Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık.” (Mü’minûn: 12).
Allah ezelî ilminde, bir topluluk yaratıp onları yeryüzüne yaymayı ve orada imtihana tâbi tutmayı isteyince, onları birbirlerinin neslinden gelecek şekilde yarattı. Allah kadın ve erkeği yaratmış ve her birinin kalbine, karşı cinse karşı duydukları arzularına engel olamayacakları, sevgi, muhabbet ve başka sebepler yerleştirmiştir. Yaratılışlarında var olan bu fıtrî arzu, onları birleşmeye sevk eder ve bu birleşme neticesinde erkeğin menisiyle kadının rahminde cenin oluşur. Sonra Allah, değişik evrelerden geçirerek ondan erkek ve kadını yaratır.
Rahimdeki nutfeyi önce alak’a (embriyo’ya), sonra bir parça ete sonra da kemiğe dönüştürür. Sonra kemiklere et giydirir ve kaslar, sinirler ve damarlarla donatır. Sonra uzuvları yaratır. Kafayı şekillendirir ve onda kulak, göz, burun ve ağız gibi organların yerini açar.
Allah gözü görmek için yaratmıştır ve onunla eşyaların görülmesi insanı şaşkınlığa düşürecek ve hayranlığa sevkedecek bir durumdur. Gerçekten de insan bu işin sırrını açıklamaktan aciz kalıyor.
Göz yedi tabakadan oluşmaktadır ve her bir tabakanın kendine has özellikleri ve şekli vardır. Eğer bu tabakalardan biri kaybedilse veya işlevsiz hale gelse, artık göz, görme işini yapamaz hale gelir.
Örneğin gözü çevreleyen göz kapaklarına bir bak! Göz, dışardan gelecek ve ona zarar verecek toz vesaire maddelerden korumak için çok hızlı hareket etme kabiliyetine sahip olarak yaratılmıştır. Göz kapakları âdeta, ihtiyaç halinde açılan, diğer zamanlarda kapalı tutulan bir kapı konumundadır.
Aynı zamanda göz kapağı, gözü ve yüzü güzelleştiren bir unsur olduğu için, kirpikleri de göze zarar verecek kadar ne uzun, ne de kısadır. Göz yaşı, göze düşen şeyleri parçalayıp gidermek için biraz tuzlu olarak yaratılmıştır. Gözün kenar kısımları, ortasına göre biraz daha çukurdur. Böylece gözün yan tarafında kalan şeylerin görülmesi mümkün olur.
Yine kaşlar da yüz için bir güzellik unsuru ve gözleri koruyucu bir örtü olarak yaratılmıştır. Uzamayıp aynı kalması noktasında da kirpiklere benziyor. Saç ve sakal kılları ise, uzayıp kısaltılabilmekte ve çirkinlikten uzak tutularak güzel bir şekil verilebilmektedir.
Sonra ağza, dile ve bunlardaki hikmedere bir bak! Dudaklar ağız için bir örtüdür. Hatta sanki ihtiyaç halinde açılan, ihtiyaç ortadan kalktığında kapanan bir kapı gibidir. Dişler ve diş etleri için de birer örtü vazifesi görür ve böylece güzel bir görünüm sağlar. Eğer dudaklar olmasaydı ortaya çirkin bir görüntü çıkardı.
Aynı şekilde dudaklar, insanın içindeki duyguları ifade ederken dil ile yardımlaştığı gibi, ağza atılan lokmaların çevrilmesi, dişlerin altına sürülmesi için de yardımcı olurlar. Bu şekilde lokmalar iyice çiğnenir ve kolayca yutulur.
Allah dişleri tek ve bütün bir kemik halinde değil, ayrı parçalar halinde yaratmıştır. Böylece dişlerden biri çıkarsa diğerlerinden yararlanmaya devam edilir. Dişler işlevleri ile faydalı olurken, güzel bir görünüme de katkıda bulunurlar. Dişlerden bazıları, işlevi bunu gerektirdiği için, daha geniş ve sağlam yaratılmıştır.
Öğütücü dişler (azı dişleri) ağza alınan gıdaları parçalayıp öğütmede ihtiyaç duyacak büyüklüğe ve özelliğe sahiptir. Çünkü lokmaların iyice çiğnenmesi, hazmın birinci aşamasını oluşturur. Ön dişler ve kesici dişler, hem güzel bir görüntü hem de gıdaları parçalayıp ağza alınacak hale getirmek, için yaratılmıştır. Bu yüzden kökleri çok sağlamdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️HİKMETLER (İmâm-ı Gazâlî Rahmetullahi Aleyh)
Science-FictionGözlerimizin önünde bulunan binlerce belkide daha fazla madde var. Gökyüzü, yeryüzü, güneş, ay, yıldızlar, canlılar, cansızlar, gözümüzün gördüğü, kulağımızın duyduğu, dokunduğumuz tüm madde planında olan herşey hakkında daha önce tefekkür ettik mi...