4- İnsanın Yaratılmasındaki Hikmetler

13 6 0
                                    

Allah’ın diğer canlılardan farklı olarak, insanı haya (utanma) duygusu ile nasıl donattığına bir bak. Eğer bu duygu olmasaydı, insandan çirkinliklerin sadır olması eksilmez, insan misafiri ağırlamaz, güzel şeyleri yapmaya yönelmez ve kötülükleri yapmaktan da geri kalmazdı. Hatta insan, emanetleri sahiplerine geri vermek ve anne babanın haklarına riayet etmek gibi yapılması gereken pek çok şeyi, sadece insanlardan utandığı için yapar.

Yine kendisini pek çok çirkinlik ve kötülükten, sadece insanlardan utandığı için korur. Bütün bunları göz önünde bulundur ve Allah’ın bahşettiği bu nimetin ne kadar büyük olduğunu bir düşün!

İnsanı hayvanlardan ayıran konuşma nimetine bir bak ve üzerinde tefekkür et! İnsan bu nimet sayesinde içinde olanları ifade eder ve başkalarının içinde olanları da anlar.

Geçmiştekilerin haberlerini hayatta olanlara ve hayatta olanlarınkini de gelecektekilere aktaran yazı nimeti de böyledir. Yine ilimler ve edebî metinler kitaplara yazılmaları sayesinde ölümsüzleşir. İnsanlar hesap ve birçok işlerinde neleri konuşup neleri kararlaştırdıklarını, bunları yazılı belgelere aktarmaları sayesinde bilirler.

Eğer yazı olmasaydı, belli zamanlarda olan şeylerin haberlerinin, sonraki zamanlara ulaşmasının önü kesilirdi. İlimler okutuldu, ancak faziletler ve edepler kayboldu. Bunun neticesinde ortaya çıkan iç bozulmanın etkisi ise çok büyük oldu. Denilebilir ki, konuşmak ve yazmak, insan için tabii değil, sonradan kazanılan bir şeydir. Bu yüzden Arap, Hint, Rum ve diğer yazılar birbirinden farklıdır. Aynı şekilde, konuşma da varlıkların ve eşyaların isimlendirilmesiyle ortaya çıkar ve bu yüzden diller de farklıdır.

Buna şöyle cevap verilebilir: Yazının ortaya çıkmasını sağlayan, yazı yazmaya uygun halde yaratılmış eller, parmaklar ve yazılacak şeyleri toparlayan zihin ve düşünce, insanların fiilleriyle elde edilmemiştir. Eğer bunlar olmasaydı insanlar asla yazamazdı. Aynı şekilde insanda dil, tabii konuşma yeteneği ve zihin olmasaydı asla konuşamazdı. Ancak Allah bu nimetleri ona bahşetti.

İnsanın fıtratında var olan öfkenin hikmetini bir düşün! Bu sayede insan, rahatsızlık ve eziyet veren şeylere karşı kendisini korur.

Yine insanda yaratılmış olan haset (kıskanma) duygusunun hikmetini tefekkür et! Bu sayede insan, kendisine faydalı olacak şeyleri elde etmek için çalışır.

Ancak insan bu iki durumda mutedil olmak ve haddi aşmamakla emrolunmuştur. Eğer bu hususlarda haddi aşarsa, şeytanların derecesine düşer. Öfkeyi, zararları engellemekle sınırlandıracaktır (bu sınırı aşıp zulmetme derecesine geçmeyecektir). Kıskançlığı ise gıpta haliyle sınırlı tutacaktır. Yani başkalarının zarar görmesini ve zarara uğramasını istemeden, onların sahip olduğu faydalı şeylerin aynısına kendisi de sahip olmayı isteyecek ve bunu elde etmek için çalışacaktır.

İnsana bazı şeylerin verilmesi, bazı şeylerin ise verilmemesi üzerinde de tefekkür et! Örneğin insana verilen şeylerden biri emeldir (geleceğe yönelik hayal ve beklentilere sahip olma özelliğidir). Emel sayesinde insan dünyayı imar eder ve neslini devam ettirir. Böylece sonradan ve zayıf olarak dünyaya gelenler, öncekilerin imar ettiklerinden yararlanırlar.

Çünkü insanlar başlangıçta zayıf olarak yaratılırlar. Eğer bu insanlar, daha öncekiler tarafından yapılan eserler bulamayacak olsalardı, ortada ne sığınacakları yerler ne de yararlanacakları aletler olurdu, işte emel, hayatta olanların, daha sonra gelecek insanların faydalanacakları şeyleri yapmalarına sebep olur. Ve bu durum, kıyamete kadar böyle sürüp gider.

İnsanlara verilmeyen şeylere örnek ise, insanın kendi menfaati için, ecelinin ne zaman olacağını bilmemesidir. Eğer insan yaşam süresini bilse ve bu süre de kısa olsaydı, arzu ve istekle hayata sarılmaz, neslini devam ettirmek, yeryüzünü imar etmek için hevesli olmaz ve bunun gibi diğer şeyler için de herhangi bir heyecan hissetmezdi. Şayet bu süre uzun olsaydı, bu sefer de şehvet ve arzuların içine gömülür, hiçbir sınır tanımaz ve düşünmeden tehlikelerin içine atılırdı. Yok olmasına sebep olacak bu tür tehlikelere atılmaması yönünde yapılan nasihatlerin ve kınamaların da hiçbir faydası olmazdı.

✔️HİKMETLER (İmâm-ı Gazâlî Rahmetullahi Aleyh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin