayı ve konuşmayı umuyordu.
Xiuya Xin gittikten sonra Mo Ying'in gözleri yavaşça kırmızıya döndü ve parladı. Avuçlarını kapatıp sıktı. Tekrar açtığında ise iki avcunda da şeytani alevler vardı.
-Şeytani tekniklerim ve doğrucu tekniklerim yavaşça gelişiyor. En az 6 yıla eski gücüme kavuşurum. Hatta daha güçlü olurum.
Bu sırada Xiuya Xin, kaşlarını çatmıştı. Ustasının arkadaşları kimdi ki? Pek bir şey hatırlamıyordu. Bu lanet oyunu oynamaya zorlanmak kendisini bunaltıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I do not want to fall into the hands of the devil !!! [BL]
FantasyŞeytanın eline düşmek istemiyorum!!!! Xiuya xin, ismi gibi oldukça yakışıklı ve zarif bir adam. Tabi bu görünüşte. Gerçekte ise içi pislik dolu. Xiuya xin, dün gece okuduğu "Şeytanın yolu"adlı kitabın son bölümünü okudu. Bu kitabı tam 10 yıl boyun...