silinen bolum 1.
sonradan gelenler ve bilmeyenler icin hemen acıklama yapayım. 5-6 bolum wattpad'in azizligi nedeniyle silindi. yeniden yazip paylasmak dustu bana da.
yardımcı oldugu icin elifime tesekkurlerimi sunuyorum huzurunuzda<3 umarim bol bol yorum yaparsiniz ve hasret giderebiliriz. hevesimi yeterice kaybetmisken en son istedigim sey okuyucu kaybetmek cunku. bi sille daha yersem cok uzulucem...
bu arada bu ficteki yoonmin icin yazdigim fic 7/11'e de goz atabilirsiniz dilerseniz.
11; Aklım hâlâ her dokunuşunda.
''Bu sakinlik iyiye işaret değil, ben size söyleyeyim. Yine bir şeylerin peşinde bu pezevenkler.''
Seokjin, enerji içeceğinin son yudumlarını kafasına diktikten sonra; gözlerini olabildiğince büyütmüş ve silindir tenekeyi kırmızı Converseleri arasında ezmişti. Bakışlarım ayaklarından, gözlerine çevrilene dek sigaramı tüttürmeye devam ettim. ''Fırtına öncesi sessizlik,'' derken, dudaklarım hafifçe kıvrılıyordu. ''Bir yerde kıstırıp sıçarlar ağzımıza en fazla. Başka ne olacak?''
Henüz bitirmemiş olduğum sigarayı çevik bir hareketle kendi dudaklarına misafir eden Jimin, her zamanki kirli beyaz gömleğinin ütüsüz yakalarını çekiştirdi ve gözlerini kısarak Seokjin ile bana baktı. ''Size bir şey itiraf etmem lazım.''
''İşte geliyor.'' Seokjin homurdandı. Ben ise sigara keyfim bölündüğü için huzursuzdum.
''Yoongi, ben ve bir başkası... Üçlü yaptık. Meğer üçlü yaptığım kız Yoongi'nin sevgilisiymiş ve ona haber vermemiş. Kız ilişkilerine heyecan gelmesini istiyormuş. Yoongi önce kabul etmeyip bana saldırdı, biraz hırpaladık birbirimizi,'' sigarasından bir nefes daha çekip ince dalı bana uzattı, hiç çekinmeden kabul ettim. ''Gavat herif,'' diye mırıldandı en sonunda. ''Kızdan çok benimle öpüştü.''
İçimde yükselen gülme isteğini zorlukla yuttum. Sonuna geldiğim sigarayı yerde ayağımla ezdim, sonra da çöp kutusuna attım. Seokjin ne diyeceğine karar verememiş olacak ki, boş gözlerle Jimin'e bakıyordu.
''Siz ikiniz,'' dedi, uzun bir müddet düşündükten sonra. İşaret parmağıyla bir beni bir de Jimin'i gösteriyordu. ''Siz ikiniz delirmişsiniz.''
Yaşanan şeylerin trajikomik olduğunu kabul edebilirdim. Jimin ile Yoongi arasında bir şeyler olduğunu sezmiştim ama böyle bir şey tahminlerim arasında değildi. Tek omzuma asılı olan çantayı yerinde biraz oynatıp, Seokjin'in küfürlerini dinledim bir süre. Beni arsız bir kuduruk, Jimin'i de Yoongi ile sevişecek kadar yoklukta olmakla suçluyordu.
Balıkçılar da denizin tehlikeli, fırtınaların tehlikeli olduğunu elbet bilirdi. Ama bu tehlike onları kıyıda kalmaya ikna etmezdi. Seokjin'in anlamadığı nokta buydu.
Sonra duraksadım; gözlerim hafif aralık, baş parmağımın etini dudaklarım arasında eziyorken, okul tellerine yasladığım sırtımdaki keskin sancıyla biraz yerimde hareket ettim. Gözlerim Taehyung'daydı. Gevşekçe bağladığı kravatı, bol pantolonu ve hiç olmadığı kadar dağınık olan saçlarıyla, hızlı adımlarının durağı okul girişi oluyordu. Yanındaki Namjoon ile biraz lafladılar. Tüm bunlar oluyorken, sessiz sessiz o ikisini seyrediyordum sadece. Yanımda Seokjin ve Jimin bir şeyler konuşuyordu ama kulağım orada değildi. Taehyung'un sıkıntıyla şişirdiği yanağına ve öfkeyle gerilen kaşlarına odaklıydım.
Keyifsiz görünüyordu. Yüzündeki her köşe, tanık olduğum bir mucizeydi. Bacağını büktü ve baldırlarını kaşıdı. ''Bir siz doğrusunuz amına koyayım!'' diye bağırdı, sinirden kızarmış suratını kontrol altına alamıyor gibiydi. Karşısındaki Namjoon etrafta onlara dönen bakışlardan rahatsız olmuş olacak ki, sussun diye Taehyung'u omzundan itekledi ama bu Taehyung'u yıldırmadı. Ne döndüğünü anlamıyordum, dişlediğim tırnağımın acımaya başlamasıyla elimi ağzımdan uzaklaştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8/25
Fanfictionhırçın çocuklar, hoyrat öpüşler. itlik ve serserilik. paylaşılamayan sigaralar, ağlarsan devrileceğim. 1 haziran 2020.