Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Rüzgarları da aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten şu indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. Yoksa onu mahzenlerde saklayan siz değilsiniz.” (Hicr: 22).Rüzgarlar havayı harekete geçirip dalgalandırırlar. Eğer böyle olmasaydı, karadaki canlıların hepsi yok olurdu. Havayı teneffüs etmekle, bütün canlıların bedenlerindeki ısı dengelenir. Çünkü denizdeki canlılar için suyun önemi ne ise, karadaki canlılar için havanın önemi de odur. Eğer bir canlının havayı içine çekip nefes alması engellenmiş olsa, beynindeki hararet kalbine geçer ve bu da onun ölmesine sebep olur.
Rüzgarlar sayesinde bulutların, ziraat için yağmura ihtiyaç duyulan yerlere sürülmesindeki ve oraya yağmur yağmasındaki hikmeti bir düşün! Eğer yaratıcı rüzgarı yaratmak suretiyle kullarına lütufta bulunmamış olsaydı, bulutlar ağırlıklarından dolayı oldukları yerde kalırlar ve yeryüzünün de onlardan yararlanması mümkün olmazdı.
Rüzgarlar ile gemilerin nasıl suyun üzerinde yüzüp gittiğini ve bazı bölgelerden, diğer bölgelere, oralarda üretilmeyen ve yetişmeyen eşyaları taşıdığını da bir düşün! Eğer rüzgarlar sayesinde gemiler bir yerden başka bir yere intikal edemeseydi, sadece belli bölgelerde üretilen ve yetişen eşyalardan, ancak gemiler ile götürülebilecek başka bölgelerdeki insanların yararlanması söz konusu olmazdı. Oysa pek çok zaruret ve kazanç elde etmek gibi çeşidi sebepler, bir bölgede üretilip yetiştirilemeyen eşyaların başka bölgelerden getirilmesini zorunlu kılar.
Sonra rüzgarlardaki letâfet ve şeffaflığı bir düşün ve harekedenip dalgalanması ile yeryüzündeki ağır ve kokmuş havayı nasıl dağıtıp berraklaştırdığını tefekkür et! Eğer böyle olmasaydı, meskenlerde hava bozulup kokar ve neticede canlılar vebaya ve diğer hastalıklara yakalanıp yok olurlardı.
Rüzgarların kum ve toprakları bostanlara nakletmesi ve oradaki ağaçları güçlendirmesindeki faydaları da bir düşün! Yine rüzgarlar, dağların sırtlarını da kum ve toprakla kaplayıp oraları ziraata uygun hale getirebilirler.
Diğer taraftan rüzgarlar sayesinde, denizler harekete geçip, balık ve insanların faydalanabileceği diğer şeyleri karaya atar. Yine havanın hareketiyle, yağmurun nasıl parçacıklara ayrıldığını ve yere damlalar halinde düştüğünü bir düşün!
Eğer havanın hareketi olmasaydı, su yere bütün bir kütle olarak iner ve indiği yeri de mahvederdi. Ancak yere damlalar halinde inen su, yerde toplanır ve hiçbir şeye zarar vermeden nehirleri ve denizleri oluşturur. Böylece canlılar en güzel şekilde onlardan yararlanmış olurlar.
Yüce Allah’ın kullarına olan rahmetine, lütfuna ve onların işlerini nasıl yürüttüğüne bir bak! Evet, Allah’ın bu nimetindeki faydaların çokluğunu, büyüklüğünü ve kuşatıcılığını iyice tefekkür et!
Şu ayette akıl sahipleri uyanlır ve bütün bunları tefekkür etmeye davet edilir:
“Gökten sizin için suyu indiren O’dur. İçecekler bundandır, ağaçlar bundandır ve (bundan yetişen otlakların) içinde hayvanlarınızı otlatırsınız. (Allah) sizin için onunla ekin, zeytin, hurma, üzümler ve her türlü ürünü bitiriyor. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için apaçık bir delil ve ibret vardır.” (Nahl: 11-12).Yüce Allah’ın havayı bazen yağmur bulutlarıyla yüklü bazen de açık yapması ve dünyanın selameti için bu iki hali dönüşümlü olarak devam ettirmesi, O ’nun bu konudaki büyük nimetlerinden ve hikmederinden biridir.
Sürekli olarak bu iki halden biri devam etseydi, o zaman dünyadaki denge bozulurdu. Yağmurlar aralıksız olarak devam ettiğinde, ekinleri ve sebzeleri çürüttüğü, evleri ve binaları yıktığı, yolları kestiği ve bir çok mesleği icra edilemez hale getirdiği görülür.
Aynı şekilde hava hep açık ve güneşli olarak devam etse, cisimler ve bitkiler kurur, pınarlardaki ve vadilerdeki sular bozulurdu. Havanın hep kuru olması başka olumsuz sonuçlar da doğurur. Hastalıkların çoğalması, gıda maddelerinin fiyatlarının yükselmesi, otlakların kuruması ve arıların yayılacağı çiçeklerin yok olması gibi.
Ancak havanın bazen yağışlı bazen de güneşli olması, havayı mutedil yapar ve bu iki durumdan her biri diğerinin sebep olacağı zararları ortadan kaldırır. Böylece işler düzene girer. Ve Allah’ın dilemesiyle, genel olarak hava durumu bu şekilde olur.
Ancak bazen bu iki durumdan birinin uzun süre devam ettiği ve bunun zararlarının ortaya çıktığı söylenebilir. Bunun sebebi belki de, Allah’ın nimeti ve lütfunun zıddı olan şeylerle insanların uyarılmasıdır.
İnsanların bu şekilde uyarılmaları, onların zulümleri ve isyanlarından kaynaklanır. Bilindiği gibi vücuttaki hastalığın şiddetinin fazlalığına göre kullanılacak ilacın acılığının şiddeti de artar.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı. Fakat O, (rızkı) dilediği ölçüde İndirir. Şüphesiz O, kullarından haberdar olan ve onları görendir.” (Şûra: 27).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️HİKMETLER (İmâm-ı Gazâlî Rahmetullahi Aleyh)
Ciencia FicciónGözlerimizin önünde bulunan binlerce belkide daha fazla madde var. Gökyüzü, yeryüzü, güneş, ay, yıldızlar, canlılar, cansızlar, gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu, dokunduğumuz tüm madde planında olan herşey hakkında daha önce tefekkür ettik mi...