Giriş

116 15 3
                                    


Hamd Allah’a mahsustur. O, nimetini, (kendisine) yakınlaştırılanların gönül bahçelerine yerleştirmiş ve bu üstünlüğü de kullarından sadece tefekkür edenlere özgü kılmıştır. Yarattıklarında tefekkür etmeyi ise, sağlam gözlemlerde bulunup derin düşünen kullarının kalplerinde (en küçük bir şüphe bulunmayan) yakîn derecesinde bir imanın sapasağlam yerleşmesinin aracı kılmıştır. Bu kullar Allah’ın yarattıklarında tefekkür ederek O ’ndan başka ilah olmadığı, O’nun bir olduğu gerçeğini idrak ederler.

O ’nun büyüklüğünü ve yüceliğini gözlemleyip O'nu bütün eksikliklerden uzak tutarlar. Allah her durumda işleri adalet ile yürütür ve bu kullar gözlemleri sonucu elde ettikleri deliller ile bu gerçeğin şahitleri olurlar. Bilirler ki, Allah yumuşak davranan (Halîm), her şeye güç yetiren (Kadir) ve her şeyi bilendir (Alîm). Tıpkı şu ayette söylendiği gibi:
Allah adaleti ayakta tutarak kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etmiştir. Melekler ve ilim sahipleri de. Mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibi Allah’tan başka ilah yoktur.” (Âl-i İmran: 18)

Salat-ü selam peygamberlerin efendisi, muttakilerin (Allah’ın emirlerini hakkıyla yerine getiren iyi kulların) önderi, günahkârların şefaatçisi, peygamberlerin sonuncusu Hazreti Muhammed’e, yakınlarına, ashabına ve kıyamete kadar gelecek olan soylu ve kerîm kimselere olsun.

Ey kardeş! Allah sana ariflerin başarısını nasip etsin ve sana hem dünya ve hem de din hayrını versin.

Eksikliklerden uzak olan Allah’ı tanımaya çalışmak, yarattıklarına bakıp onun büyüklüğünü düşünmek, eserlerindeki insanı hayrete düşüren ve hayranlığa sevkeden hususlar üzerinde tefekkür etmek, benzersiz ve örneksiz yaratmasını anlamaya gayret etmek, işte bütün bunlar yakın derecesindeki imanın sağlamlaşmasının yollarıdır. Bu konuda muttakilerin derecesi
birbirinden farklıdır.

Bu kitabı, akıl sahiplerini uyandırıp akıllarını harekete geçirmek amacıyla, Kur’an ayetlerinin büyük bir bölümünün işaret ettiği hikmetlerin ve nimetlerin farklı yönlerini tanıtmak için yazdım.

Allah aklı yaratmış, doğruya ulaşması için vahiyle onu kemâle erdirmiş ve akıl sahiplerine de yarattıklarını gözlemleyip incelemelerini ve eserlerindeki insanı hayrete düşürüp hayranlık uyandıracak hususlar üzerinde tefekkür etmelerini emretmiştir. Şu ayetlerde ifade edildiği gibi: "De ki: Göklerde ve yerde olanlara dikkatle bakın! (da ibret alın)” (Yunus: 101).

Her canlı şeyi sudan yarattığımızı düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?” (Enbiya: 30).

İşte bütün bu işleri döndürüp idare eden, onların yaratıcısının anlaşılmasını sağlayan, apaçık delillere dikkat çeken bu gibi ayetler bütün eksikliklerden uzak olan yüce Allah’ı tanıyıp bilmenin önemini ortaya koyuyor. Zaten kullarına vadettiği mutluluğa ve nimetleri elde etmenin tek yolu da O ’nu bilip tanımaktır.

Bu kitabı çeşitli konulara ayırdım. Her bir konuda Allah’ın yarattıklarından birini ele aldım ve ondaki hikmetten bahsettim. Tabi bütün bunlar kendi aklımızın farkına varıp idrak ettiği ölçüde oldu. Yoksa Allah’ın yarattıklarını tamamı, sadece yarattıklarının birindeki hikmetleri söylemek için bir araya gelseler, buna güçleri yetmezdi. Onun için yaratılmışların bu konudaki idrakleri Allah’ın onlara bahşettiği akıl ve anlayış ölçüsünde olur. Allah, rahmeti ve cömertliği ile, bize fayda vermesini isteyeceğimiz tek makamdır.

✔️HİKMETLER (İmâm-ı Gazâlî Rahmetullahi Aleyh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin