10; o gülüşler senin için değil.

41.3K 4.1K 4.5K
                                    

bu bölüm jeongguk karakterini daha iyi tanıyacağız. keyifli okumalar. sizi seviyom. yorumlarınızı daha çok seviyom.

bakın bu nasıl bi şey biliyo musunuz, güncel bi hikaye yazarken bir yolculuktaymışsınız gibi. birileri yorumlarını belirtince de bu yolculuğu yakın arkadaşlarınızla yapıyormuşcasına bir samimiyete dönüşüyor. keyifli yani

yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederimm

dinler misiniz bilmiyorum, bölüm şarkımız conan gray - the story. :D

beni yak kendini yak her seyi yak😔😔😩🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

beni yak kendini yak her seyi yak😔😔😩🥺

-


Bir insanla aranızda sadece size özel şeylerin olması, şahane bir histir. Onun hayatına sizin kadar tesir edecek birinin daha olmayacağını bilirsiniz ve dahası, sizin hayatınıza da bir daha onun gibisi gelmeyecektir. Taehyung'la tanışmamızı ve aramızın Alaska kadar soğuk olduğu zamanları çok net hatırlıyordum. O şimdi, benim kanayan burnuma az önce yaptığı şeyden dolayı pişmanlıkla ve bir nebze endişeyle bakıyor iken, titreyen ellerimi oluk oluk kanayan burnuma sıkıca bastırıyordum.

Canım yanmamıştı. Daha kötü darbeler almıştım- Gerçekten, bu o kadar da sağlam bir kafa atışı değildi. Bir uyarı niteliğindeydi. Ancak Taehyung çoktan yaptığına pişman olmuş, başımı eğmem konusunda birkaç şey söylüyordu hızlıca. Onu duyuyordum, Jimin ve Seokjin'in telaşlı cümlelerini ve hatta Hoseok'un sinirle karışık gülüşünü bile duyuyordum fakat kulaklarım uğulduyordu.

''Sen ne yapıyorsun lan öyle?'' Seokjin ani bir hareketle Taehyung'u yakalarından kavradı, bu esnada ben de hem kanamaya devam eden burnumu, hem de Seokjin'in kolunu tutmaya çalışıyordum.

''Hak etti,'' diye mırıldandı Taehyung sadece. İstese Seokjin'e karşılık verirdi ancak o da benim gibi yaptığını sorguluyordu. Kafası karışmış gibi ensesini kaşıyor, gözleri dalıp gidiyordu.

''Bizim aramızda bir şey,'' diye soludum hırlarcasına. Kan gölüne dönmüş beyaz tişörtüme şöyle bir bakıp, Jimin'e Seokjin'i durdurması adına bir baş hareketi yaptım. ''Saldırma ona.''

''Nasıl saldırmayayım? Siz kafayı mı yediniz?''

Jimin'in pek de sıkı olmayan tutuşundan sertçe kurtulup, sinirle gözlerime baktı. Ne hissettiğini biliyordum. Lisenin başından beri, biz üçümüz, birbirimizden gizli saklı dolaplar çevirmezdik. Ancak benim onlara söylediğim yalanların haddi hesabı yoktu. Taehyung'la olan yatak arkadaşlığımız mesela, en büyüğü oydu. Onların yanında hiç acımadan kemiklerimizi kırarken, geceleri öpmediğimiz yer bırakmıyorduk vücutlarımızda.

8/25Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin