selamlar
elbette ki aktif okuyucu olan çoğu kişinin kurgudan koptuğunu biliyorum. ben de koptum ama karakterleri o kadar seviyorum ki içime sokmak istiyorum. bilgisayarın başına geçtiğim gibi aktı gitti, yayımlamak istedim. unuttuk be amına tarzı yorumlar görmezsem ve hevesim kursağımda bırakılmazsa memnun olurum.
çok sık gördüğüm bir yoruma cevap olarak da, eğer her bir satırı atlamadan okursanız neler olduğunu anlarsınız. bu kadar zor olmamalı. sanki emeğe saygısızlık. sadece bana da yapılmıyor, çok görüyorum. neyse, bu kadar kızgınlık yeterwhşğp
olaydan çok durum hikayeli bir final oldu. tekrardan belirtmek isterim.
son kez, iyi okumalar.
başlama tarihi: 1 haziran 2020
final: 2 ocak 2022.
-
Bazı hislerin eşi benzeri yoktur.
Hayatımda yer edinmiş anları sorguladığım çoktur. Tıpkı batıl inançlarım gibi. Her gece yatmadan önce çoraplarımı birbirine sürtmezsem kötü rüyalar göreceğime inanırım. Evde temiz son bir bardak kaldıysa onu kullanmam, eğer bir gün dönerse diye annem için saklarım.
İnançlarım şafağımda paramparça olmadan evvel seni kanıma katmaya çalışıyordum. Bu, sana aşina olmak demekti. Kendimle bile ne yapacağımı bilmezken iç organlarımın içinde bir yer açmıştım sana. Kaburgalarımı kırmıştım. Bu, bazen mecazi olmaktan bile çıkmıştı.
''Bunu nereye yerleştirmem gerekiyor?''
''Olduğu yerde kalsın,'' ağzımda yamuk duran sigaraya ve yüksek ihtimalle anlaşılmayan cümleme aldırmadan dakikalardır asmaya uğraştığım posterden ayırdım gözlerimi ve Taehyung'a baktım. Elinde tuttuğu karton kutuda kıçı kırık Indie grupların sadece benim aldığım albümleri duruyordu. ''Belki atarım bile.''
''Bir elli sene bekle, belki içlerinden biri ünlü olur.''
Güldüğüm için sigara ağzımdan düştü. Bir küfür savurdum, bu da Taehyung'u güldürdü. Üniversite okumak için geldiğimiz bu şehrin 1+1 apartman dairesine günlerdir yerleşmekle uğraşıyorduk. İkimiz de birtakım şeyleri romantize eden tipler değildik, bu yüzden hayallerimize ulaşamamak bizi çok derinden yaralamamıştı. Taehyung basketbolda profesyonelleşmeye devam ederken ben de keman eğitimimi tamamlamaya çalışıyordum. Hala kusursuz değildim. Her gece ona küçük konserler veriyordum ve beni inanılmaz bir şekilde yüreklendirmesine rağmen, içten içe her zaman onun daha çok geliştiğini düşünüyordum.
Birinin yanına yakışamama ihtimali bizi neden bu kadar tedirgin ederdi?
''Akşam için birini davet ettim, umarım sorun olmaz.''
Parkenin sigara yüzünden zarar görüp görmediğini kontrol ettikten sonra, yere düşmüş sigarayı yeniden dudaklarımın arasına aldım. Eve tam anlamıyla yerleşmemişken misafir çağırma fikrini garipsemiştim. Soran gözlerine cevaben, göz kontağımızı güçlükle kurarak ''Annem,'' dedi. ''Kiminle yaşayacağımı çok merak ediyor. O kadar çok mesaj attı ki artık dayanamadım.''
Ne düşündüğünü çok iyi bilmek, onu bu kadar tanımak beni hoşnut etmişti. İfademi bozmadım. ''Sorun yok.'' dedim sadece. İnanılmaz gerilmiştim. İlişkimizi bilmelerine rağmen arkadaşlarının yanında bile rahatça oturamıyordum, kim bilir annesinin yanında kaç tane anksiyete atağı geçirecektim.
''Emin misin?''
''Tamamen eminim.'' Tırnaklarıyla delik deşik ettiği karton kutuyu bıraktı ve yanıma geldi. ''Sana inanmak istiyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8/25
Fanfichırçın çocuklar, hoyrat öpüşler. itlik ve serserilik. paylaşılamayan sigaralar, ağlarsan devrileceğim. 1 haziran 2020.