"Cemre diyebilir miyim?"
"Tabii."
diyerek cevap verdim. Danışanların ismimle hitap etmesinden rahatsız olmuyordum. Sanırım o da benim yaşımın kendisininkine yakın olduğunu fark etmişti. Siz'den sen'e, Cemre Hanım'dan Cemre'e geçmiştik. Biraz hızlı mı ilerliyordu? Öyle olsa da nedense bundan rahatsız olmuyordum.
"Aslında bir senedir çok durağan bir hayatım var. Ama bu durağanlık canımı sıkmaya başladı. Bundan önce daha hareketli bir hayatım vardı, özellikle son zamanlarda özel hayatım çok durgundu. Ne birine karşı bir şey hissedebiliyorum, ne de bir şey hissetmek istiyorum. Hâlbuki ne aseksüelim ne de başka bir şey, Bunda bazı şeylerin etkisi olmuş olabilir."
dedi ve neleri not aldığımı merak ediyormuş gibi baktı. Kendini de gözlemleyen birine benziyordu. Böyle insanlarla seans yapmayı seviyordum.
"Öneğin, bundan bir sene önce bir ilişkim olmuştu. Kız arkadaşımın adı Ceren'di. Belki bu durgunluğun sebebi o olmuş olabilir diye düşünüyorum."
Notlarıma bir kızın adı girmişti.. Bakalım karşısına o kızla ilgili neler yazacaktım? Soru sormama bile gerek kalmadan, içindekileri dökmeye devam etti.
"İyi biriydi. Hem de çok iyi biri. Ya da ben onu iyi sanmış olabilirim, bilmiyorum. Herkesi ilk başlarda iyi biri sanmaz miyiz zaten? Ben de öyle düşündüm. Ta ki..."
dedi biraz heyecanlı şekilde ve duraksadı. Benimle konuşurken ellerini bacaklarının arasına almış, parmaklarıyla oynuyordu. Keşke onları da okuyabilseydim, elleri de bir şeyler anlatıyordu. Sanki o konuşurken, onlar da fiziksel olarak çözülüyor gibiydiler.
"Arkadaşımla onu arabada sevişirken yakalayana kadar,"
dedi. Bunu derken yüzündeki ifadeye baktım. Kızgın değildi, sesi de titrememişti. Sadece odanın içinde bir yer belirlemiş gibi, sabit bir noktaya bakıyordu. Sonra yüzünü bana çevirip,
"Benim için çok zor günlerdi. Onları yakaladığım zaman çok büyük bir şok yaşadım. Çünkü diğeri de sevdiğim bir arkadaşımdı. Evet, en yakın arkadaşım değildi belki ama çok sevdiğim biriydi,"
dedi. Kin tutmayan, affedici birine benziyordu. Hikayenin devamını merak ediyordum. Tekrar soru sormama gerek kalmadan anlatmaya devam etti.
"Onları yakaladığım zaman, arkama bakmadan gittim. İçimden hiçbir şey yapmak gelmedi. Sadece gitmek istedim. Giderken gözümden yaş geldi. Kendimi zor tuttuğumu ama bir şey yapmanın beni çözüme götürmeyeceğini düşündüğümü hatırlıyorum."
Gözleri tekrar dolmuş gibiydi. Ama ağlayacağını sanmıyordum. Sadece anımsamanın yarattığı sinir bozukluğu gözlerine taşınmıştı.
"Ceren uzun süre benimle barışmak için çabaladı. Bana mesajlar attı. Ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla haberler gönderdi. Ama benim için bitmişti. Çünkü benim için olanlar hoş görülebilecek şeyler değildi. Bazen hiç konuşmadan gitmek gerekir. Bazı olaylar bunu gerektirir. Bu olay da benim için sadece gidilmesi gereken bir şeydi. Konuşulması gereken bir şey değil. Ve ben de öyle yaptım, gittim..."
Parmaklarıyla oynamayı bırakmış, ellerini bacaklarının üzerine koymuştu. Karşımda güçlü bir erkek duruyordu aslında. Sanki bu anlattıklarını çoktan atlatmış gibiydi. Gözleri gözlerimin içinde, bu sefer benden bir yorum bekledi.
"Anlıyorum... Bu durum seni aşka ve kadınlara küstürmüş olabilir,"
"Evet. Sadece Ceren de değil bence, Efe de erkeklere olan güvenimi kırdı. Tabii ki en yakın arkadaşlarımdan şüphe duymuyorum, gözüm kapalı sevgilimi emanet edebileceğim çok arkadaşım var ama..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
Fiksi RemajaYasak bir aşk hikayesi Ben Cemre. Takvime göre 28 yıl önce dünyaya geldim ama sadece anne karnından çıkmakla doğmuyor insan. Hayatta bir acının içinden geçince de doğabiliyorsun, kendi içinde başka bir "sen"le tanıştığında da. Ve belki de en öneml...